Kiralık araçta 'Joker' tuzağı
AKKDER Başkanı Akça, 'Art niyetli veya suç işlemek isteyen kişiler joker tabir edilen şahısları kullanarak, başkasına araç kiralatıyor' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2016-06-14 16:22:47

Güncelleme Tarihi: 2016-06-14 16:22:47

Araç Kiralama Kuruluşları Derneği (AKKDER) Başkanı Ergün Akça, sektörde başkasının ismine araç kiralama olarak adlandırılan "Joker" metoduyla yapılan kiralamaların daha çok suç işlemek amacıyla kullanıldığını bildirdi. Akça, bu gibi durumlarda şüphelendikleri kişileri diğer üyeler ve emniyet birimleriyle anlık paylaştıklarını kaydetti.

AA'nın haberine göre; Akça, merdiven altı tabir edilen ve kayıtlı olmayan işletmelerden kiralanan bazı araçların terör ve çeşitli suç olaylarında kullanılabildiğini anlattı.

Otellerdeki kimlik bilgilerini sorgulayan sisteminin araç kiralayan işletmelerde de uygulanmaya başlandığını ifade eden Akça, "Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından araçlarımızın güvenliği açısından Kiralık Araç Bildirim Sistemi (KABİS) uygulaması başlatıldı. Bu yasa gereğince herkes kiraladığı aracı bu sisteme girmek zorunda." dedi.

Dernek üyesi işletmelerin sistemi başarıyla hayata geçirdiğini, araç kiralayan kişinin kimlik bilgilerini sistemden hemen polise bildirdiklerini, yabancı müşteriler için de aynı prosedürün uygulandığını aktaran Ergün Akça, suçluların kendi bilgileri ve sabıkasını gizlemek için araç kiralama sürecinde farklı yöntemlere başvurduğunu söyledi.

Akça, şunları kaydetti:

"Art niyetli veya suç işlemek isteyen kişiler joker tabir edilen şahısları kullanarak başkasına araç kiralatıyor. Jokerler kullanılınca birtakım asayiş ve terör olayları karşımıza çıkıyor. Açıkçası kimse arabasının suça karışmasını istemez. Bugün terör olaylarında kullanılan arabaların çoğunun kiralık çıktığını biliyoruz. Bu konuda bize destek olunmasını istiyoruz. Kiralayan kişinin ehliyet belgesinin gerçek olup olmadığını herhangi bir sistemden artık sorgulayamıyoruz. Daha önce e-devlet aracılığıyla bakıyorduk. Bu konuda yetkililerden yardım istiyoruz.

Müşterilerin trafik cezalarının işletmeye ödetilmesinden rahatsız olduklarını da kaydeden Akça, "Suçlar bireysel ama aynı kişi trafik cezası işlediği zaman cezası bize ödetiliyor." dedi.

Akça, derneğe üye olan işletme sahiplerinden asayiş açısından gerekli belgeleri istediklerini, iş yerlerini de denetlediklerini bildirdi.

Belediye ve emniyet yetkilileriyle sürekli irtibatlı olduklarını ancak, ruhsat ve kaydı olmayan merdiven altı işletmeleri denetleyemediklerini ifade eden Ergün Akça, işletmelere KABİS'i kullanmadıklarında 10 bin 500 lira, kiralık aracı bildirmemeleri halinde ise 5 bin 400 lira para cezası uygulandığını belirtti.

Akça, şöyle konuştu:

"Araçlarımızın hepsinde GPS takip sistemi var. Şüphelendiğimiz olayları hemen emniyete bildiriyoruz. Geçen aylarda meydana gelen Kızılay'daki patlama olayında da bu yaşandı. Olayın ortaya çıkarılmasına yardımcı olan da bir kiralama şirketi çalışanı. Şanlıurfa'dan Ankara'ya bombayı getirerek teröriste teslim eden şahıs, ertesi gün Ankara Küçükesat'taki bir işletmeden araç kiralıyor. İşletmeciye de 'İki gün Ankara'da gezeceğim' diyerek aracı alıyor. İşletmeci takip sisteminden kiralık aracın akşam saatlerinde Gölbaşı'ndan Adana istikametine gittiğini görüyor. Hemen polisi arayarak, durumu anlatıyor, kişiye cep telefonundan ulaşamadığını ifade ediyor. Bunun üzerine şahıs Şanlıurfa girişinde araçla birlikte emniyet görevlileri tarafından yakalanıyor. Daha sonra yapılan araştırmada Ankara'ya bombayı getiren şahıs olduğu ortaya çıkıyor."

Şüphelendikleri kişileri mesaj grubundan diğer üyelere bildirdiklerini, çeşitli illerdeki araç kiralama derneği başkanlarına da bilgi verdiklerini dile getiren Akça, "Asayişe ilişkin konularda kendi aramızda bir iletişim ağı oluşturarak emniyetimize yardımcı oluyoruz. Ayrıca terör olaylarına karşı alabilecekler önlemler konusunda emniyet görevlilerince seminerler de veriliyor " diye konuştu.

Güney Ege Araç Kiralama İşletmeleri Derneği (GEAKİD) Başkanı Volkan Uzun ise araç kiralamanın artık suçun bir parçası haline gelmeye başladığını, üzerinde kiralık olduğuna ilişkin belirgin bir ibare olmayan araçların her yere gidebildiğini söyledi.

"Kiralamayla ilgili bizim de müşteriyle ilgili çok fazla bilgimiz olmuyor. Ehliyet ve kredi kartı olan herkese araç verme işimizin bir parçası." diyen Uzun, mevcut kanunlarda kiralık araçla işlenen suçlarda eksiklikler olduğunu, kiralık araçla suça karışan şahısların sadece emniyeti suistimalden yargılanacaklarını bildiğini kaydetti.

Uzun, şöyle devam etti:

"Hatta bu kişiler ne kadar ceza indirimi alabileceklerini bile biliyorlar. Kiralık araç işletmeleri olarak bazı durumlarda suçun parçası olarak bile algılanıyoruz. Biz aracı verirken, müşterinin bununla suç ya da kaza yapacağını bilsek kendi malımıza bile bile neden zarar verelim? Böyle bir şeye izin vermeyiz. Fakat kişiler, kiraladıkları araçla bir suç işledikleri zaman çok az ceza alacaklarını bildikleri için çok rahatlıkla buna yöneliyorlar. Kiralık aracın herhangi bir terör olayına karıştığını düşünelim. Aracı kiralarken bir sözleşme yaptığı için bu kurallara uymama sebebiyle ceza alıyor."

SURİYE'YE 5 BİN ARAÇ

Son dönemde 5 bine yakın aracın Türkiye'den Suriye'ye kaçırıldığını ve bu ülkedeki pazarlarda satıldığını öne süren Volkan Uzun, "Bu araçlar Suriye plakasıyla Ürdün ve Irak'a ihraç ediliyor. Bunlar, Türkiye'deki kiralık araçların başına her türlü şey gelebileceğini gösteren olaylardır. Söz konusu araçlar gümrük kapılarından değil tarlalardan geçerek, GPS cihazı sökülüp yurt dışına çıkarıldı." dedi.

Uzun, çete üyelerinin bilgilerine ve fotoğraflarına ancak 25 arabayı kiraladıktan sonra ulaşabildiklerini, kiralık araçlarla suç işlenmemesi için bazı düzenlemeler yapılması gerektiğini vurgulayan Uzun, kiralık araçları diğerlerinden ayıran özel plaka ya da işaretin olması gerektiğini vurguladı.

Emniyet görevlilerinin ilk gördüğü andan itibaren araçların kiralık olduğunu anlaması gerektiğine dikkati çeken Uzun, sözlerini, "Terör olayları sadece bunun bir parçası. Kente hırsızlık yapmaya gelen insanlar bile ilk önce araç kiralıyor. Önce saf diyebileceğimiz insanları buluyorlar. O insanı bizim işletmemize göndererek, beraber gezme vaadiyle işlemleri yaptırıyorlar. Biz hırsızı göremiyoruz. Kiralayan kişi restoranda yemek yerken hırsız aracı alıp kaçıyor. İnsanları böylece yem olarak kullanıyorlar." diye tamamladı.