Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu Başkanı Nail Olpak, "İş dünyası olarak bizim belimizi asıl büken, döviz kurunun ya da büyümenin seviyesi değil, belirsizliği. İş dünyası, önünü görmek ister. İş dünyası, huzur, güven ve istikrar ortamının devamını ister, belirsizlikten hoşlanmaz." dedi.
DEİK Olağan Mali Genel Kurulu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirildi.
DEİK Başkanı Olpak, Genel Kurul'daki konuşmasında, 2018 yılının önemli kilometre taşlarının geride bırakıldığı bir yıl olduğuna işaret ederek, zorlu süreçler yaşandığını, fakat daha önce defalarca yapıldığı gibi üstesinden gelindiğini söyledi.
Bu anlamda birlik olmanın önemine dikkati çeken Olpak, şunları kaydetti:
"Birliğimizi kuvvetlendirmek için, Cumhuriyetin 95. yılında, çok önemli bir yapısal dönüşüme imza attık ve yönetim sistemimizde daha etkin, daha hızlı kararlar almak ve uygulayabilmek amacıyla, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtik. Bu değişimden kısa bir süre sonra, maalesef, ekonomik anlamda hiç de mutlu olmadığımız bir süreçle karşı karşıya kaldık.
10 Ağustos'ta alevlenip, devam eden günlerde iyice ateşlenen, manipülatif bir döviz hareketliliği yaşadık. Dürüstçe ifade edeyim, hasar da aldık. Yaralandık, ama hayattayız, ayaktayız. Sahip olduğumuz ümit ve azimle, düştüğümüz yerden kalkmasını da, ilerlemeye devam etmesini de, her zaman bildik ve yine yolumuza devam ediyoruz. Bugün geldiğimiz noktada, ekonomi yönetimimizin açıkladığı Yeni Ekonomi Programı'ndaki hedefleri, yıl sonu itibarıyla yakalayacağımızı görebiliyoruz."
Olpak, hedeflerde bir dengelenme olmasının ve bu hedeflerin kendilerini hoşnut edip etmemesinin yanı sıra, hedeflerin yakalanmasının ayrı bir konu olduğuna işaret etti.
"Bugün tüm dünyanın gündeminde 'ticaret savaşları' var"
Olpak, "İş dünyası olarak bizim belimizi asıl büken, döviz kurunun ya da büyümenin seviyesi değil, belirsizliği. İş dünyası, önünü görmek ister. İş dünyası, huzur, güven ve istikrar ortamının devamını ister, belirsizlikten hoşlanmaz. Bu nedenle, 2018 yılının ikinci yarısında belirlenen hedeflerin yakalanmasının dinamiğiyle, 2019 yılına giriyoruz." ifadelerini kullandı.
Dünyada yaşanan değişim ve dönüşüme işaret eden Olpak, günümüzün dünyasında, savaşların da şekil değiştirdiğini dile getirdi.
Olpak, bugün tüm dünyanın gündeminde "ticaret savaşları"nın bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Gladstone'un dediği gibi 'Ticaret, ulusların zenginliğini eşitleyen bir güçtür.' Bu gücü kullanırken, etik kuralları hiçe sayarak, ticarette kazan-kazan ilkesi yerine, dengeleri tek yönlü olarak bozmak, tamiri mümkün olmayan sonuçlara yol açabilir. ABD Başkanı Reagan, 'globalleşme' kavramını ilk ortaya attığında üniversite öğrencisiydim. O yıllarda ne demek istediğini tam olarak da anlayamamıştım. Bırakın interneti, evimizde telefonun bile olmadığı yıllardı.
Bugün geldiğimiz noktada, dünyanın 2 numaralı ekonomisi, ki süratle ilk sıraya ilerliyor, Çin Halk Cumhuriyeti'nin siyaset kurumu Çin Komünist Partisi'nin lideri, serbest piyasa ekonomisinin en büyük savunucusu ve halen dünyanın en büyük ekonomisinin sahibi ABD Başkanı'nı 'korumacılıkla' suçluyor. Dünya Ticaret Örgütü, ABD ve Çin'in gümrük tarifelerini karşılıklı olarak artırması sebebiyle, önümüzdeki yıl küresel ticaretteki büyümede yüzde 0,5'lik bir daralma öngörüyor.
Bu da, tüm dünyanın birlik, beraberlik ve ortak akla ne kadar ihtiyacı olduğunu ortaya koyan bir başka gösterge."
"AB'ye tam üyelik, devam eden bir süreç"
Olpak, AB ile ilişkiler ekseninde öne çıkan, Gümrük Birliği'nin modernizasyonu ve Vize Serbestisi konularının, önemli gündem maddeleri arasında yer aldığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bunların, AB tarafından sürüncemede bırakılmasını, adı konmamış bir ticaret savaşı olarak nitelersem, Avrupalı dostlarımız alınmasın. Bariyer, sadece yeni duvarlar örmekle konmuyor, mevcut duvarları kaldırmamak da, net bir bariyer tavrı. 55 yıllık AB üyelik maceramızda, bir zamanlar sokakta simit satan kardeşimizin bile ezberlediği Maastricht Kriterleri'nin sağlanması, bugün AB üyesi 28 ülkeden kaçının gündeminde, Türkiye kadar yer alıyor bilmiyorum.
Maastricht Kriterleri'ni, uzun yıllar büyük oranda sağlayan bir kaç ülkeden biri olan ülkemizin, bu gayreti de kimileri için fazla anlam ifade etmemiş görünüyor. AB'ye tam üyelik, devam eden bir süreç ama adımıza alınan kararlarda, biz de söz sahibi olmak istiyoruz. Zaten, kriterleri sağlamak da tek başına üyelik için yeterli değil. Öyle olsaydı, bugün Brexit'i konuşuyor olmazdık. Brexit, bizim için de bir diğer önemli konu. Türk iş dünyası olarak, İngiltere ile ticari ilişkilerimizin, arzu edilmeyen bir Brexit senaryosuna kurban gitmemesi için çalışıyoruz."
Başkan Olpak, Türkiye'nin ticaret savaşları, Çin'in hamleleri, Gümrük Birliği ve vize serbestisi ile, Brexit süreçleriyle ortaya çıkacak yeni sistemde, artık oyun kurucular arasında olan yerini, daha da güçlendirmek için hep birlikte çalışması gerektiğini dile getirdi.
"Önümüzdeki yıl 1 milyon insana dokunmayı hedefliyoruz"
Birlik ve beraberliğin önemine dikkati çeken Olpak, DEİK bünyesinde yapılan çalışmalar hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Olpak, şunları anlattı:
"Türkiye iş dünyasının dış dünyaya açılan penceresi ve platformu olarak, bu topraklarda daha derinlere kök salarken, dallarımızla ve yapraklarımızla tüm dünyayı kucaklıyor, hem gücümüzü, hem de sahip olduğumuz bu kadim mirası dünyaya taşıyoruz. DEİK, tüm dünyayla aynı dili konuşan önemli bir 'küresel vatandaş' olduğu kadar, Türkiye'nin dünyada temsilinde daha çok sorumluluk almaya gönüllü bir 'marka-kurum' olma gayesini de sürdürüyor. İş konseyi sayımızı Afrika'da 44'e, dünya genelinde ise 145'e çıkardık. Üye sayımızı ilk planda 3 bine artırmayı planlıyoruz. Her ay bir ilimizde 'DEİK ile Ticari Diplomasi Yolculuğu' adıyla toplantılar düzenleyeceğiz. "
Başkan Olpak, 2019'un, DEİK için daha da hareketli bir yıl olacağını, daha proaktif bir anlayışla, 145 iş konseyi ile, önümüzdeki yıl 1 milyon insana dokunmayı hedeflediklerini bildirdi.
Olpak, "32 yıllık geçmişimizin ustalarına vefamızı göstermek için, her yıl devam edecek bir 'Ustalara Saygı Gecesi' planlıyoruz. İş konseylerimizin başarılarını taçlandıracağımız 'Ticari Diplomasi Ödülleri' programı başlatıyoruz ve ekonomimizin başarılarını ödüllendireceğimiz 'DEİK Ödülleri' programımızı başlatıyoruz. Tüm bunlarla birlikte, hazırlık çalışmalarına başladığımız, özgün, uluslararası bir organizasyonu da, tamamladığımızda sizlere duyurmayı ve tüm çalışmalarımızla farkındalığımızı daha da artırmayı hedefliyoruz." bilgilerini verdi.