Kovid-19 sürecinde insanların daha çok fakirleştiği, özellikle sosyal dokunun tamamen bozulduğu, kitlesel göçlerin de dünya ekonomilerini ciddi anlamda etkilediği bir sürece girildiğini belirten Memiş, “bundan sonra yapılacak tek şey, insanların gelenekçi düşüncelerini bir kenara bırakarak yeni dünya düzenine ayak uydurması gerekiyor” dedi.
Memiş, Youtube sayfasında yayımlanan Garez Ateşi adlı son videosunda öngörülerini sıralarken kritik uyarılarda bulundu:
İnsanların özellikle varlıklarına sahip çıkması gerekiyor. Dünya sisteminde kurulan kumar piyasasından tamamen uzak durması gerekiyor. Kumar piyasası derken sadece bir kumar bağımlılığı algılamamak gerekiyor. Dünya finans sisteminin artık insanların önüne yeni finans enstrümanları koyarak, varlıkları üzerinden al-sat yaparak kazandığı bir piyasayı, yani masa başında, oturduğu yerden para kazandığı bir piyasayı oluşturduğunu gözlemliyoruz.
Büyük tuzak
Son 5 aydır bütün merkez bankaları enflasyonun geçici olduğuna inandırmaya çalıştılar. Buna inandırmak için de altın ve gümüş gibi emtiaları baskı altına bıraktılar. Bu emtialar enflasyonu çok sevdiği için enflasyonun olduğu her yerde değer artışları devam eder. Amerikan borsalarının açılış yaptığı andan itibaren yatıkları tek bir şey vardı, o da altın ve gümüş satmak! Bunu neden yapıyorlardı? Çünkü altın ve gümüş enflasyonun olduğu ortamlarda değer kazandığı için insanlar enflasyona karşı varlıklarını altın ve gümüş gibi emtialarla korumak istedikleri için, eğer altın ve gümüş gibi değerli madenlerin belini kırarsanız yani fiyat artışlarının önüne geçerseniz insanlara geçici bir enflasyonu inandırabilirsiniz.
Ama burada çok büyük bir tuzak vardı. Özellikle son beş aydır insanlara bunun koca bir yalan olduğunu, özellikle inanmamaları gerektiğini, hiper enflasyona doğru giden bir dünya ekonomisi olduğunu anlatmaya çalıştım. Doğal felaketlerin, kuraklığın, enerji krizinin patlak verdiği dönemlerde hiper enflasyona gitmemek zaten olağan bir durum değildi. Burada çok büyük bir tuzak vardı. Toplumsal ayaklanma uyarısı
Bu tuzağın sebebi şuydu. Özellikle toplumsal ayaklanmaları baskılamak için bu süreci başlattılar. Çünkü insanlar gıda enflasyonu karşısında ciddi anlamda fakirleşirken hiper enflasyon karşısında da fakirleşmeye devam edecek bir toplum olmaya devam ediyorlar.
Aslında insanların varlıklarını elinden alıp bir sisteme koyan bir düzen vardı. Bu düzende de kripto para piyasası insanlar için bulunmaz bir nimet oldu. Sürekli kazançlı, iştah kabartan bir piyasayı önlerine altın bir tepsiyle sunmuş oldular.
Bütün dünyada gıda stoku yapmaya devam eden gelişmiş ülkeler var. Tarım politikaları değişmedikçe, dünyada insanların tüketim çılgınlığı bitmedikçe hiper enflasyona daha hızlı koşan bir dünya toplumu göreceğiz.
Özellikle büyük bir ihtimalle yıl sonuna kadar toplumsal ayaklanmanın başlaması da muhtemel bir sonuç olacaktır diye tahmin ediyorum. Bizim toplum olarak uymamız gereken çok önemli kurallar, yapmamız gereken görevler var.
Bu görevlerin başında ilk önce evlatlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Çünkü türkiye'yi hedef alan Avrupa ve Amerika özellikle ajanların çok dolaştığı bir dönemde tabi ki Türkiye siyaseti direkt hedef alınmış durumda. Avrupa ve Amerika'da başlayan ayaklanmalar sürecini Türkiye'ye sıçratarak Ortadoğu projesini tamamlamak için Türkiye'yi bir ateş çemberinin içine alacaklarını düşünüyorum.
Burada ailelerin birbirleriyle iletişimi çok önemli olacaktır. Evlatlarıyla güzel vakit geçirmek, onların nerede nasıl vakit geçirdiğini biraz daha yakından takip etmenin önemi biraz daha fazla olacaktır diye düşünüyorum.
Türkiye ekonomik olarak terbiye edilmek istenirken içeride kendi ajanlarının yoğun bir şekilde faaliyet göstermesi, özellikle sosyal medyada çeşitli grupların dış istihbarat servisleriyle maddi destek dahil desteklenmesi Türkiye'nin ciddi bir sürece girdiğinin işareti…
Burada Türkiye'de hükümetin sürecin ekonomik tarafına ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle ekonomi kurmayları bugünlerde vermiş olduğu kararları tekrar gözden geçirmeli. İyi niyet dahilinde farklı yol haritası belirlemiş olabilirler. Yüksek kura müdahale etmeme, düşük faiz oranlarını sürdürme gibi birçok hamleleri deneyebilirler. Kanımca bu sürecin zamanı değil. Ne faiz indirmenin zamanı, ne yüksek kurun tekrar enflasyonu tetiklemenin zamanı… Şu anda zaman, siyasi istikrarı devam ettirmenin zamanı. Özellikle ekonomik olarak toplumun daha çok sesinin çıkması. Toplumsal olarak ekonomik kaos ortamında tekrar seçime giren bir Türkiye ekonomisinin sonunda siyasi istikrarının bozulma riskinin daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Ekonomi yönetiminin kesinlikle zihniyet reformu yapması gerekiyor. Bağımsızlığını tek bir şekilde ilan etmesi gerekiyor. Siyasetin ekonomiye veya merkez bankasına müdahale etmemesi gerekiyor. “Türkiye'ye karşı bir garez var, kin var”
Yabancı yatırımcıları tekrar içeriye çekebilirsek, tekrar dövizin ateşini düşürebilirsek, enflasyonun tekrar gerilemesi için risk birimimizi düşürebilirsek bence işler biraz daha kolaylaşabilir. En büyük risklerden biri de şu;
Önümüzdeki haftalarda veya aylarda Amerika ve Avrupa, Türkiye'ye yeni yaptırım kararları alabilirler. Çünkü Türkiye'ye karşı bir garez var, kin var. Bu rahip Bronson davasıyla başladı, Kavala davası süreciyle devam ediyor. F-35, S-400 gibi konular dış politikada ciddi gerginliklere neden olabilir. Hazır yumuşa karnımız dolar olmuşken, ekonomi şu anda ciddi anlamda sıkıntılı bir sürece girmişken Amerika ve Avrupa bu fırsatı kaçırmak istemeyeceklerdir. Her fırsatta içindeki kinlerini, garezlerini yeni yaptırım kararları alarak, bunu dış politikada tehdit olarak sürdürmeye başlayacaklardır. Bizim buna karşı gardımızı yavaş yavaş almamız gerekiyor.
İnsanların rehavete kapılmadan bu süreci yakından takip etmesi gerekiyor. Varlıklarına sahip çıkması gerekiyor. Kısa vadede alırım satarım, kazanırım modunda olan bir piyasada değiliz. Böyle yapanlar ciddi anlamda zarar edenlerdi. Biraz daha uzun vadeyi göz önünde bulunduranlar bu süreçten kazançlı çıkacaktır. “Tarım politikalarının tekrar gözden geçirilmesi lazım”
Tarım politikalarının tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. Türkiye'nin üç tarafı denizlerle çevirili ve dört mevsim bir arada yaşanıyor. Tarımı yeniden canlandırabilirsek gıda enflasyonunun tahribatının önünü ciddi şekilde alabiliriz. Çok geç değil.
Sayın Cumhurbaşkanımıza da ciddi görevler düşüyor. Toplumun rahatsızlığına biraz daha kulak kabartması gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın daha kaliteli bir çalışma ekibiyle devam etmesi gerekiyor. Bence ekonomi yönetiminde kökten bir değişiklik yaparak yeni bir yol haritası belirlenebilir.
Tasarruf ve yatırımlarımızda çeşitliliğine gidilmesi gerekiyor. Yatırımcıların zihniyet reformuna gitmesi gerekiyor. Mesela tarım emtiaları… Bu emtialar şu anda ciddi değer artışına girdi. Yaklaşık bir yıldır bu noktada ciddi bir farkındalık oluşturdum ama yeterli değil. Tarım emtialarını çok ciddiye almayanlar da var. Bu alanda yatırımları olmayanın tarım emtialarını öğrenmesi gerekiyor.
Tarım emtialarına güvenilebilir mi? Evet aynı döviz gibi altın gibi alıp satabiliyorsunuz. Önümüzdeki yıl kuraklıklar şiddetini artırarak devam edecektir. Kamu bankalarında kontratlar bu işlemleri yapabiliyorsunuz. Devletin lisanslı depolarında isterseniz fiziki olarak alabiliyorsunuz, isterseniz elinizdeki telefonlarla alım-satımını yapabiliyorsunuz. Tarım emtialarını önemsiyorum. Dünyada bu emtialara karşı ciddi bir rağbet var. Bu fırsatlar mutlaka değerlendirilmeli.
Döviz piyasasında ise şöyle bir farklılık olacak. Dolar endeksinde geçen yıl ciddi bir düşüş görülmüştü. Artık dolar endeksinde ciddi bir yükseliş göreceğiz. Yani dolar diğer para birimleri karşısında ciddi anlamda değer kazanacak. Bu özellikle dövizle ticaret yapan, dövize ihtiyacı olanları ilgilendiriyor. Birkaç hafta içinde baskılanma olabilir. Yurttaşların çift haneli rakamlara ciddi hazırlık yapması gerektiğini düşünüyorum.
Garez ateşi yakıldı ve çok vaktimiz kalmadı. Çok yakın bir zamanda bu ateş çemberinin ortasında kendimiz bulabiliriz. Bu ateşi söndürmek için yapmamız gereken şey, birlik ve beraberlik içinde olmak. Bunu koruduktan, ailemize sahip çıktıktan sonra aşamayacağımız bir tehlike yok.