Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), yaklaşık iki yıl aradan sonra politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 250 baz puan düşürerek yüzde 47,50'ye çekti.
Banka, gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 150 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar verdi.
Bankanın duyurusunda, "Son çeyreğe ilişkin göstergeler yurt içi talebin yavaşlamayı sürdürerek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelerde bulunduğunu göstermektedir" denildi.
Faiz artırımlarına Haziran 2023'te başlayan TCMB, politika faiz oranını yüzde 8,5'ten 15 düzeyine yükselterek sıkı para politikasına başlamıştı. Kurul en son Mart 2024'te politika faiz oranını 500 baz puan artırarak 45,00'dan yüzde 50,00'a çıkarmıştı.
Enflasyonla mücadele kapsamında bir süredir ekonomi yönetimi önemli adımlar atarken, bu adımlar meyvelerini veriyor.
Ekonomi yönetimi enflasyonla mücadelede önemli bir yol kat ederken, TCMB de sıkı para politikasından ödün vermeden parasal gevşeme döngüsüne girdi.
Yıllık enflasyon bu yılın mayıs ayında yüzde 75,45 olmasına karşın parasal sıkılaşmanın gecikmeli etkileriyle birlikte kasım ayında yüzde 47,09 seviyesine kadar geriledi.
AA Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi, TCMB'nin faiz artırım sürecinde olduğu gibi indirim sürecinde de ortodoks yaklaşıma bağlı hareket edeceğinin gözlendiğini belirterek, "Yıl genelinde toplam faiz indiriminin piyasa beklentisi ve fiyatlamasından sınırlı kalacağı, ön tahmin olarak politika faizinin yüzde 32,00-35,00 aralığında bir yerlerde oluşacağını düşünüyoruz." dedi.
TCMB'nin politika faizini beklentilere paralel indirmesinin TL açısından nötr bir gelişme olduğunu ifade eden Bürümcekçi, bankanın bundan sonraki kararlarını enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla alacağını vurgulamasının görece şahin bir vurgulama olduğundan TL lehine bir gelişme sayılabileceğini aktardı.
Bürümcekçi, "Merkez Bankası faiz indirimlerine devam edeceği sinyali verse de, indirimlerin verilere bağlı olacağı, ancak piyasanın beklediği kadar agresif ve kesintisiz olmayacağı mesajlarını vererek piyasanın beklediğinden daha şahin bir duruş sergilemiştir. " değerlendirmesinde bulundu.
Finansal koşullardaki ve para politikasındaki sıkılaşmanın dezenflasyon patikasına dönüşte katkılarının gözlenmeye başlandığını ve devamının geleceği öngörüsünde bulunan Bürümcekçi, "Ancak nakit bütçe açığının yansıttığı üzere maliye politikasının dezenflasyonu destekleyici olmamasını ve ekonomik aktivitenin son çeyrekten itibaren toparlanmasını dikkate alarak talep unsurları arasındaki dengelenmenin sağlanmasında gecikme olabileceğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
Merkez piyasa koşullarına göre defansif konumunu koridor daraltması ile korumuş oldu
NCM Menkul Değerler AŞ Kurumsal İlişkiler Direktörü Ahmet Uluhan da Merkez Bankasının faiz indirim kararının beklentilere paralel geldiğini belirtti.
Son dönem özellikle aralık toplantısında alınacak indirim kararına dair piyasada çok fazla kafa karışıklığı olduğunu hatırlatan Uluhan, özellikle iki gün önce açıklanan asgari ücrete verilen zammın yüzde olarak gerçekleşmesinin bankaya dair beklentilerin tekrar 250 baz puanlık bir indirime evrilmesine de neden olduğunu aktardı.
Merkez Bankasının faiz koridorunu 600 baz puandan 300 baz puana daraltmasıyla piyasanın borçlanma maliyetinin halen politika faizine göre daha üstte kalmaya devam ettiğini söyleyen Uluhan, "Merkezin hamlesini kısmi bir iyileştirme adımı olarak görebiliriz. Elbette uzun zamandır süre gelen sıkı para politikasından bir nevi geri adım atılmış oldu. Ancak yine de Merkez piyasa koşullarına göre defansif konumunu da koridor daraltması ile korumuş oldu. Ayrıca karar metninde kurulun kararlarını enflasyon odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla alacağına vurgu yapması önemliydi. Esasen 8'e düşürülen her PPK toplantısında enflasyonda ki gidişata göre faiz indirim hamleleri görmeye devam edebiliriz." yorumunu yaptı.
Uluhan, 2025 yılı için faiz indirim sürecinin devamına yönelik beklentileri bu gelişmelere paralel koruduklarını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Ancak bu süreçteki genel eğilimi enflasyondaki düşüş eğiliminin devamına paralel düşünmek doğru olacaktır. Özellikle iç talepteki daralma eğilimi ve dezenflasyon sürecinin sağlayacağı katkı yılın ilk yarısındaki enflasyonda ki düşüş eğilimine daha da katkı sağlayabilecektir. Sonuç olarak merkez politika faizindeki 250 baz puanlık indirim kararına paralel koridordaki 150 baz puanlık daraltma hamlesi ile ihtiyatlı ve kısmen şahin bir görünümde bu hamleyi gerçekleştirmiştir diyebiliriz."
AA