Hürriyet'in haberine göre; Merkez Bankası, ABD'den gelen olumsuz veriler ile enflasyondaki düşük seyri bu ayki Para Politikası Kurulu toplantısında lehine kullanabilir. Merkez Bankası, yüzde 9.50 olan tepe faizi yüzde 9'a indirip, yüzde 7.50 olan haftalık repo faizini yüzde 8'e çıkarıp, “bundan sonra piyasaya paranın tümünü bu orandan vereceğini” söyleyebilir.
ABD'den gelen olumsuz istihdam verisi ve enflasyondaki düşük seyir, ekonomi yönetimini cesaretlendirmiş gözüküyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “artık faizde bir şeylerin olacağını” sözlerinden sonra Merkez Bankası'nın bu ay yüzde 8 olarak belirlemesi beklenen “fiili tek faiz”e geçme ihtimali artmış gözüküyor.
Bu ay yapılacak Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, yüzde 9.50 olan tepe faizi yüzde 9'a indirme kararı çıkarken, bununla birlikte yüzde 7.50 olan haftalık repo faizini yüzde 8'e çıkarıp, “bundan sonra piyasaya paranın tümünü bu orandan vereceğini” söyleme ihtimali, bir hayli yükselmiş gözüküyor. Böylece simetrik olarak daraltılan koridor yine korunmuş olacak ama fiili olarak haftalık repo faizi tek faiz haline gelecek.
Uygulamaya baktığımız zaman; hem yüzde 7.50 hem yüzde 9.50'den piyasaya para veren Merkez Bankası'nın fonlamada ortalama faizi son günlerde yüzde 8.4'e geliyordu. Bu operasyonu yaptığı takdirde uygulamada yüzde 8.4 olan ortalama faiz yüzde 8'e inmiş olacak. Yani fiili olarak faizi indirmiş olacak.
Yine uygulamada, özellikle Borsa İstanbul işlemlerinde tepe faiz geçerli olurken bundan sonra haftalık repo faizi baz alınmaya başlayacak. Böylece sermaye piyasası işlemleri dahil, tepe faiz artık göstermelik kalacağı için, psikolojik olarak faizlerin yüzde 9.50'den 8'lere indiği algısı yaratılmış olacak. Bu durumu da özellikle hükümet üyeleri ve Cumhurbaşkanı'nın yapacağı konuşmalarla çok iyi pazarlayıp, faiz indirme algısını pekiştireceği de kesin.
Peki, Merkez Bankası haziranda bu operasyonu yapmazsa ne zaman yapabilir?
Bankacılar, özellikle de geçen ayki faiz indiriminden sonra Merkez Bankası bilgilendirme toplantısına katılan iktisatçılar, bu operasyona artık kesin gözüyle bakıyorlar. Daha önce operasyonun aşamalı gerçekleşmesini bekliyorlardı; yani haziranda tepe faizin yüzde 9'a indirilmesiyle yetinilip, temmuzda yüzde 7.30'luk haftalık repo faizinin yüzde 8'e çıkarılıp, artık paranın tümünün bu orandan verileceğinin açıklanması bekleniyordu. Ancak FED faiz artırımının yine öteleneceği beklentisinin artması ve enflasyonun düşük gelmesiyle birlikte temmuzu beklemeden, operasyonun tümünün bu ay yapılma beklentisi artmış gözüküyor.
KÖTÜ GÜNLERE CEPHANE KALMIYOR
Bankacılar Merkez Bankası'nın bu kararı aldığı takdirde piyasaların aşırı tepki vermesini beklemiyorlar. Özellikle kur açısından ilk aşamada fazla tepki gelmeyebileceğini söylüyorlar. Ancak orta vade için bu kararın çok riskli olacağını söylemeden de edemiyorlar.
Yıl sonunda enflasyonun yüzde 8 veya üstünde geleceğini tahmin eden bir bankacı, böylece reel faizin sıfırlanacağını hatırlattı. Çin'den kötü haber ya da FED faiz artırımının örneğin temmuzda gelmesiyle kötü günlerin başlayabileceğini, küresel piyasaların bunu beklediğini hatırlatan aynı bankacı, “Yani kötü günler için Merkez Bankası'nın hiçbir kozu kalmıyor, sermaye çıkışı başladığı zaman bu oranlarla kuru da faizi de tutmak mümkün olmaz” dedi.
Buna karşılık biraz reel faiz vermeye devam edip, bu dönemde döviz rezervlerinin artırılabileceğini, başka deyişle kötü günlere hazırlık yapılması gerektiğini kaydeden aynı bankacı, “Cumhurbaşkanı rezerv artıracağız dedi ama faiz indirme hırsı yüksek olunca, bu yolu deneme niyeti kalmıyor” şeklinde konuştu.
Başka bir açıdan bakarsak; Merkez Bankası bu operasyonu yaparsa, son siyasi açıklamaların da gösterdiği gibi, Cumhurbaşkanı'nın faiz politikasına neredeyse tam uyum göstermiş olacak ama piyasa bunu güvensizlik adımı olarak görecek. Halbuki kötü günlerde Merkez Bankası'nın itibarına çok ihtiyacımız olacak.