Fitch Ülke Notları Direktörü Paul Gamble, Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu düşürmesinin arkasındaki temel nedenin mevcut politika bileşiminin olumsuz etkileri olduğunu belirtti. Gamble, 2022'de yıllık ortalama enflasyonun Fitch tarafından derecelendirilen ülkeler arasında en yüksek oran olan yüzde 71.4'e çıkacağını tahmin ettiklerini, artan geriye dönük endeksleme riskleri, yükselen beklentiler ve liradaki değer kaybı nedeniyle enflasyonun seyrinin oldukça belirsiz göründüğünü ifade etti.
'TEKNİK BİR RESESYON ARTIK DAHA GÜÇLÜ BİR OLASILIK'
Avrupa'nın durumuna değinen Gamble “Kuzey Akım boru hattı yoluyla Rusya'nın doğalgaz arzının son dönemde kesintiye uğramasının ardından Avrupa'da doğalgaz konusundaki sıkıntılar önemli ölçüde arttı. Euro bölgesinde teknik bir resesyon artık daha güçlü bir olasılık. Haziran ayı için hazırladığımız Küresel Ekonomik Görünüm'e göre, bu yılın ikinci ve dördüncü çeyreklerini kapsayan dönemde euro bölgesi ortalama büyümesinin çeyreklik bazda sadece yüzde 0,1 olmasını tahmin ediyoruz” dedi.
“Bu çeyrekte ve sonraki çeyrekte büyüme, hizmetler ve turizm faaliyetindeki toparlanma ile desteklenecek olsa da doğalgaz sıkıntıları ve yüksek fiyatlar, enerji talebinin özellikle yüksek olduğu bu yılın son çeyreği ile 2023'ün ilk çeyreğinde art arda iki çeyreklik ekonomik daralmayı kolayca tetikleyebilir” uyarısı yapan Gamble Dünya'dan Elif Karaca'ya yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Her iki çeyrekte de GSYİH'deki hafif bir daralma, 2023 euro bölgesi büyüme tahminimizin yüzde 2,1'den yaklaşık yüzde 1'e düşürülmesine neden olabilir.”
“TEKNİK BİR RESESYON OLASILIĞI OLDUKÇA ARTTI”
FED'in tutumu üzerinden gelişmekte olan ülkeleri değerlendiren Gamble “Bankacılık sektörünün sağlığı, hanehalkı mali durumunun daha güçlü oluşu ve borçluluk düzeylerinin düşüklüğü göz önüne alındığında, pandemi sırasında biriken tasarrufların da desteğiyle ABD ekonomisi şu anda faiz artışlarına karşı 2006 yılına göre çok daha dayanıklı görünüyor. Ancak tahminlerimiz, ABD ekonomisinin 2023'ün ikinci yarısında yavaşlayacağını ve teknik bir resesyon olasılığının oldukça arttığını gösteriyor.
Küresel bir resesyonun yaşanması halinde, önemli ihracat pazarlarından gelen talep düşeceği ve turist sayısı da etkileneceği için Türkiye'de büyüme üzerinde net bir olumsuz etkisi olacaktır. Ayrıca, Türkiye gibi büyük dış finansman ihtiyacı olan ülkeler için kırılganlıkları artıracak, finansal piyasalarda riskten kaçınmaya neden olacaktır” dedi.
“NOTUN DÜŞÜRÜLMESİNDE MEVCUT POLİTİKA BİLEŞİMİNİN OLUMSUZ ETKİLERİ OLDU”
Gamble, Türkiye'deki yüksek enflasyona da değindi ve şöyle dedi: “Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu düşürmesinin arkasındaki temel neden, mevcut politika bileşiminin olumsuz etkileri oldu. 2022'de yıllık ortalama enflasyonun Fitch tarafından derecelendirilen ülkeler arasında en yüksek oran olan yüzde 71.4'e çıkacağını tahmin ediyoruz. Artan geriye dönük endeksleme riskleri, yükselen beklentiler ve liradaki değer kaybı nedeniyle enflasyonun seyri oldukça belirsiz görünüyor. Döviz kuru geçişkenliğinin hem hızı hem de şiddeti arttı.
Genel politika bileşiminin en azından 2023 seçimlerine kadar aşırı destekleyici bir biçimde devam etmesini ve enflasyonun 2023'te ortalama yüzde 57 seviyesinde yer almasını bekliyoruz. Artan enflasyon, zayıf döviz kuru ve yurtiçi güvenin zayıflaması nedeniyle tüketimde yavaşlama bekliyoruz. AB'deki zayıf büyüme de dış talep üzerinde baskı oluşturacak. Büyümenin 2022'de yüzde 4,5 olmasını, ancak yüksek enflasyon, sıkılaşan finansman koşulları ve yavaşlayan küresel büyümeye bağlı olarak 2023'te yüzde 3,0'e ve 2024'te yüzde 2,9'a gerilemesini tahmin ediyoruz. Enflasyonu düşürmek, ancak faiz artırımı ve ortodoks para politikası izlenmesiyle mümkün olacaktır.
“HÜKÜMET GİDEREK DAHA MÜDAHALESİ OLUYOR”
Fitch Ratings'e göre, Türkiye'nin yeni ekonomi politikası karışımı kamu maliyesi ve ülke döviz pozisyonu üzerindeki riskleri artırdı. Hükümet zorlu dış ortama ve artan makroekonomik dengesizliklere rağmen yüksek büyüme ve istihdamı korumaya odaklanmaya devam ederken, giderek daha müdahaleci ve öngörülemeyen politikaların izlenmesi güveni ve finansmana erişimi daha da zayıflatabilir."