MB Başkanı Naci Ağbal’dan Dijital/Kripto Para açıklaması
Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal, dijital para konusunda başlatılmış bir AR-GE projesi olduğunu belirterek, 'Şu anda bu projenin kavramsal ispat aşaması tamamlanmış durumda. 2021 yılının ikinci yarısında ise pilot testlere başlamayı hedefliyoruz' diye konuştu

Oluşturma Tarihi: 2020-12-25 22:44:22

Güncelleme Tarihi: 2020-12-25 22:44:22

Ağbal, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, milletvekillerinin yönelttiği soruları cevapladı.

“2021 yılının ikinci yarısında ise pilot testlere başlamayı hedefliyoruz”

Kripto paralarla Merkez Bankasının çok sayıda çalışma başlattığını belirten Ağbal, kripto paralarla ilgili görev ve çalışmalar yapmak üzere 2020 yılında Finansal İnovasyon Genel Müdürlüğü'nün kurulduğunu hatırlattı.

Bu genel müdürlüğün altında dijital para konusunda başlatılan bir Ar-Ge projesi olduğuna dikkati çeken Ağbal, “Şu anda bu projenin kavramsal ispat aşaması tamamlanmış durumda. 2021 yılının ikinci yarısında ise pilot testlere başlamayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Ağbal, Merkez Bankası'nın kar-zarar durumuna ilişkin sorular üzerine de, şöyle konuştu:

"Merkez Bankasının kar-zarar tablosuna ilişkin paylaşım yaptığı ana doküman faaliyet raporu. Merkez Bankasının kar-zarar durumu hep faaliyet raporlarında paylaşılmış. En son yapılan Merkez Bankası Kanunu değişikliğinde de Genel Kurul'un Mart ayı içerisinde olacağı söylenmiş. Dolayısıyla tabii ki Merkez Bankası iç dokümanlarında kar-zarar durumuna ilişkin bilgiler üretmektedir ama kar-zarar durumuna ilişkin nihai bilgi faaliyet raporunda paylaşılmaktadır. O faaliyet raporunu da inşallah Mart ayı içerisinde paylaşmış olacağız."

Ağbal, "1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununda kar dağıtım konusunda yapılan değişikliğin kapsamı nedir?" şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı:

"Bankamız karının yüzde 10'u ihtiyat akçesine ayrılacaktır. Düzenleme öncesi bu oran yüzde 20, ihtiyat artı yüzde 10 da fevkaladeydi. Bu değiştirilerek yüzde 10'a düşülmüş durumda. Ayrıca, son yıl karından ayrılan ihtiyat akçesi hariç birikmiş ihtiyat akçeleri ise her yıl kara katılarak dağıtılabilecektir. Yapılan düzenlemenin kapsamı bu. Tabii, bugün bununla ilgili arkadaşlar, teknik çalışmalar yürütüyoruz. Merkez Bankasının ihtiyat akçesinin olması gereken seviyesi ne olmalıdır? Ben de bu konuda çalışmalar yürütüyorum. Yani bu konuda hükümete mali danışmanlık görevim kapsamında birtakım teknik çalışmalarımın sonuçlarına bağlı görüşlerimi paylaşacağım."

Ağbal, yapılan değişiklik çerçevesinde birikmiş ihtiyat akçelerinin tamamı olan 40,7 milyar TL'nin 2019 yılı içerisinde hazineye aktarıldığını, 2018 yılı karından ayrılan ihtiyat akçesinin tamamı olan 5,3 milyar liranın 2020 yılında Genel Kurulun kararına göre, kara katılarak dağıtıldığını söyledi.

“Döviz karşılığında standart altın alımına da başlanmıştır”

Naci Ağbal, ödemeler dengesinde net hata ve noksanla ilgili soru üzerine, 2018 yılında net hata ve noksan kaleminin artı 10,7 milyar dolar, 2019 yılında eksi 5,8 milyar dolar, dolar ve Ekim 2020 itibarıyla yıllıklandırılmış eksi 7,1 milyar dolar olarak gerçekleştiğini söyledi.

Net hata noksana neden olan faktörlere bakıldığında üç temel faktör etrafında özetlenebileceğini belirten Ağbal, "Yurt dışı yerleşikleriyle yapılan tüm işlemler kullanılan veri kaynakları tarafından tamamen kapsanmamış olabilir. Yani bazı sermaye akımları mali kurumların hesapları dışında gelmiş gitmiş olabilir şeklinde anlıyorum ben. Değerleme ve ölçme hatası, aynı işlem için gerekli borç ve alacak kaydının her biri için farklı veri kaynakları kullanılıyorsa veri kaynakları bu işlemi farklı değerlerle ölçebilir. Yani bir ölçüm hatası olabilir. Üçüncüsü de kayıt zamanı hata ve noksanlığı. Dolayısıyla kapsam, değerleme ve ölçme kayıt zamanı itibarıyla net hata ve noksan kalemini oluşturuyor. Net hata ve noksan kalemi, aylık geçici nitelikteki verilerin zaman içinde kesinleşmesi, yeni verilerin gelmesi ve yöntemsel değişiklikler sebebiyle güncellenebilmekte ve yüzde 60-70 dolayında azalabilmektedir."

Ağbal, "Altın üreticilerine yurt içinde altın alımı var mı?" şeklindeki sorusuna şöyle yanıt verdi:

"Senede yaklaşık 30-40 ton arası cevherden üretilen altınlar TL karşılığı satın alınabilmektedir. Bankamızın ön alım hakkı bulunmaktadır. Burada alınan altınlar BIST bünyesinde veya yurt dışında belirli oranlarda tutulmaktadır. TCMB altınları tamamen fiziksel olarak bulunmaktadır. ROM kapsamında bankalar BIST bünyesinde fiziksel olarak ROM yükümlülüklerini yerine getirebilmektedir. Bir de döviz karşılığı altın alım imkanı da kullanılmaktadır. Döviz karşılığında standart altın alımına da başlanmıştır."

“TGA oranının yüzde 4 seviyesine kadar geriledi”

Naci Ağbal, Tahsili Gecikmiş Alacaklara (TGA) ilişkin bir soruya, 2021 yılında gerek yüksek kredi büyümesi gerekse BDDK'nin salgın koşulları nedeniyle tahsili gecikmiş alacaklarının sınıflama sürelerini uzatması ve taksit ödemelerinin ötelenmesi nedeniyle TGA oranının yüzde 4 seviyesine kadar gerilediğini söyledi.

Destekleyici düzenlemelerin 2021 yılı haziran ayında sona ermesiyle 2021 yılında TGA oranlarının artış eğilimine gireceğini ancak çok yüksek düzeylere de çıkmayacağını ifade eden Ağbal, "Tabii, burada riskler var. Burada finansal koşullardaki gelişmelere, ekonominin konjonktürüne, bankaların sermaye ve likidite yapılarına bağlı olarak değişebilir. Bu gelişme yakından takip edilmesi gereken bir konu." değerlendirmesinde bulundu.

Ağbal, Merkez Bankasının uyguladığı araçların hangi kanallardan ekonomi üzerindeki nasıl etkileri getireceğini dikkate alarak yaptığını, teknik çalışmaların da buna göre hazırlandığını söyledi.

2021'e girerken bir yukarı yönlü enflasyon riskiyle karşı karşıya olunduğunu ifade eden Ağbal, ikinci çeyrekte oluşturulan talebin güçlendirilmesine dönük adımların birkaç çeyreğe yayılacak etkiler meydana getirecek bir güce de sahip olduğunu aktardı.

Ağbal, bu açıdan burada enflasyon üzerinde risk oluşturan iç talep gelişmelerinin sektörel düzeyde çok yakından izlenmesi gerektiğini vurguladı.

Makroihtiyati tedbirlerin bu anlamda daha etkili bir araç olma özelliği taşıdığını belirten Ağbal, kısa vadeli faiz oranının aktarım mekanizması üzerinden ekonominin bütün kanallarına nüfuz ettiğini anlattı.

“Talep kanallı bir risk var, o riski görelim”

Ağbal, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ekonomideki karar alanlar üzerinde etkide bulunuyor. Bu açıdan kısa vadeli faiz oranlarıyla ilgili yapılan düzenleme ekonomide oluşan iç talebin dengelenmesine, daha ılımlı bir çerçevede devam etmesine yarayacak. Daha doğrusu enflasyonist nitelikte sektörel iç talep gelişmeleriyse hem kısa vadeli faiz oranları üzerinde hem de diğer makroihtiyati tedbirler üzerinden alınacak tedbirlerle yönetilecek. Biliyorsunuz, TÜFE sepetinde gıdadan enerjiye, temel mallardan giyime kadar çok farklı sektörler var. Her sektörün dinamikleri çok farklı. Mesela, enerji sektörü aslında yakın zamana kadar enflasyon sepeti içerisinde enflasyonu aşağıda tutan bir faktördü ama son dönemde petrol fiyatlarında yukarı yönlü hareket enerjinin bu sefer o aşağı yönlü çekme etkisini azalttı. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte bir risk olarak duruyor. Mesela, giyim fiyatlarına yakından bakacak olursak giyim fiyatlarına bakıldığında da giyim enflasyonu neredeyse sıfıra yakın. Yani pandemi koşulları nedenleriyle tüketici tercihleri arasında giyim, ayakkabı bir şekilde azaldı. Orada mesela bir dezenflasyonist süreç var ama diğer taraftan da şöyle düşünelim, aşı uygulanmaya başlandı, olumlu gelişmeler var, herhalde bekletilen bir talep alanı. Dolayısıyla orada talep kanallı bir risk var. O talep kanalını, o riski görelim."

Bu riskleri yönetecek bir politikayı kararlılıkla yürütmek gerektiğine işaret eden Ağbal, "Diğer taraftan da ekonominin potansiyeline uygun bir büyüme gelişimini sağlayacak şekilde iç talebi tetikleyen unsurları da bu çerçeveye uyumlu düzeylere getirmeye ihtiyaç var. Bu açıdan burada para politikası, maliye politikası eş güdüm içerisinde bir taraftan ekonomik istikrar diğer taraftan fiyat istikrarı temeli çerçevesinde davranacak." diye konuştu.