Almanya'nın Türkiye'deki turistik dört bölge için seyahat uyarısını şartlı biçimde kaldırmasından sonra Mısır da harekete geçti. Mısır'ın Berlin Büyükelçisi, kendi tatil beldeleri için de Türkiye'ye uygalanan benzer bir uygulama talep ediyor.
Mısır da kendi turistik bölgelerine yönelik seyahat yasağının kaldırılmasını talep ediyor. Berlin'deki Mısır Büyükelçisi Halid Celal Amdülhamid, Alman basınına, ülkesinde yeni koronavirüs rakamlarının düştüğüne ve sıkı tedbirler uygulandığına işaret ederek buna rağmen Almanya'nın Mısır'a yönelik seyahat uyarısının devam ettirmesinden yakındı. Türkiye neden farklı muamele görüyür?
Alman haber ajansı dpa'ya konuşan Büyükelçi Abdülhamid, ülkesinin neden Türkiye'den daha farklı muamele gördüğünü anlamadığını belirterek Alman hükümetine "Bize iyilik yapmanızı istemiyoruz. Söylediğimiz tek şey, ülkemizdeki duruma bakın ve bunu göz önünde bulundurarak gerçekçi ve makul bir karar verin" çağrısı yaptı. Abdülhamid, "Herşey ülkemize yönelik seyahat uyarısının doğru olmadığına işaret eder yönde" diye konuştu.
Mısır Büyükelçisi, ülkesinin, turistik beldelerini "güvenli bölge" ilan ettiğini, bunun Kızıldeniz, Hurgada, Şarm El-Şeyh ve Sina Yarımadası için geçerli olduğunu, bu bölgelerde enfeksiyon rakamlarının sıfırlandığını dile getirdi. Mısır, Avrupa Birliği ülkeleri içinde Alman turistlerin en çok tercih ettiği ülkelerden biri. Geçen yıl 1 milyon 800 bin Almanın tatilinini Mısır'da geçirdiği açıklanmıştı. Turizm, Mısır ekonomisinin yüzde 12'sine tekabül ediyor.
Öte yandan artan koronavirüs rakamları nedeniyle Avrupa kentlerine yönelik yeni seyahat uyarıları verildi. Çarşamba akşamı Almanya Dışişleri Bakanlığı, Belçika'nın ekonomi merkezi Antwerpen için yeni bir seyahat uyarısı yaptı ve bölgeye seyahatin tavsiye edilmediğini duyurdu. Alman Dışişleri, öncesinde de Lüksemburg ve aralarında Katalonya, Barcelona ve Costa Brava gibi sevilen turistik bölgelerin bulunduğu, İspanya'nın dört kentine seyahat edilmemesi yönünde uyardı.
Almanya Dışişleri Bakanlığının verdiği seyahat uyarısı prensipte bir seyahat yasağı niteliği taşımıyor, ancak pandemi sonucunda ortaya çıkacak sağlık, çalışma, sigorta ve benzeri sorunlarda hem vatandaşa hem de şirketlere hukuki çerçeve sunması açısından önem taşıyor. Örneğin bir ülkeye seyahat uyarısı verilmesi halinde satın alınmış uçak biletlerinin veya tatil paketlerinin kesintisiz iadesi mümkün oluyor. Bu nedenle riskli bölge ilan edilen ve seyahat uyarısı yapılan ülkelere Alman tur şirketleri tatil paketi satmaya yanaşmıyor. Ayrıca uyarıya rağmen riskli bölgelere gidenleri Alman hükümeti ülkeye geri getirmeyeceğini vurguluyor.
Mart ayında Almanya'da görülen korona pandemisi üzerine zaten uluslararası uçak seferleri durmuş, sadece başka ülkelerde mahsur kalan vatandaşların tahliyesi için özel uçak seferleri düzenlenmişti. Haziran ayında yapılan düzenleme ile Almanya, Temmuz itibarı ile Avrupa ülkelerinin çoğu için seyahat uyarısını kaldıracağını açıklamış, ancak aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 160'tan fazla ülkeye seyahat uyarısının ise devam edeceğini duyurmuştu. 31 Ağustos'a kadar sürecek olan bu uyarı özellikle yaz döneminde turizm beklentisi olan Türkiye ve Mısır gibi ülkelerde hayal kırıklığı oluşturmuştu.
Türkiye, Haziran ayından itibaren uyguladığı turizm konsepti ile Alman hükümetini ikna etmeye çabaladıysa da 4 Ağustos Salı gününe kadar Türkiye riskli bölgeler kategorisinde yer almaya devam etti. Salı günü ise Almanya Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'de önemli turistik bölgelerin bulunduğu dört kente yönelik kısmi ve şartlı bir uygulama ile seyahat uyarısını kaldırdı. Buna göre İzmir, Manisa, Aydın ve Antalya'ya gidecek kişilerin dönmeden önceki 48 saat zarfında korona testi yaptırmaları ve testin pozitif çıkması halinde Türkiye'de tedavi olma veya karantinaya girme zorunluluğu geldi. Şimdiye kadar ise Türkiye'den dönüşlerde Alman havalimanları, kara sınırları ve garlarında gönüllü korona testleri üsretsiz olarak uygulanabiliyordu ve virüs tespiti halinde vatandaşlar da evinde karantinaya giriyor veya ülkesinde tedavi oluyordu. Bu nedenle Türkiye'ye yönelik seyahat uyarısının şartlı biçimde kısmen kaldırılması vatandaşlar ve turizm acentaları tarafından daha olumsuz sonuçlara yol açtığı gerekçesiyle eleştiriliyor.
Kaynak: DW