Kapitalizm nedir?
Özellikle 21. yüzyıl dünyası göz önünde bulundurulduğunda, insanlar arasında en çok merak edilen konular arasına kapitalizmin ne olduğu sorusu da bulunmaktadır. Bu konu hakkında doğru veya genel geçer pek çok söylenti olmasına rağmen kapitalizmin ne olduğuna dair net bir cevapla karşılaşılması veya tatmin edici bir karşılık bulması pek de kolay görünmüyor. Bireyler kapitalizm hakkında birden çok teori sunsalarda sıklıkla araştırılan ana başlıklardan biri olmuştur. Peki kapitalizm aslında nedir? Kapitalizm nasıl doğdu? Kapitalist sıfatı almak için hangi niteliklere sahip olunması gerekmektedir? Kapital yönetim modeli kullanan ülkeler arasında hangi ülkeler vardır? Kapitalizm karşıtı anlayış nedir? Liberal kapitalist sistem nedir? İşte tüm bu soruların cevaplarını detaylarıyla birlikte bu yazıda sizler için derledik.

Oluşturma Tarihi: 2022-01-11 13:16:18

Güncelleme Tarihi: 2022-09-23 13:16:18

Özellikle 21. yüzyıl dünyası göz önünde bulundurulduğunda, insanlar arasında en çok merak edilen konular arasına kapitalizmin ne olduğu sorusu da bulunmaktadır. Bu konu hakkında doğru veya genel geçer pek çok söylenti olmasına rağmen kapitalizmin ne olduğuna dair net bir cevapla karşılaşılması veya tatmin edici bir karşılık bulması pek de kolay görünmüyor. Bireyler kapitalizm hakkında birden çok teori sunsalarda sıklıkla araştırılan ana başlıklardan biri olmuştur. Peki kapitalizm aslında nedir? Kapitalizm nasıl doğdu? Kapitalist sıfatı almak için hangi niteliklere sahip olunması gerekmektedir? Kapital yönetim modeli kullanan ülkeler arasında hangi ülkeler vardır? İşte tüm bu soruların cevaplarını detaylarıyla birlikte bu yazıda sizler için derledik.

Kapitalizm aslında nedir?

Ekonomide sık sık duyduğumuz Kapitalizm, Latin kökenli bir kelime olarak dilimize geçmiştir. Latince anlamı “anapara” olan “kapital” kelimesinden türemiştir. Bu noktada da kapitalizmin genel olarak “anaparacılık” anlamına geldiği çıkarımını yapmak gayet doğaldır. Ayrıca kelimenin Latince yazılışı ise “capitalisme” olarak bilinmektedir. Kapitalizm genel anlamda ekonomik bir sistem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sistem içerisinde, ekonominin serbest piyasaya dayandığını söylemek gerekir. Kapitalist sistemde özel mülkiyet kavramı oldukça yoğun bir alan kaplamaktadır. Açıklamak gerekirse, kapitalizm, üretimin ve üretim araçlarının özel mülk olduğunu iddia etmektedir. Bu noktada, sermaye ve özel teşebbüsünde kapitalizmin bir parçası olduğu açıkça ortadadır. Ayrıca, üretim araçlarının kar güdülerek kullanılması da kapitalizmin bir başka tanımlandırmasıdır. Kısaca kapital bir yönetimde yegane gaye kar gütmektir denmesi oldukça doğrudur. Bunun yanında verilen hizmetinde kar olarak geri dönmesi kapitalist sistemin bir parçasıdır. Açıklayacak olursak, kapitalizm hizmeti ücretli emek olarak kabul etmektedir. Ancak, kapitalist düzende üretimi yapan kesim işçiler olmasına rağmen; emeğine yönelik karşılığı en az alan kişilerde işçilerdir. Bu durumda kapitalist sistemde emek - kar ilişkisinin doğru olduğunu söyleyemeyiz. Kapitalizm, sınıf ayrımı had safhada olan bir yönetim türüdür. Bunu, kapitalist sistem içerisinde karar verme veya yatırım yapma gibi alanlarda yalnızca sermaye sahiplerinin dikkate alınması ve söz sahibi olacak kişilerin yine sermayeci kişiler olması durumlarıyla netleştirebiliriz. Bu noktada, kapitalist sistemde para her şeyin anahtarıdır demek oldukça doğru bir tanımdır. Yani, kapitalist sistemde para ile her şeye ulaşabilmek mümkündür. Kapitalist sistemin sağladığı bu kolaylık ise tüketim oranında artış görülmesine zemin hazırlamıştır. Ek olarak, kapitalist sistemde katma değer esas alınmaktadır. Kısacası, kapitalist düzende bir bireyin aylık maaş sistemi üzerinden elde edeceği minimum kazanç yani asgari ücret belirlenebilirken; aynı durum herhangi bir bireyin elde edebileceği maksimum kazanç belirlenemeyen bir miktar olarak kalmaktadır. Bu noktada yine sermayecinin ortaya koyduğu miktarın sınırsızlığı aynı şekilde kazancın da herhangi bir sınırlandırılmaya tabii tutulmayacağının bir göstergesidir. Bunun nedeni ise başta da belirttiğimiz gibi, kapitalizm serbest piyasa ekonomisine bağlı bir yönetim modeline sahiptir. Serbest piyasanın temeli kar elde etmek olduğundan bu sistem beraberinde rekabeti de getirmektedir. Anlaşılacaktır ki, kapitalizmin temel ilkelerinden biri de rekabettir. Bu rekabeti somutlaştırmak adına yuvarlak bir pasta hayal edebilirsiniz. Herkes elbette pastadaki en büyük payı almak ister, ancak kapitalist sistemde bunun olabilmesi için belirli bir sermaye ortaya koyulmalıdır. Kısacası, geçmişten gelen bir söylem olan “Büyük balık küçük balığı yutar” mantığı kapitalizm için oldukça uygun bir nitelendirme şeklidir. Bu noktada büyük balık, güçlü olarak resmedilmiştir, kapitalist sistemde bunun karşılığı ise güçlü olan her şey paraya sahip olandır. Ancak şu da bilinmelidir ki, kapitalist düzen kapsamında hammadde ucuza alınır, fakat durum alınan maddeyi elden çıkarmaya gelince; aynı ürün pazarlara artı katkı payı ile satılır.

Kapitalizm nasıl ortaya çıkmıştır?

Kapitalizm temelde istek ve talepleri karşılayabilmek amacıyla toplum yararına hareket etme gayesiyle ortaya çıkan bir ekoldür. 16. yüzyılda ortaya çıkan ekonomik bir model olan kapitalizm, Feodalizmin sona ermesiyle beraber daha çok başvurulan popüler bir alan olmaya başlamıştır. Avrupa'da ortaya çıkan bu ekonomik sistem aynı şekilde Batı ülkelerde sıklıkla kullanılan bir sistem haline gelmiştir. 16. yüzyılda kapitalist sistemin doğuşuna sebep olan en önemli hareketlerden biri bilimsel buluşların artış göstermesi olmuştur. Bu buluşlardan biri ise barutun icadıdır. Peki barutun icadı neden bu kadar önemli bir etken olmuştur? Barutun icadıyla birlikte Batı yönetimlerinde hayli yaygın olan Feodalite inanışı ve uygulanışı zarar görmüş, yönetim sekteye uğramıştır. Feodalitenin günden güne çöküşüyle birlikte ise monarşik yönetimler yükselişe geçmiştir. Tam da bu noktada, 16. yüzyıl dünyasında monarşik düzene yön veren krallıkların tüccarlara önem vererek, ticareti kalkındırmaları sayesinde serbest piyasa ekonomisi farkedilmiştir. Bu sayede farkedilen serbest piyasa ekonomisi gün geçtikçe önem kazanmış olup gelişen serbest piyasa anlayışı kapitalizmin ortaya çıkışına ve güçlenmesine yol açmıştır. 19. yüzyıla kadar bu şekilde ilerleyen kapitalizm, daha sonrasında kurumsal bir kimlik kazanıp bu yolda gelişme kaydetmiştir. Bu noktada kapitalizmin İlk Çağ'da ortaya çıktığını ancak yükseliş dönemini Orta Çağ'da elde ettiğini söylemek doğru olacaktır. Kapitalizmin temelleri İl Çağ'da atılırken, bu sistemin tüm Avrupa'ya yayılması Sanayi Devrimi sayesinde olmuştur. Öncelikle İngiltere'ye yayılan bu sistem, Sanayi Devrimi ile birlikte oldukça hızlı bir şekilde Avrupa genelinde yayılan bir sistem haline gelmiştir.

Kapitalist kime denir?

Kapitalist olarak nitelendirilen kişiler, kapitalizm sisteminin temel ilke ve gerekliliklerine ayak uyduran kimselerdir. Peki kapitalizmin sahip olduğu temel ilkeler nelerdir? Çok kapsamlı bir yönü olan kapitalizmde ana unsurlar genel olarak, özel mülkiyet, rekabet, sermaye birikimi, gönüllü takas, ücretli emek, özel mülk ve özel mülkiyet kavramlarıdır. Bu noktada bir bireyi kapitalist olarak nitelendirmek için, o bireyden yalnızca bu unsurları kabul edip savunmalarını beklemek yetmez. Kendini kapitalist olarak niteleyen bir bireyin kapitalizmin temel ilkelerini yaşam felsefesi yapıp; benimsediği bu ilke ve unsurları pratiğe de dökmesi beklenmektedir. Bu noktada tüm kapitalistlerin genel ve ortak özellikleri olarak ticaretin devletçi ekonomi yerine, özel girişim ve sosyal sistem savunuculuğu maddesini verebiliriz. Kapitalist kimseler, paranın her türlü kapıyı açacağına inanmakla birlikte bu doğrultuda yaşamlarını şekillendirirler. Özel mülklerinde olan üretim araçları ile her zaman daha fazla üretim elde etmek isterler bu sayede doğru pazarlarla iletişime geçip en başarılı kimseler olmayı hedeflemektedirler. Bu noktada kapitalist sistemin modellemesi incelendiğinde üretimin toplumsal ve kolektif olması ancak üretim sağlayan araçların özel mülkiyet kapsamında olması dikkat çekicidir. Tarih boyunca kapitalizm sistemini benimseyen ve savunan en önemli öncü isimlerden biri de Adam Smith olmuştur.

Kapital yönetim modeli kullanan ülkeler arasında hangi ülkeler vardır?

Kapitalizm yönetimi günümüzde de oldukça yaygın bir sistem olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin şu an dünya üzerinde bu sistemi benimseyen ve yönetimini bu doğruda şekillendirmiş olan birden fazla ülke bulunmaktadır. Bu ülkelerin en başında ise Amerika Birleşik Devletleri gelmektedir; İsveç, Almanya, Japonya, Hollanda, Fransa, İtalya gibi ülkelerde kapitalist sistemi benimseyen ülkeler olarak kabul edilmektedir.