Elazığ'da gerçekleşen doğal afet sonucu yıkılan binalar tüm Türkiye'yi üzüntü ve derin bir endişeye sevk etti. Kentsel dönüşümün ve eski binaları güvenli şekilde yenilemenin önemini hatırlatan bu elim olay sonrası inşaat sektörünün kalitesini kanıtlamış dev kuruluşlarından açıklamalar geldi.
ARTAŞ İNŞAAT YÖNETİM KURULU BAŞKANI SÜLEYMAN ÇETİNSAYA: “ŞEHİRLERİMİZİ HIZLA YENİLEMELİYİZ”
"Öncelikle merkezi Elazığ olan ve başta Malatya olmak üzere çevre illerde de etkisini gösteren depremde; hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralanan vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. Ülke olarak hepimize geçmiş olsun. Birçok güzelliği içinde barındıran ülkemiz; maalesef Elazığ ve Malatya'da yıkıcı hasara yol açan sarsıntıyla aynı zamanda bir deprem ülkesi olduğumuzu bir kez daha hatırlattı bize.
Bu gerçek ışığında; depreme hazırlıklı olmak, eski yapıları sağlıklı, kaliteli ve güvenli yapılara dönüştürmek için kentsel dönüşümle yenilenmeliyiz.
2012 yılında kentsel dönüşüm yasası çıktı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın açıkladığı rakama göre Türkiye'de 20 milyon civarında ortalama yapı stoku bulunuyor ve bu yapıların 7 milyon konuta tekabül eden kısmının yenilenmesi gerekiyor.
Yasadan sonra geçen süre içinde 5 milyonu aşkın bir nüfusa hitap eden kısımda dönüşüm yapılmış durumda. Tabloya dönüp baktığımızda başarılı bir veriyle karşılaşıyoruz. Ancak bu rakamlar istenen seviyenin altında kalıyor.
Kapıda bekleyen deprem gerçeğini göz önüne alarak başta riskli yapılar olmak üzere şehirlerimizin yenilenmesini hızlandırmalıyız.
Artaş İnşaat olarak, bu noktada üzerimize düşecek her bir görevi memnuniyetle yerine getirmeye hazır olduğumuzu belirtmek isterim."
"Elazığ ve Malatya'daki deprem ülke olarak hepimizi derinden sarstı. Bu depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralananlara acil şifalar, bölgedeki tüm vatandaşlarımıza da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Güzel ülkemiz maalesef deprem kuşağında yer alıyor. Önemli olan deprem gerçeğine göre yaşamalı ve bu bilinçle konutları inşa etmeliyiz. Özellikle İstanbul 16 milyon nüfusu ile bu noktada daha da önem arz ediyor. Vatandaşlarımız konut alırken artık lokasyon ve merkezi noktalarından ziyade binaların deprem yönetmeliğine uygunluğuna, güvenli ve sağlam olduğuna bakıyor. Yılmaz İnşaat olarak biz de İstanbul'un zemin haritasında sağlam zemin olarak tespit edilen bölgelerinden Beykoz'da Düşler Vadisi Riva'yı; yatırımcılarımıza güvenli ve konforlu bir yaşam sunmak için tasarladık. Yenilenen deprem yönetmeliklerine uygun, az katlı yapılardan oluşan bir proje üzerinde çalışıyoruz. Bulunduğumuz bölgenin zemin yapısı da projemizin deprem güvenliğini destekliyor, bu konuda şanslıyız. Sektörümüzün bu konuya hassasiyet gösterdiğine inanıyor, güvenli yapıların giderek artacağını düşünüyoruz."
"Öncelikle Elazığ ve Malatya'da meydana gelen depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Devletimiz büyük ve güçlüdür. Her zorluğun üstesinde geldiği gibi, bu yarayı da kısa sürede saracak kadirşinas bir millete sahiptir.
Deprem riski, yüzyıllardır üzerinde yaşadığımız güzel ülkemizin kabullenilmesi gereken bir gerçeğidir. Bulunduğumuz deprem kuşağını ve deprem geçmişimizi göz önüne aldığımızda, hükümetten, sade vatandaşa kadar hepimizin bu realite karşısında hassas olması, bilim ve teknolojinin bizlere tavsiye ettiği tedbirlere riayet edilmesi gerekmektedir.
Her deprem sonrası, can ve mal kayıplarında, kalitesiz ve düşük standartlı inşaatların önemli rol oynadığı görülmekte, konuşulmakta ve tartışılmaktadır. Dikkatler bu noktada yoğunlaşmaktadır. İnsanlarımız, imkanları nispetinde, yaşadıkları evlerini daha kaliteli ve nitelikli konutlarla değiştirmeye çalışmaktalar. Maalesef deprem ve etkisi unutulunca insanlarımız tekrar gündelik yaşamlarına dönmekte ve yaşadıkları yerdeki inşaat kalitesini sorgulamayı bir kenara bırakmaktadır."
Evlerimiz, iş yerlerimiz, okullarımız ve sosyal yaşam alanlarımız, ailelerimizi ve sevdiklerimizi emanet ettiğimiz, bizler tarafından inşa edilen mekanlardır. Bu yaşam alanlarının, sektörde ehil kişiler tarafından, yönetmeliklerin tayin ettiği tekniklerle inşa edilmiş, sağlam, güvenli ve kaliteli olması gerekmektedir.
Kaliteli, düzenli ve yaşanılabilir şehirler meydana getirmek için özel sektörün yanı sıra, hükümetimiz de taşın altına elini koymuş, bu kapsamda kentsel dönüşüm projelerine hız kazandırmıştır. Ancak sürecin daha da ivme kazanması, sağlıksız yapıların bir an önce dönüşmesi için gidecek daha çok yolumuz vardır.
Sektörde nitelikli konut inşaatında faaliyet gösteren bizler, inşa ettiğimiz yapılar ve hayata geçirdiğimiz markalı projelerle şehirlerimize ve en önemlisi insan hayatına değer katmaya çalışıyoruz.
30 yıldan bu yana İhlas Yapı olarak hayata geçirdiğimiz Marmara Evleri ve Bizim Evler serisi markalı projelerimizi bu bilinçle geliştiriyoruz. 1990 yılında ilk inşa ettiğimiz 1000 dairelik İhlas Yuva sitesinde günümüzün deprem yönetmeliklerine çok yakın prosedürleri kullandık. Henüz toplumumuzda, tünel kalıp, radye temel, ısı izolasyonu, alt yapı güvenliği tam olarak bilinmezken, ilk konut projemizde bütün bu ileri teknikleri kullandık.
Hem insana hem de işimize verdiğimi değerin bir göstergesi olarak, kaliteli inşaattan hiç taviz vermedik. Ayrıca, İhlas Yapı olarak yenilenen şehirlerimizin geleceği için üzerimize düşen her görevi layıkıyla yerine getirmeye hazır olduğumuzu beyan eder, ülkemizi ve milletimizi her türlü afetlerden muhafaza etmesini Allahü tealadan niyaz ederiz.