Merkez Bankası, piyasa beklentileri doğrultusunda politika faizini değiştirmeyerek yüzde 19 düzeyinde bıraktı.
Karar metninde, söz konusu karara gerekçe olarak; enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler gösterildi.
Gelecek dönem faiz oranlarının seyri açısından en önemli yönlendirme ise "Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir." ifadeleri ile yapıldı.
Öte yandan karar metnine eklenen "Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerine olumsuz yansımaları görülmektedir" ve "Uluslararası tarımsal emtia ve gıda fiyatlarındaki yüksek seviyelere ilave olarak, bazı ürünlerde iklim koşulları kaynaklı arz yönlü etkilerin açılma etkileriyle birleşmesiyle temmuzda gıda fiyatlarında gözlenen artış, enflasyondaki yükselişte belirleyici olmuştur" cümleleri ile iklim koşullarının gıda enflasyonuna olumsuz etkilerine vurgu yapıldı.
Karar metninde enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler dikkate alınarak, Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut sıkı duruşun kararlılıkla sürdürüleceği vurgusu ise korundu.
"Para politikası duruşuna ilişkin mesaj cümleler korundu"AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, TCMB'nin politika faizini beklentilere paralel değiştirmemesinin, TL açısından nötr bir gelişme olduğunu söyledi.
TCMB'nin faizi değiştirmeme gerekçesini, parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin gözlenmesi olarak açıkladığını belirten Bürümcekçi, para politikası duruşuna ilişkin mesaj cümlelerin de korunduğuna işaret etti.
Bürümcekçi, temmuz sonunda yayımlanan son Enflasyon Raporu'nda 2021 sonu tahminini yüzde 14,1 seviyesine yükseltildiğini anımsatarak, "Kurulun ekonomiye ilişkin değerlendirmelerinde iktisadi faaliyetin üçüncü çeyrekte de güçlü seyrettiği, enflasyonun ise yaz aylarında oynaklık göstereceği belirtildi. Enflasyona ilişkin değerlendirmede, temmuz enflasyonundaki yükseliş tarımsal emtia ve arz yönlü etkilerin gıda enflasyonunu yükseltmesi ile ilişkilendirilirken, açılmanın etkisiyle yaz aylarında enflasyonda görülebilecek oynaklıklar ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyelerin, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmekte olduğu belirtilmiş. Ancak parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin gözlendiği belirtilerek durum dengelenmeye çalışılmış." diye konuştu.
TCMB'nin, yeni enflasyon tahmin patikasını faiz indirimi zamanlaması için referans olarak vermeye devam ettiğini vurgulayan Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"Karar metninde para politikası duruşuna ilişkin 'Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir' ifadesinin kullanılması en azından yılın son iki ayına kadar faizlerde bir değişim olmayacağı anlamına geliyor. Temmuz ayı Enflasyon Raporu'ndaki enflasyon tahmin patikasına bakıldığında, tahmin üst sınırının ekime kadar yüzde 19 ve yıl sonu için yüzde 16 olarak belirlendiği izlenmişti. Sonuç olarak, enflasyon görünümünün bu yıl bankaya faiz indirimi için imkan vermeyeceğini düşündüğümüzden eylül ve takip eden toplantılarda faizlerde bir değişiklik beklemiyoruz, ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın faizlere ilişkin açıklamalarını dikkate alarak, kurlarda ve emtia fiyatlarında geri çekilme gözlenir ve kalıcı olursa, baz etkisi ile daha düşük yıllık enflasyon gerçekleşmelerinin görülebileceği yılın son aylarında 'ölçülü' faiz indirimlerinin masada olma ihtimalini de tamamen dışlamıyoruz."
Haluk Bürümcekçi, beklenen enflasyona göre hesaplanan reel faizin yüzde 5,8 düzeyinde bulunduğuna değinerek, bunun benzer gelişmekte olan ülkelerden daha yüksek bir seviyeye işaret ettiğini sözlerine ekledi. "Karar metnindeki vurgular, yönlendirmenin büyük oranda değişmediğini gösterdi"
Albaraka Türk Başekonomisti ve Stratejik Planlama Müdürü Dr. Ömer Emeç de TCMB'nin politika faizini yüzde 19'da tutmasının ardından gecelik borç alma faizinin yüzde 17,50, gecelik borç verme faizinin 20,50 ve geç likidite penceresi faizinin yüzde 23,50 düzeyinde kaldığını söyledi.
Karar metnindeki vurguların, yönlendirmenin büyük oranda değişmediğini gösterdiğini belirten Emeç, "Özellikle politika faizinin enflasyonun üzerinde korunacağı ifadesinin herhangi bir değişikliğe uğramaması kurda son günlerde görülen zayıflığı bir parça tersine çevirmiş durumda." dedi.
Emeç, karar metninde yurt içinde iktisadi faaliyetin güçlü seyrettiğine, hizmet sektörünün canlanmaya başlaması ve sıkı para politikasının cari dengeyi pozitif etkilediğine yer verildiğini aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Cari dengenin yılın geri kalanında fazla vereceği beklentisi de yinelendi. İhracattaki kuvvetli görünüm ve turizmdeki hızlı ilerleyen toparlanma göz önüne alındığında delta varyantı kaynaklı bir kapanma dalgası olmazsa bu beklentinin gerçekleşmesinin imkan dahilinde olduğu kanaatindeyiz. Enflasyonun temmuz ayında yüksek gelmesinin en büyük sebeplerinden biri olan gıda fiyatları ve açılmanın etkisiyle yaşanabilecek oynaklıkların yukarı yönlü risk unsuru oluşturduğuna metinde yer verilmesini önemsiyoruz. Önümüzdeki dönemde hükumet kanadından geleceği ifade edilen gıda enflasyonunun düşürülmesine dair adımları bekliyoruz. Karar sonrası küresel emtia fiyatları ve kur hareketlerine bağlı olarak ağustos ayında yüzde 19'un üzerine çıkma ihtimali bulunan enflasyonun yılı yüzde 16,3 bitirmesi beklenirken, Albaraka Banknot olarak bizim beklentimiz yüzde 15,5 düzeyinde." "Önümüzdeki dönemde politika sıkılaşması adımı planlandığına dair bir sinyal göremedik"
Econs Kurucu Ortağı ve ekonomist Ferhat Yükseltürk ise TCMB'nin beklenti dahilinde faizleri sabit tutarken, karar metninde de önemli bir değişikliğe gitmediğini ifade etti.
Büyüme tarafında güçlü gelen öncü göstergelerin aslen TCMB'nin üzerindeki talebi destekleyici faiz indirim baskısını azalttığını belirten Yükseltürk, "Ancak başta gıda ve güçlü iç-dış talep kaynaklı enflasyonist etkilerden bahsedilmesine rağmen önümüzdeki dönemde politika sıkılaşması adımı planlandığına dair bir sinyal göremediğimizi düşünüyorum. Bu anlamda özellikle ağustos ve eylül ayı enflasyon verileri daha da fazla önem kazanırken, enflasyonun yüzde 19'un üzerine çıkması durumunda TCMB'nin bu olasılığın gerçekleşmesi durumunda yılın geri kalanında hareket kabiliyeti oldukça düşük olacaktır. Bu çerçeveden bakıldığında TCMB'nin yılın geri kalanında da faizlerde bir değişikliğe gitmemesini bekliyorum." değerlendirmelerini yaptı.
AA