Sallantıda olan dünya ekonomisi, İngiltere'nin Avrupa Birliği'ne (AB) sırtını dönmesiyle sonuçlanabilecek Perşembe günkü Brexit referandumuyla beraber zorlu bir sınava hazırlanırken, referandumun İngiltere'nin ayrılığıyla sonuçlanması zaten imkanlarını esnetmiş olan merkez bankaları üzerindeki baskıyı daha da artırabilir.
Referandumdan AB'den ayrılmaya yönelik bir karar çıkması İngiltere ekonomisi ve ticaret ortaklarına en azından kısa vadeli bir darbe vurmasının yanında, dünya ekonomisinin dörtte birini oluşturan AB'nin geleceği hakkında da soru işaretlerini artıracak.
Kamuoyu yoklamaları AB'den ayrılma yanlılarının daha güçlü olduğunu gösterirken, dünyanın en güçlü merkez bankaları da gergin bir biçimde referandumun sonuçlarını bekliyorlar.
Ntv'nin haberine göre; Fed Başkanı Janet Yellen geçen hafta Çarşamba günü faizlerin değiştirilmediği Fed toplantısı sonrası açıklamalarında, " İngiltere ve Avrupa için açıkça görülüyor ki bu çok önemli bir karar. Küresel ekonomi ve finans piyasalarındaki mali şartlar üzerinde sonuçlar doğurabilecek bir karar" dedi.
İsviçre Merkez Bankası da güvenli liman olarak görülen frankta İngiltere'nin AB'den çıkması durumunda bir müdahaleye gidebileceğini söylerken, Japonya Merkez Bankası yetkilileri de benzer endişeleri dile getirerek döviz piyasasında yeni dalgalanmalar olabileceğinin sinyallerini verdi.
Uzmanlar AB'den ayrılma kararının ayrıca Fed'in bir sonraki faiz artışını erteletebileceğini ve küresel merkez bankalarını eşgüdümlü harekete geçirmek zorunda bırakabileceğini belirtiyorlar.
Küresel ekonomiye yeni bir şok için zamanlama kötü görünüyor.
Küresel ekonomik büyüme, finansal krizin en şiddetli olduğu dönemin üzerinden sekiz yıl geçmiş olmasına rağmen zayıf seyrini sürdürürken, emsali görülmemiş ve artık seçenekleri gittikçe daralan genişlemeci merkez bankası politikalarına dayanıyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), İngiltere olmadan AB'nin ekonomik büyümesinin 2020 itibariyle yüzde 1 daha zayıf olacağını belirtiyor.