Enflasyonu geçici olarak etkilediği düşünülen, başta gıda ve pandemik koşullar olmak üzere, faktörlerin ağırlığını artırdığı ve genel enflasyon görünümünü de yükselttiği bir ortamda, TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu “çekirdek göstergelerin” önemine vurgu yaparak, para politikası odağında bir yaklaşım değişimi olabileceğini gösterdi.
Buna göre; öne çıkan vurgu: “Özellikle pandemi nedeniyle ortaya çıkan olağanüstü koşullar, çekirdek enflasyon göstergelerinin önemini artırıyor. Küresel olarak para politikası duruşu belirlenirken, para politikasının etki alanı dışında kalan alanlardan kaynaklanan geçici unsurların dışında kalan temel göstergeler esas alınmaktadır”. Bu da aslında planlamada şu değişimin olabileceğini gösteriyor ve hangi enflasyon baz alınacak sorusunun cevabına temel oluşturuyor: Gösterge faiz oranını enflasyonun üzerinde tutmak için daha önce yapılan yönlendirmenin ardından para politikasında “çekirdek fiyatların” rolü daha da artacak.
Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, değerlendirmesinde Kavcıoğlu'nun konuşmasında öne çıkanlara da değindi:
"Geçici" TÜFE baskıları yakında ortadan kalkacak.
Küresel olarak para politikası temel göstergeleri temel alır.
Türkiye para politikasını belirlerken çekirdek enflasyona “ağırlık” verecek.
Enflasyonda, rezervlerde iyileşme için yer görünüyor.
Türkiye reel faiz sunan az sayıdaki ekonomiden biri.
Türkiye'de Covid-19 vakaları nispeten düşük.
Hizmet sektöründe hızlı toparlanma görüldü.
Şirketlerde yüksek yatırım iştahı gözlemlendi.
Yüksek faiz oranları krediye erişimi sınırlıyor.
Enflasyon 4Ç21'de yavaşlayacak.
Değerlendirmede şu noktalara vurgu yapıldı: Genel enflasyon ile çekirdek enflasyon yaklaşımı arasındaki farkı anlamak için şunu görmek gerekir: Temmuz ayında %18,95 olarak açıklanan yıllık enflasyon Ağustos ayında artışa devam etti ve %19,25 seviyesine yükseldi. Gıda ve enerji gibi oynak kalemlerin dışarıda bırakıldığı çekirdek enflasyon ise (C göstergesi) Temmuz ayında yıllık %17,22 iken Ağustos ayında %16,76'ya düşüş gösterdi. Kavcıoğlu yönetiminin, bu aya kadar gösterge faiz oranını gerçekleşen ve beklenen enflasyonun üzerinde tutma sözü vermesinden mütevellit, Ağustos enflasyonundan sonraki tepkisel hareketi merak edilen bir konu, ve çekirdek enflasyonun ön plana çıkarılması gösteriyor ki, manşet enflasyona karşı faiz artırımı gibi bir hamle beklenmez. Çünkü manşet enflasyondaki hareket geçici ve kontrol dışı faktörlere dayandırılıyor ve Merkez Bankası çekirdek enflasyonun düşüklüğünden reel faizin halen pozitif olduğunu düşünüyor. Bilindiği gibi; Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan da enflasyona ve faiz politikasına dair öngörülerinde içinde bulunduğumuz periyoda işaret ederek faizlerin düşebileceği değerlendirmesinde bulunmuştu.
Erkan'ın değerlendirmesinde şu noktaların altı çizildi: "Dolayısıyla, piyasanın para politikası hamlesi öngörülerinde de “yüksek enflasyonun faiz indirimine yer bırakmadığı” olgusundan çok, çekirdek enflasyon daha etkili olabilir gibi görünüyor. Dolayısıyla, manşet enflasyona karşı negatif reel getiri bir kriter olmayacak. Merkez Bankası'nın ve bankacılık otoritesinin kontrolü altında olan talep faktörü ihtiyaç kredileri kanalıyla biraz kontrol altında tutulurken, kontrol dışı kalemlerde de özellikle gıdanın etkisini kırmak için bazı önlemler (Bugün Resmi Gazete'de çıkan bazı ithal gıda ürünlerine vergi sıfırlaması gibi… Rekoltenin az olduğu bir ortamda dışarıdan ürün girişi artırılarak fiyat etkisi kırılmak istenecektir) söz konusu olacak. Merkez Bankası'nın da artan enflasyona hızlı cevap verecek bir faiz artırımından ziyade, faiz indirimi fırsatı gözleyeceği anlaşılıyor."