Aydınlık gazetesi yazarı Gaffar Yakınca, ekonomiyle ilgili yapılan bir kamuoyu araştırmasının sonuçlarını bugünkü yazısında değerlendirdi.
Yakınca, araştırmada yer alan mülteciler ve adalet ile ilgili detayları da yorumladı.
EN ÖNEMLİ SORUN HAYAT PAHALILIĞI
Son yıllarda bu köşede en sık yazılan konulardan biri hayat pahalılığı. Çünkü bu, gerçek bir sorun ve halkın canını yakmaya devam ediyor. Hayat pahalılığı bir numaralı sorun olmaya devam ediyor. Etiket fırsatçılığı mı, büyük şirketlerin aç gözlülüğü mü, yoksa ekonomi yönetimi mi… sebebi her ne ise bu işe bir an önce dur denilmesi gerekiyor.
İşte bakın tespitimiz bir kez daha doğrulandı. Asal Araştırma'nın son anketine göre hayat pahalılığı en önemli sorun. Üstelik sorular açık uçlu sorulmuş, yani hiçbir yönlendirme yok. Halkın %64,4'ü hayat pahalılığı en büyük sorun demiş. İkinci sırada %6,3 ile işsizlik var. Diğer sorunların tamamı pahalılık karşısında nal topluyor.
"HANİ İŞLER İYİ GİDİYORDU, HANİ PİYASALAR DÜZELİYORDU"
Daha beterini diyeyim mi? Aynı şirketin Ekim ayında açıkladığı sonuçlarda da hayat pahalılığı birinci sırada ama oranı %56. Geçen üç ay içinde “pahalılık en önemli sorundur” diyenlerin oranı tam 8 puan artmış! Şimdi sormazlar mı arkadaş, hani işler iyi gidiyordu, hani piyasalar düzeliyordu diye? Demek ki düzelen “piyasa” bizim öteberi aldığımız çarşı pazar ile pek ilgili bir şey değil!
MÜLTECİLER VE ADALET
Araştırmada gözden kaçmaması gereken önemli iki detay var. Biri mülteci konusu. Mültecileri en önemli sorun olarak gören yurttaşların oranı %4.8'den %3.8'e gerilemiş. Muhacirler ile ilgili bunca yalan haber, bunca iftira ve hatta faşist propaganda yapılmasına rağmen sorun algısı ciddi biçimde gerilemiş. Bu iyiye işaret. Demek ki vatandaş, kimilerinin işkembeden üfürdüğü rakamlara, uydurma hikayelere artık eskisi kadar prim vermiyor.
Araştırmada yer alan bir diğer önemli detay, adalet konusu. Üç ay önce “en önemli sorun adalettir” diyenlerin oranı %1.8 iken bugün %3.5'e tırmanmış. Bu, hukuk, ceza ve infaz sistemimiz için ciddi bir alarm. Bu kadar kısa sürede neredeyse iki katına varan bir artış, bir şeylerin adalet mekanizmasına güveni hızla aşındırdığını gösteriyor. Benim tahminim, son günlerde pek çok suçlunun hak ettikleri cezayı almadıklarının görülmesi, internet fenomenleri ile başlayan iddialı operasyonların başladığı yerde kalması, elebaşlarına ilerlememesi ve FETÖ elemanlarının yeterince üzerine gidilmemesi. Buna bir de Anayasa Mahkemesi - Yargıtay arasındaki çekişmeyi eklerseniz hukukun pek de güvenilecek tarafı kalmıyor.