Memur ve memur emeklilerinin maaş ve aylıklarına 2022 ve 2023 yıllarında yapılacak zammın belirleneceği 6. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Reşat Moralı Toplantı Salonu'ndaki ilk toplantıyla başladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, başkanlığını yaptığı toplantının açılışında, toplu sözleşmelerin demokratik toplumlarda devlet ile toplum arasındaki bağları güçlendiren kurumsal yapılar olduğunu söyledi.
Toplu sözleşmenin, tarafları daha ileri düzeyde dayanışma ve bütünleşmeye götürmesi temennisinde bulunan Bilgin, "Bu bütünleşmenin sosyal ve ekonomik şartlarda sorunları çözerek daha ileri bir anlaşmayla neticelenmesi hepimizin idealidir." diye konuştu.
Bilgin, 6. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin hayırlı olmasını dileyerek, "Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle, çalışanlarını enflasyonun altında ezdirmeyecektir. Enflasyonun üzerinde bir noktada meseleyi ele alacağımızı belirtmek isterim." ifadelerini kullandı. "TÜRKİYE KÜRESEL SALDIRI ALTINDADIR"
Bilgin, küreselleşmeyle birlikte dünyada yaşanan değişime değinerek, küreselleşmenin yarattığı sorunlar üzerinden dünyayı yeniden şekillendirmek isteyen emperyalist yapılara dikkati çekti.
Emperyalist yapıların, ekonominin yanı sıra finansal, politik ve askeri müdahalelerle belirli bölgeleri istikrarsızlaştırma çabasında olduğunu vurgulayan Bilgin, şunları kaydetti:
"İşte Irak ne hale geldi, Suriye ne halde, Libya ne halde, İran'a müdahaleler var. Hedef ülkenin Türkiye olduğu da konuşulan bir konudur. Netice itibarıyla Türkiye küresel saldırı altındadır. Bu saldırıyı yapanlar finansal araçlarının yanında terör örgütlerini kullanmaktadır. Terör kendi başına bir varlık değildir. Terör günümüzde küresel saldırıların, emperyalist siyasetin bir parçası haline getirilmiştir." "SENDİKALARIN TERÖRE KARŞI AÇIKÇA TAVIR ALMASI GEREKİYOR"
Teröre karşı mücadelenin demokratik ülkelerin önemli bir görevi olduğunu belirten Bilgin, şu değerlendirmede bulundu:
"Demokratik ülkeler hem demokratik değerleri yükseltmek hem de kamu düzenini yerine getirmek durumundadır. Türkiye son 20-25 yılda demokratikleşme süreçlerinde kazandığı aşamalarla demokrasi içerisinde terörle mücadele etmenin büyük bir örneğini gösterdi. PKK, DEAŞ, FETÖ bunlar hep küresel saldırının bir parçasıdır. Bu topraklarda bağımsız ve özgürce yaşamanın şartı kamu düzenini sağlamak, hukuk devletini ayakta tutmak ve bunu da sosyal devlet ilkesiyle toplumla bütünleştirmektir. Bu bakımdan sendikaların herhangi bir sivil toplum kuruluşlarına kıyasla daha fazla sorumluluğu var. Çünkü sendikalar demokratik devletin sosyal kimliğini temsil eden kurumlar. Bu bakımdan, toplu sözleşmelerin, sendikalarla yaptığımız bu görüşmelerin Türkiye'nin sosyal devlet kimliğini, demokratik devlet kimliğini yeniden üreten mekanizmalar olduğunu düşünüyorum. Bunun için sendikaların terör karşısında, PKK vs bu cinayet örgütlerinin arkasındaki yapılara karşı açıkça tavır almaları gerekiyor. Burada herhangi bir tereddüdün olmaması gerekiyor. Cinayet örgütlerinin arkasına saklanmak, onlarla birtakım ilişkilere girmek utanç verici bir şeydir. Bu cinayetleri hepimizin lanetlemesi lazım."
Bakan Bilgin, Türkiye'nin büyük bir ülke ve tüm sorunları çözecek güçte olduğunu belirterek, "Saldırılara rağmen bugün ülkemizin önü Akdeniz'de, Kafkaslarda kesilemiyorsa bu Türkiye'nin gücündendir. Türkiye bugün yaklaşık 800 milyar dolarlık ekonomiye sahiptir. Çok şükür bütün engellemelere rağmen büyümesi devam etmektedir. Ekonomik göstergelere baktığımız zaman güven endeksi yükselmektedir. Bu, Türkiye'nin gücünü ifade ediyor. Bu gücü engellemenin ilk şartı Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak, demokratik sistem içerisinde sorunlarını çözen bir ülke görünümünden ulaştırmak." diye konuştu.