Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle, merkez bankalarının güvercinleşeceği, Rusya'nın Avrupa'ya petrol tedariğini kesmesi durumunda ise petrol fiyatlarının 20 ila 30 dolar/varil yükseleceği ve bu artışların özellikle Avrupa ve Latin Amerika'da resesyon getirebileceği öne sürülüyor.
Dünya gazetesinden Hilal Sarı'nın, "Merkezler enflasyon ve resesyon ikileminde" başlıklı bugün yayımlanan haberi şöyle:
Rusya-Ukrayna savaşı ve Rusya'yı küresel ekonomiden izole eden yaptırım dalgası, enerji, metal ve gıda fiyatlarında tetiklediği ralli ile küresel enfl asyon beklentilerini yükseltirken, büyüme görünümlerine de önemli bir risk oluşturuyor. Bu durum birçok uzmana göre merkez bankaları için “toksik bir karışım”. Enflasyonla mücadele için sıkılaşma döngüsüne yeni yeni giren merkezlerin istemeden bir resesyon da tetikleyebileceği belirtiliyor. Öte yandan merkez bankalarının savaş nedeniyle güvercinleşeceğini ve enfl asyonla yaşamaya alışacağını öngören uzmanlar da var.
BlackRock Investment Institute merkezlerin enfl asyona vereceği tepkiye yönelik öngörüsünü değiştirdi ve savaş nedeniyle güvercinleşeceklerini tahmin ediyor. Kıdemli Portföy Stratejisti Vivek Paul “Enerji fiyatları enfl asyonu daha da güçlendirecek. Piyasaların merkezlerin faiz artışlarına ilişkin görüşünün fazla şahin olduğunu düşünüyoruz - özellikle de Avrupa'da. Merkez bankaları enfl asyonla birlikte yaşamayı öğrenecek. Çünkü tarihi bir normalleşmenin büyüme ve istihdama maliyeti çok yüksek olur” diyor ve gelişen dünya hisselerinin tahvillerden çok daha iyi bir performans izleyeceğini tahmin ediyor. “Faiz artış takvimlerinde daha yavaş hareket edecekler”
Franklin Templeton Investment Institute Yatırım Stratejisti Kim Catechis'e göre merkez bankaları yaptırımlar ve savaşın emtiada yarattığı ralli nedeniyle daha önce uzlaştıkları veya beklenen faiz artış takvimlerinde biraz daha yavaş hareket etmek zorunda kalacaklar.
Aegon Asset Management Faiz Direktörü Sandra Holdsworth emtia fiyatlarındaki artışın tüketim alışkanlıklarını da etkileyeceğini, şu anda küresel talebin hala çok güçlü olduğunu ancak şirketlerin artan maliyetlerini tüketicilere yansıtmaya çalışacağını belirterek “Zaten eğrinin gerisindeyken işleri daha da zorlaşacak” dedi.
‘Tahvil kralı' adıyla da anılan DoubleLine Capital CEO'su Jeff - rey Gundlach ise Fed'in zaten eğrinin gerisinde olduğu bir ortamda ABD'de TÜFE verisinin yüzde 10'la zirve yapacağını ve Fed'in elini daha da zorlayacağını öngörüyor. Gundlach Fed'in yıl sonu itibariyle faizi yüzde 7,5'e kadar yükselteceğini öngörüyor.
Para piyasaları şu anda hala ECB'nin 2022 sonuna kadar 30 baz puanlık bir faiz artırımı yapacağını fiyatlıyor. Ancak Reuters anketlerinde ilk artışın bu yıl geleceğini öngören ekonomistlerin sayısı azalıyor. Ukrayna'daki savaştan en çok Euro Bölgesi'nin yara alması beklendiği bir ortamda ECB, enflasyon beklentilerini kontrol altına almak ve ekonomileri desteklemek arasında zor kararlar almak zorunda kalacak. UOB Group ekonomisti Lee Sue Ann ise ECB'nin faiz artışına 2022'de değil 2023'te başlayacağını öngören birçok ekonomistten biri. Ann ECB'nin büyüme ve enfl asyon tahminlerini paylaşacağı bir sonraki toplantısının daha da kritik olacağını belirtiyor. Japonya Merkez Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda ise “Enerji ve emtia maliyetleri enfl asyonu yükseltse bile, sıkılaşmaya gitmenin uygun olmayacağını” belirtiyor. Euro/dolar 1,06'ya inebilir, savaş büyürse parite görülür
Standard Chartered G10 Foreks Araştırmaları Küresel Direktörü Stephen Englander, ECB'nin sıkılaşma konusunda zaten Fed'e göre geriden geldiği bir ortamda Ukrayna'daki savaşa yönelik endişelerin kolay kolay geçmeyeceği görüşünde. Englander Euro/dolar paritesinin 2. çeyrek sonu itibariyle 1,06'ya kadar inebileceğini ve savaşta bir uzlaşı olması durumunda yıl sonuna doğru yavaşça 1,14'e doğru ilerleyeceğini öngörüyor. Savaşın Ukrayna sınırları dışına taşması durumunda ise Euro'nun paritenin altına da inmesi olası. Euro/ dolar paritesi dün risk iştahının yeniden artması ve AB'nin petrol ambargolarına katılmayacağının netleşmesiyle tekrar 1,09'un üzerine çıktı. BoE'nin gelecek hafta faiz artıracak olması ve savaşın İngiltere ve Euro Bölgesi'ne etkilerinin farklı boyutlarda olması 0,83 düzeyindeki Euro/sterlin kurunda da yeni düşüşler getirebilir.
Jeopolitik gerilim, küresel emtia piyasalarında yaşanan büyük dalgalanmalar ve Fed'in 15-16 Mart tarihli toplantısında faiz artırımına başlayacak olması, doların güvenli liman cazibesini artırmaya devam ediyor. Dolar endeksi dün risk iştahının bir nebze düzelmesiyle 98-99 bandına gerilemiş olsa da, endeks hala Mayıs 2020'den bu yana en yüksek düzeyde. Kanada Doları ve Norveç Kronu gibi emtialardan güç alan para birimlerinde de güçlü seyrin devam etmesi bekleniyor. Tahvillerde ise tekrar bir satış başladı ve 10 yıllık ABD Hazine tahvilinde getiri tekrar yüzde 1,9'un üzerine çıktı. Misilleme resesyon getirebilir
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in imzaladığı ve belirli ülkelere karşı bazı ham maddelere getirilecek ihracat yasaklarının yer aldığı liste de merakla bekleniyor. Petrol tüccarı Lipow Oil Associates Başkanı Andy Lipow, Rusya'nın Avrupa'ya petrol tedariğini kesmesi durumunda petrol fiyatlarının 20 ila 30 dolar/varil yükseleceğini ve bu artışların özellikle Avrupa ve Latin Amerika'da resesyon getirebileceğini söylüyor. CNBC'ye konuşan Lipow bu durumda ABD'ye de taşma etkileri olacağını, Çin'inde dünyaya daha az tüketici ürünlerini satabileceğini belirtiyor. Capital Economics Baş Emtia Ekonomisti Caroline Bain ise en kötü senaryoda Rusya'nın enerji ihracatına AB'nin de dahil olduğu büyük tüketici ülkeler tarafından toplu bir yasak gelmesi durumunda fiyatların “bilinmeyen bir bölgeye” yükselebileceğini söylüyor. ABD ve İngiltere'nin Rus petrolüne ambargo getirmesi sonrası Brent ve WTI petrol sırasıyla 124 dolar ve 120 dolar bandına geriledi. Avrupa doğalgazı tekrar 200 Euro'nun altında.
Morgan Stanley CEO'su James Gorman ise savaşa rağmen Fed'in faiz artış planına bağlı kalacağını belirtiyor ancak “Faizleri artırmak zorundasınız ancak ekonomiyi resesyona sokmak da istemezsiniz. Eğer resesyona sokarsanız stagfl asyon gelir ve bu çok kötü olur” diyor ve 50 baz puan olasılığının ortadan kalktığını söylüyor.