HAK-İŞ’ten siyasi partilere çağrı
HAK-İŞ’in Genel Başkanı Mahmut Arslan, Yeni Anayasa konusunda partilere çağrıda bulundu...

Oluşturma Tarihi: 2016-02-04 03:55:17

Güncelleme Tarihi: 2016-02-04 03:55:17

Star'da yer alan habere göre, Türkiye Anayasa Platformu'nda yer alan 300'e yakın sivil toplum kuruluşundan (STK) biri olan HAK-İŞ'in genel başkanı Mahmut Arslan, yeni anayasa çalışmalarını anlattı. Hedeflerinin seçim döneminde millete yeni anayasa sözü veren tüm partilerin vaatlerini yerine getirmelerini sağlamak olduğunu belirten Arslan yeni anayasa çalışmalarının topluma çok iyi anlatılması gerektiğini söyledi. Anayasa konusunda nihai kararı da halk vermesini istediklerini dile getiren Arslan, şöyle konuştu: “Platform olarak Türkiye'nin 7 bölgesinde halka yeni anayasayı anlatacağız. Hiçbir maddeye değiştirilemez diye bakılmamalı. Bu bir darbe anayasası. O maddeler değişmese bile değişebileceğini konuşmak psikolojik olarak topluma huzur getirecektir. Başkanlık sistemi ile Türkiye, ileride oluşabilecek çift başlılık, yetki karmaşası ve krizlerin önüne geçerek çok daha katılımcı ve demokratik bir ülke olur.”

DÜZEYLİ TARTIŞMA

Sistemin AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığı üzerinden tartışılmasının, gerçeklerin ve Türkiye'yi bekleyen krizlerin konuşulmasının önüne geçtiğini söyleyen Arslan, konunun düzeyli, objektif ve gerçekçi şekilde tartışılması gerektiğini belirtti. Başkanlık sisteminin tabu olmaması gerektiğini dile getiren Arslan, “Sistemi, düzeyli , objektif ve gerçekçi tartışmalıyız” ifadesini kullandı. Meclis'teki 4 partinin seçim beyannamesinde yeni anayasa vaadi bulunduğuna dikkati çeken Arslan, “Siyasi partilerle görüşerek, topluma verdikleri sözün arkasında durmaları gerektiğini ve bu dönem mutlaka yeni anayasa konusunda bir adım atmaları gerektiğini söyleyeceğiz.  Ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun  ‘Darbe ürünü bütün mevzuatlardan kurtulalım' açıklaması var. Bunu destekliyoruz. Darbe ürünü bütün düzenlemelerden kurtulalım. Anayasayı yaparken de toplumun bütün kesimlerini kucaklayacak, toplumda dayanışmayı, uzlaşmayı, birlikte yaşama iradesini yansıtacak ve herkesin ‘benim anayasam' diyeceği bir anayasa yapılmalı. O yüzden tüm muhalefet partileri ve iktidara ‘verdiğiniz sözün arkasında durun, görevinizi yerine getirin' diyoruz” diye konuştu.

“Anayasa'nın değiştirilmez” denilen tüm maddeleriyle ilgili de özgürce konuşulması gerektiğini anlatan Arslan, “Şartlar ne olursa olsun, Meclis'te kabul edilse bile referanduma gidecek. Nihai kararı halk verecek. Hangi metin halk tarafından kabul edilirse bizim için anayasadır. Başlangıç maddelerinin değiştirilmesine karşı çıkanlara da saygı gösterelim ama tartışılsın diyenlere de aynı saygıyı göstermeliyiz. Telaşsız, önyargısız, tabuların ardına sığınmadan konuşabilmeliyiz. Türkiye anayasa tartışmalarını bütüncül olarak yapmalı. Anayasa hem yargı, yasama, yürütme ilişkilerini; hem cumhurbaşkanı ve Meclis'in yetkilerini bir bütün olarak değiştirmek lazım” dedi. 

SİSTEM SORUNLU

Mevcut sistemin krizlere gebe olduğunu anlatan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhurbaşkanı büyük yetkilere sahip, sorumlulukları sınırlı, seçilmiş ve güvenoyu almış bir başbakan ülkeyi birlikte yönetecekler. Şu anda böyle bir sorun yok ancak bu kaçınılmaz olarak çatışmayı getirecek. Turgut Özal'la Yıldırım Akbulut çok iyi anlaşmalarına rağmen çatıştı. Süleyman Demirel -Tansu Çiller arasında aynı şey yaşandı. Ahmet Necdet Sezer, Bülent Ecevit'e anayasa kitapçığı fırlattı. 2007 yılında Cumhurbaşkanı'nı seçememe krizi yaşandı. Elitler, vesayetçiler, ülkeyi kendilerinin yönettiğine inanan statükocular 27 Nisan e-muhtırası ile müdahale etti. 367 krizi yaşandı. 1982 Anayasası Cumhurbaşkanı'na çok büyük yetkiler veriyor. Bir de halk seçince daha güçlü oluyor. Fiili bir yarı başkan aslında. Sistem de yetki kargaşası ve çatışma üzerine kurulu olduğu için hükümetle cumhurbaşkanının çatışması kaçınılmaz oluyor.”