Pandemiden sonraki süreçte yeni normal kavramı girdi hayatımıza. Bu kavram beraberinde pek çok alışkanlığın yön ve yöntem değiştirmesini getirdi. Bunların en başında alışveriş alışkanlıkları geliyor. Mağazaların kapalı olması nedeniyle insanlar ihtiyaçlarını dijital dükkânlardan ve mağazalardan karşılamak durumunda kaldılar.
Pek çok firma da internet üzerinden satış yapmanın inceliklerini öğrendi. İnternetten yapılan alışverişlerde eleman ve mağaza giderleri olmadığından indirimler ve hediyeler de verilmekteydi. Her marka kendi ürününü satabilmek istediği için kampanyalar da yaptılar.
İhtiyacı Olan Da alıyor Olmayan Da
“Pandemi öncesinde market ve bakkallar talan edilmiş bir paket makarna dahi bulamaz hale gelmiştik. Ama bütün bu stoklar ve istiflemeler boşa gitti çünkü ürünler üretilmeye ve marketlere gelmeye devam etti. Ama pek çok insan panik halde yüklü miktarlarda alışverişler ve stoklar yaptı. İşte e-ticaretin büyüme ivmesine bu panik havasının çok büyük etkisi oldu. İnsanlar artık daha temkinli ve az miktarda alışveriş etmeye başladı. Özellikle döviz ve altındaki oynak fiyatlar kişileri bir şekilde dürterek alışveriş yapmaya yönlendirse de sağduyu sahibi olan bireyler daha temkinli alışveriş yapmaktadırlar.
Kurtların iştahını kabartan müşteri kitlesi bilinçsizce alışveriş yapan kitlenin mensuplarıdır. Bu kitlenin öyle bir alışveriş eğilimi var ki; ihtiyacaolan da alıyor olmayan da. İleride ihtiyacım olursa ve bulamazsam düşüncesi onları bu davranışa itiyor. Bu kişiler derhal tedavi olmalıdırlar. Yoksa gittikçe fakirleşirler ve borçlanırlar.” Sözleriyle Gökhan Hiçyılmaz, e-tüketici davranışlarını da değerlendirmeye almıştır.