Sorgulama yapmanın yasal zorunluluk olduğuna ve bu zorunluluğun yönetmelikle kaldırılamayacağına hükmeden Danıştay 13. Dairesi, ilgili yönetmeliğin yürütmesini durdurdu. Yürütmesi durdurulan uygulama kapsamındaki ihalelerin yıllık hacminin yaklaşık 40 milyar TL'yi bulduğu ve henüz tamamlanmamış yapım işi ihalelerinin bu karardan etkilenmesinin söz konusu olacağı belirtiliyor. İptal başvurusunu yapan Avukat Melih Akkurt, sorgulanmadan verilen ihalelerin bitirilmesinde güçlüklerin diğerlerine kıyasla daha fazla olduğunu ve sıklıkla açılan tamamlama ihaleleriyle kamunun toplam maliyetinin daha fazla arttığını kaydetti. Kararı DÜNYA'ya değerlendiren İNTES Başkanı Celal Koloğlu da aşırı düşük teklifl erin çoğunlukla kamu yararının tersine işlediğini ifade etti ve çözüm olarak, teklif edilen bedelin tamamının sigortalanmasını önerdiklerini söyledi. Koloğlu, KİK'nin yeni bir kamu ihale yasası hazırladığını da bildirdi.
Kamu İhale Kanunu kapsamında yapılan yapım ihalelerinde; ihale makamının diğer tekliflerin çok altında kalan (aşırı düşük teklif ) teklifl eri sorgulama yapmadan ihaleyi vermeye yönelik yetkisi durduruldu. Danıştay, ilgili yönetmeliğin yürütmesini de durdurdu. Karar, halen devam eden birçok ihaleyi de kapsıyor. İhale makamlarına bu yetkiyi veren yönetmeliğe karşı açılan davada Danıştay, sorgulama yapmanın yasal zorunluluk olduğuna, yönetmelikle bu zorunluluğun kaldırılamayacağına hükmetti. İptal başvurusunu yapan Avukat Melih Akkurt, sorgulama yapılmamasının kamu yararını bozucu etki yaptığını, ihalelerin sanıldığının aksine hızlanmadığını belirtti. Akkurt, sorgulanmadan verilen ihalelerin bitirilmesinde güçlüklerin diğerlerine kıyasla daha fazla olduğunu ve sık sık “ikmal” (tamamlama) ihaleleri açıldığını, bunun da maliyeti yükselttiğini kaydetti. Yürütmesi durdurulan yönetmeliğin toplam kapsamı yıllık yaklaşık 40 milyar TL'yi buluyor. Kamu İhale Kanunu'na göre, bir yapım ihalesinde, tekliflerden biri diğerlerinden belirgin bir şekilde düşükse, idare teklif sahibine “bunu nasıl gerçekleştireceğine” dair bilgi soruyor. Teklif sahibi de ayrıntılı biçimde işi nasıl yapacağını tarif ediyor ve ayrıntılı mali bir bilgi sunuyor. Yönetmelik bu sorgulamayı idarenin takdirine bırakmıştı.
İnşaat sektörünü yakından ilgilendiriyor
Yapım ihalelerini kazanabilmek için zaman zaman gerçekçi olmayacak düzeyde düşük tekliflerin verilebildiği eleştirileri getiriliyordu. Ortalama yöntemi denilen ve çok yüksek ve çok düşük tekliflerin ihale sırasında değerlendirme dışı bırakıldığı aşırı düşük teklifin bu yolla bertaraf edildiği model 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ile terk edildi ve bunun yerine, düşük teklif verenlere yönelik olarak, tekliflerin mali ve işleyişini kapsamlı olarak sorgulama imkanı tanındı. Ancak Şubat 2014'te torba kanun düzenlemesi içinde yer alan kanun değişikliğinde, idarelere ihalenin kendine has özellikleri bulunması halinde en düşük teklif sorgulaması yapmama imkanı getirildi.
Kanun bu düzenlemesindeki kısıtlayıcı hükümlere karşılık 7 Haziran 2014'te yayınlanan ve “Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği” nde değişiklik yapan yönetmelikle idarelere, en düşük teklifi ayrıntılı sorgulama ya da sorgulamama yetkisi genişletilerek, ihale dokümanında aşırı düşük teklif açıklaması istenmeyeceğine dair hüküm konulması halinde, sorgulama yapılmayabileceği hükmü konuldu. Yönetmeliğin ardından çok sayıda ihalede düşük teklifler sorgulanmadan işleri üstlendi.
Danıştay: Kanuna göre sorgulama öncelikli
Yönetmelik değişikliğinin iptali için dava açan Avukat Melih Akkurt, yönetmeliğin kanunun amir hükmünü genişletici bir etki yaptığını ve bunun hukuka aykırı olması yanında, kamu kaynaklarının da israfına yol açtığı görüşünü savundu. Danıştay 13. Dairesi'nde görülen iptal istemli başvuruda, yönetmeliği kanuna aykırı buldu ve yürütmesini de durdurdu. Kararı değerlendiren Avukat Melih Akkurt, “Bu karar kamu kaynaklarının korunması anlamında önemli bir adım. Aşırı düşük teklife verilen ihalelerin büyük bölümü işlerin yarım bırakılmasına neden oluyor ve ihalelerin tekrarlanmasıyla sonuçlanıyor. Bu da kamuyu zarara uğratıyor” dedi.
Melih Akkurt, en düşük teklifin herhangi bir incelemeye konu olmadan ihale alması uygulamasının, her ne kadar teminat mektubu vb. kısmi caydırıcılık uygulamaları görülse de firmalara cazip geldiğini ve çok sayıda firmanın “hele işi bir alalım” diyerek gerçekçi olmayan fiyatlarla ihalelere girdiğini belirtti. Bu tür ihale sonuçlandırmalarının “işi hızlandıracağı” yönünde görüşler olduğunu belirten Akkurt, işin tamamlanamaması nedeniyle bütün savların çöktüğünü kaydetti. Akkurt, “Çok ciddi aşırı düşük teklif incelemesinden geçmiş işlerde dahi yarım kalan işler olabiliyor. Herkes, 'ikmal ihalesi' yani yarım kalan işi tamamlama ihalesindeki artışı gözleyebilir. Aşırı düşük teklifle bir iş alındığında öncelikle iş tamamlanamıyor ve zaman kaybı oluyor” görüşünü vurguladı.
Bitmemiş ihalelerde şirketlerin tavrı değişebilir
Akkurt, yürütmeyi durdurma kararının ardından, henüz tamamlanmamış yapım işi ihalelerinin etkilenmesinin söz konusu olacağını kaydetti. Şirketlerin tekliflerini gözden geçirmek isteyeceği, hatta idarelerin bu yönde karar alması gerekebileceğini kaydetti. Akkurt, hukuk kuralları gereği tamamlanmış ihaleler için ise kararın etki etmeyeceğini anlattı. Danıştay'ın aldığı karar, 2014 yılı kamu ihale verilerine göre yaklaşık 40 milyar TL'lik yapım işi hacmine konu ihaleleri etkileyecek.
Müteahhitler Birliği'nin temel talepleri arasındaydı
Aşırı düşük teklifl erle ihale kazanılmasının engellenmesi, müteahhitlik örgütlerinin de talepleri arasındaydı. Türkiye Müteahhitler Birliği, yayınladığı sektör taleplerinde de bu konuyu gündeme taşımıştı. TOBB Sektör Meclisleri raporunda da bu sorun gündeme getirilerek, kamunun aşırı düşük teklifleri engelleyici düzenleme yapması istenmişti.
Yeni yasa hazırlanıyor
İNTES Başkanı Celal Koloğlu: “Aşırı düşük teklifl erle verilen işler, zamanında bitmiyor ve tekrar ihale ediliyor, keşif artışlı işlerden bile daha pahalıya mal oluyor. Aşırı düşük teklifl erin önüne geçmek üzere, Kamu İhale Kurumu yaptığı son değişiklikle sınır değerin altında kalan işlerde normalde teklif edilen bedelin yüzde 6'sı olan kesin teminat mektubu tutarını yaklaşık maliyet bedelinin yüzde 9'u olarak belirlemişti. Bu da aşırı düşük teklifi engellemedi. Aşırı düşük teklifl erin önüne geçmek için, teklif edilen bedelin tamamının sigortalanması şeklinde bir sistem de önerilebilir. Kamu İhale Kurumu, İNTES ve tüm sektör kuruluşlarının görüşünü de alarak yeni bir kamu ihale yasası hazırlıyor.”