Altınok'un “Yeni ekonomik pozisyonumuz nedir?” başlıklı bugünkü yazısı:
Merkez Bankası dün faizleri 100 puan düşürdü. Karar öncesi kısa süreli bir düşüş yaşayan dolar, MB'nin geçen seferki 200 puan faiz indiriminden sonraki gibi fırladı. Merkez Bankası ayrıca, aralık ayında da faiz indirimi yapacağının sinyallerini verdi. Piyasalar da bu durumu, dövizin yükselişinin devam edeceği şeklinde okudu.
Dün olan biteni anlamak, önünü görmek isteyen pek çok kişiden telefon aldım. Herkes, yüksek kurun, yakın vadede hangi hedefe ulaşmak için göze alınan bir maliyet olduğunu anlamak istiyor. Uzun vadede faizleri minimuma indirme perspektifinden bahsetmiyorum. Zira faizin asıl bela olduğu konusunda piyasadaki bütün aktörler hemfikir.
Ancak dolar kuru artarken borsanın da yükselmesi gibi gelişmeler, içinde bulunduğumuz ekonomik pozisyona dair kafaları epeyce karıştırıyor. En çok duyduğum teoriyi söyleyeyim... Dolardaki artışla patlayan ihracattan gelecek dövizin ekonomide bir denge oluşturması.
Şimdilerde ihracatçıların hallerinden çok memnun olmaları, "Çalıştıracak işçi bulamıyoruz" diye açıklamalar yapmaları da bu olasılığa delil olarak gösteriliyor. Ekonomist değilim. Sadece okurlarımızın, herkesin merak ettiği bir soruya cevap ararken sesli düşünüyorum.
Ama tek işi bu olan Merkez Bankası Başkanı, gazetecilerin sorularını beklemeden konuşmalı. Eğer böyle bir hedef varsa, çıkıp öngörülerinin ayrıntılarını, gerekçelerini kamuoyuyla paylaşmalı. Yoksa da gerçek planını açıklamalı.
Çünkü dövize talepteki sıçramaların, ani talebin, "belirsizlik ortamından" kaynaklanan panikten beslendiği ve Türk Lirası'na operasyon çekip ceplerini dolduran spekülatörlerin işini kolaylaştırdığı ortada.
Sabah