Kahramanmaraş merkezli asrın felaketi depremlerin yıkıcı etkisini gördükten sonra İstanbul depremi tekrar gündemimizde. 16 milyon insanın yaşadığı İstanbul'un her anlamda Türkiye'nin kalbi olduğu bir gerçek. Beklenen depreme ilişkin İstanbul hazır mı? sorusu tartışılmaya devam ediyor. Özellikle mahalli idareye pek çok görevin düşmesi nedeniyle tüm gözler İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde diyebiliriz.
Beklenen deprem için tüm senaryolar konuşulurken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki İstanbul için bir deprem yasasının çıkarılacağını açıkladı. Bakan Özhaseki, 11 yıldır devam eden İstanbul'daki kentsel dönüşüm projelerinde karşılaşılan tüm engellerin yasayla bertaraf edilmesinin planlandığını ve kentsel dönüşümü hızlandıracak tedbirlerin bu yasayla alınacağını ifade etti.
"İSTANBUL'DA BU İŞE KATKIDA BULUNMAK İSTEYEN KİM VARSA GELSİN"
Sabah'ın haberine göre; 16 milyon insanın yaşadığı megakent İstanbul için depreme hazırlık konusunun hayati öneme sahip olduğunun altını çizen Mehmet Özhaseki, "Bakanlığımız liderliğinde başlayan toplantılara İstanbul'da tüm belediyeleri davet ettik. Bir, ikisi hariç 39 ilçede hepsi geliyor. İstanbul'da bu işe katkıda bulunmak isteyen kim varsa gelsin, orada söylesin ve yo haritasını netleştirelim diyoruz.
Sonra da gerekirse İstanbul için özel bir yasa çıkartıp bir an önce başlayalım. Düşünülen depremin altından kalkabilmek çok mümkün gözükmüyor. Bu yüzden bizim hızlı davranmamız gerekiyor. Gerekirse bu konuda hızlı adımlar atarak, meclis çalışma döneminde değilse bile meclisi başka işler için değil, sırf bu iş için davet ederiz" ifadesini kullandı. Özhaseki, "İstanbul için kentsel dönüşümde vatandaşı teşvik edici, zorlayıcı hükümlülükler mi getirmeyi planlıyorsunuz.
RAPORDA EN ÖNEMLİ BAŞLIK KENTSEL DÖNÜŞÜM
TBMM Meclis Araştırmaları Komisyonu, asrın felaketi Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından hızla çalışmaya başladı ve gerek deprem öncesi hazırlık anlamında gerekse muhtemel büyük bir afet sonrası giderilmesi gereken sorunlarla ilgili çok önemli bir rapor hazırladı. Ulaşılan raporda oldukça önemli ayrıntılar mevcut. İstanbul için konuşulan deprem yasasında da dikkat çeken kararlardan bir tanesi kentsel dönüşüm detayı.
Bu yasanın çerçevesi ne olacak" şeklindeki soruya ise, "Eskiden bir binanın değişimi için yüzde 100 muvafakat gerekiyordu, daha sonraki dönemde bu 3'te 2'ye kadar düştü. Fakat bina içerisinde itiraz edenler yerine göre engeller oluşturdu. 3'te 2 sağlasanız bile iş başına geçtiğinizde yasa sizi uzunca bir güzergaha sokuyor. Orada karar alıp bir an önce işe başlayamıyorsunuz" yanıtını verdi.
Komisyonun hazırlamış olduğu raporda muhtemel bir afetin öncesinde ve sonrasında yaşanabilecek her türlü durum göz önünde bulundurulmuş.Bilindiği üzere Kahramanmaraş merkezli depremlerde de gördüğümüz, çoğunluk kararının alınamadığından ya da türlü meselelerden dolayı engellendiği için dönüşüme girmeyen yapılar yıkıldı.
Komisyonun raporunda da bu hususa fazlasıyla yer veriliyor. Rapor, kentsel dönüşüm projelerinin afet odaklı olarak hayata geçirilmesini ve sosyal boyutunun güçlendirilmiş, jeolojik olarak riskli alanlar dışında yerinde bir dönüşümü öne çıkarıyor. Dönüşümü gerçekleştirecek müteahhitlerin yeterliliğine kadar birçok konuya dikkat edilmesi gerektiğine yer veren rapor yapıların güçlendirilme seçeneğini sunuyor.
REZERV ALANLAR OLUŞTURULACAK
İstanbul deprem yasasında bahsedilen rezerv alanlar, komisyonun raporunda da yer alıyor. Nitekim raporun tavsiyesi şöyle; 6306 sayılı Kanun kapsamında kentsel dönüşüme kaynak geliştirmek maksadıyla ilan edilen rezerv yapı alanlarındaki çalışmalar hızlandırılarak, bu maksatla yeni rezerv alanlarda uygulanacak projelerle de kentsel dönüşüme finansman desteği artırılmalı.
DEPREM İVMESİ SABİT BİR DEĞER DEĞİL
Deprem ivmesinin önemine dikkat çekilen raporda yine Kahramanmaraş merkezli depremlerde görülen ivme değerlerindeki değişkenliklere yer veriliyor. Bu şu anlama geliyor; binalar yapım aşamasındayken deprem ivmesi bölgesel olarak ele alınır. Ancak Kahramanmaraş depremleri sırasında ortaya çıkan ivme değerlerinin bazı bölgelerde Türkiye Deprem Tehlike Haritasında tanımlanan ivme değerlerinin üzerinde olduğu görüldü.
Bu nedenle bundan sonra binaların inşasında deprem ivmesinin sabit bir değer olarak alınmamalı, zeminin yapısına uygun değerler alınmalı. Yani Deprem Araştırma Komisyonunun Raporuna göre, sağlam zeminlerde yapılacak inşaatlarla çürük zeminlerde yapılacak inşaatlardaki ivme değerleri farklıdır. Binaların inşasında deprem ivmesi sabit bir değer olarak değil zemin durumuna göre uygun olarak seçilmelidir.
BAŞTA İSTANBUL OLMAK ÜZERE...
Başta İstanbul olmak üzere deprem riski yüksek olan iller ve riskli bölgelere öncelik verilmesi gerektiğinin altını çizen rapor, deprem sonrasında kamu kurumlarında mahalli idarelerde görevli mimar ve inşaat mühendislerinin görevlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Yine kentsel dönüşüme değinilen raporda ülke çapında bu konunun önemine ilişkin toplantıların yapılması gerektiğini aktarıyor.
Arama kurtarma anlamında, depremlerde ilk 24 saatin çok önemli olduğu bir gerçek. Komisyonun sunduğu raporda, mahalle bazında muhtarlıklarda veya benzeri yerlerde küçük depolarda alet-edevat depolanmasının gerekli olduğuna dikkat çekiliyor.
İZMİR ÇİĞLİ ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİNDE ZEMİN SIVILAŞMASI VAR
Yine komisyonun raporunda nokta atışı tespitlerde yer almakta. Örneğin İzmir'in Çiğli ilçesindeki organize sanayi bölgesinin zemininde sıvılaşma olduğu belirtilmiş ve muhtemel bir depremde yıkımın büyük olacağı ifade edilmiş.
Hayati öneme sahip AFAD binalarının da hasar alabilme durumundan bahsedilen raporda İstanbul'da inşaa edilen AKOM binasının örnek alınması gerektiği ve belirlenen bölgelerde dayanıklı yönetim merkezlerinin yapılması gerektiği ifade ediliyor.
İSTANBUL'UN TAMAMI RİSKLİ DEĞİL
AK Parti 27. Dönem Afyonkarahisar Milletvekili ve Meclis Deprem Araştırmaları Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, yaptığı açıklamada, İstanbul'un tamamının deprem riski yüksek bir il olmadığının altını çizerek, "İstanbul'da bir öncelik sıralaması yapmak gerekiyor. İstanbul'un sağlam bölgeleri var, riskli-çürük zemine sahip bölgeleri var. Mikro bölgeleme çalışması yapılarak riskli bölgelerden başlayarak çözüm üretmek gerekir" dedi.
AKOM BİNASI İLE İSTANBUL AVUCUNUZUN İÇİNDE
17 Ağustos deprem felaketinden sonra 12 şiddetinde depreme kadar dayanıklılık gösterecek AKOM'u (Afet Koordinasyon Merkezi) kurduklarını hatırlatan Eroğlu, "AKOM sayesinde İstanbul avucunuzun içinde, şehrin altyapı haritalarını ve içme suyu hatları gibi tüm kritik noktalar hepsi işlendi. Yapılacak çalışmalar var. Biz Deprem Araştırmaları Komisyonu olarak, meclis tatildeyken de çalıştık ve raporumuzu ilettik" dedi.
DEPREMDE HABERLEŞME SİSTEMİ ÇÖKÜYOR
Deprem anından sonra özellikle haberleşme sisteminin çökmesi nedeniyle sıkıntılar yaşandığının altını çizen Eroğlu, "Depremde haberleşme sistemi çöküyor. Özellikle bu anlamda çalışmalar yapılması lazım. Göçük altında kalan insanların belirlenmesi mümkün. Bu sistemin geliştirilmesi gerekiyor" dedi.
YEREL BELEDİYELER VAKİT KAYBETMEMELİ
Deprem yasasının önemine ve kentsel dönüşümün hızlanması için gerekliliğine dikkat çeken Eroğlu, açıklamasına şöyle devam etti: Tavsiyem şu; Vakit geçirmeden unu beklemeden büyükşehir belediyesi mikro çalışmalara göre riskli bölgelerden başlayarak kentsel dönüşüm çalışmalarına başlamalıdır.
İBB BÜTÇESİNİ REKLAM İÇİN DEĞİL DEPREME HAZIRLIK İÇİN KULLANMALI
Meclis tatildeyken de biz deprem komisyonu olarak çalıştık. Kahramanmaraş merkezli depremlerde gördük ki deprem ivmesi diye bir gerçek var. Yapı kalitesinin dışında zemin kalitesi. Dolgu ve çürük zeminler konusunun çok dikkat dikkate alınması lazım. Özellikle İstanbul konusunda şunu söylemek istiyorum. Toplanma alanları ne oldu? Neredeyse tamamı yok oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bütçesini tanıtıma ayıracağına depreme hazırlık için kullanmalı.