MÜSİAD üretimi besleyen faizsiz model planlıyor
MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, 'Kar odaklı ve üretimi besleyen faizsiz çözüm ve faizsiz modellerin nasıl oluşturulabileceğinin çalışmalarını yapıyoruz. Önümüzdeki süreçte yeni bir alternatif model ortaya koyacağız. Yerli otomobille alakalı TOBB'un yaptığı çalışmaya MÜSİAD olarak destek vereceğiz. Bu konuda altyapımız var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istihdam çağrısına karşılık MÜSİAD, 250 bin yeni istihdam sağlayacağını belirtti. 250 bin istihdam sözümüzü yıl sonuna kadar tamamlamış olacağı

Oluşturma Tarihi: 2017-06-07 14:13:08

Güncelleme Tarihi: 2017-06-07 14:13:08

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, kar odaklı ve üretimi besleyen faizsiz çözümlerin oluşturulması için çalışma yaptıklarını belirterek, "Önümüzdeki süreçte yeni bir alternatif model ortaya koyacağız" dedi.

Üyelerinin hızlı trenden tramvaya, vagondan otomotiv yedek parçasına kadar üretimde bulunduğunu anlatan Kaan, özellikle otomotiv yan sanayisine destekleyici ekipman sağlayan ve alanında ilk 10'a girmiş firmalarının olduğunu ifade etti.

Ayrıca bu konu üzerine Makine Sektör Kurulu üyelerinin ciddi şekilde eğildiğini ve Bursa bölgesinde bir kümelenme çalışmaları olduğunu anlatan Kaan, aynı zamanda Otomotiv Sektör Kurulunun da yeni dönemde önemli çalışmaları olacağını bildirdi.

Abdurrahman Kaan, savunma sanayisinde de 27 üyelerinin bir araya gelerek Gebze Teknokent'te SAHA İstanbul'u kurduğunu ve bu alanda ciddi üretim yapacak çalışmalar içinde bulunduğunu belirtti.

Kırıkkale bölgesinde de yine savunma sanayisinde yatırım yapan üyeleri olduğunu aktaran Kaan, High-Tech Port fuarıyla da savunma ve havacılık sektörünün önde gelen paydaşlarını bir araya getirdiklerini söyledi.

Kaan, "MÜSİAD olarak yerli ve milli üretime var gücümüzle destek oluyoruz. Yeni dönemde de bu konuya ağırlık vermek hedeflerimiz içinde." diye konuştu.

"İşsizliğin yanında işçisizlik sorunu da var"

Türkiye'nin ivedilikle çözmesini istedikleri konuların başında işsizliğin geldiğine dikkati çeken Kaan, "Fakat işsizliğin yanında sanayiciler olarak işçisizlik gibi bir sorunumuz da var. Üretimde çalıştıracak yeterli sayıda vasıflı ya da vasıfsız eleman sıkıntısı yaşıyoruz. Bu konuya bölgesel olarak bakılıp, işsizliğin yoğun olduğu bölgelere daha fazla destek verilmesi; işsizliğin az olduğu, işçi bulunamayan yerlerde ise bazı avantajların kısıtlanması gerektiğini düşünüyoruz." yorumunu yaptı.

Kaan, Türkiye'de genç işsizliğin yüzde 23'lere ulaştığını, ancak gençlerin daha çok kamuda işe girme anlayışı içinde olduğunu dile getirdi.

Sanayici ve iş adamları olarak asgari ücretin de üstüne çıkmalarına rağmen işçi bulamadıklarına işaret eden Kaan, sanayi sitelerindeki iş ilanlarından da bunun görülebileceğini bildirdi.

Kaan, "Özellikle imalat sanayisine bir ayrıcalık yapılmalı. Çünkü imalat sanayisi bir ülkenin en önemli dinamiklerinden biridir. Sanayiye ara malı üretimi açısından da önemlidir. Hükümetimiz özellikle yeni işe alımlarla ilgili olarak vergilerin bir kısmını karşılayacağını belirtiyor. Ama imalat sanayisi eğer vergilerle ilgili olarak tamamen desteklenirse burada sanayici marjlarını biraz daha artırabilir, sektörü daha cazip hale getirebilir" ifadelerini kullandı.

Yeni dönemde Türkiye'de yatırım ortamının daha da iyileştirilmesi ve ihracata yönelik üretim modelinin kurulmasının önemli olduğunu belirten Kaan, sağlanan desteklerin ihracata yönelik şekillendirilmesi ve ortaya çıkacak ürünlerin alıcısını daha rahat bulmasının temin edilmesinin gerektiğini söyledi.

"Faizin olduğu bir sistemde her zaman sömürü vardır"

Mevcut ekonomik sistemin bütün piyasa aktörleri üzerinde "faizsiz bir ekonomi mümkün değil" algısı oluşturduğunu belirten Kaan, şunları kaydetti:

"Ancak biliyoruz ki faiz olmazsa olmaz bir koşul değil. Kendi firmam olarak da söyleyeyim; ilk 500 firmanın içindeyiz ama biz krediyle çalışmıyoruz. Bugün piyasadaki tüm aktörler 'Kredisiz bir hayat düşünülemez ve kredisiz büyüme olmaz' tarzında yaklaşım içinde. Faizle dönen bir ekonomide rant ekonomisi vardır. Faizin olduğu bir sistemde her zaman sömürü vardır.

Faizsiz bir ekonomide ise kar ekonomisi söz konusudur ve siz kar odaklı işlem yapmak durumundasınızdır. Yani ranttan ziyade karı hedefleyerek çalışmalısınız. Bu nedenle de kendinize bir öz kaynak ekonomisi tesis etmek durumundasınız. Bizim genel felsefemiz şu; bireyin kalkınmasından ziyade toplumun kalkınmasını önemseriz. Bizim savunduğumuz sistem üretimden sağlanan gelirin yani karın adil bir şekilde bölüşümünü ifade eder."

Türkiye'nin nüfusunun her yıl ortalama 1 milyon 200 bin arttığını ancak hala asgari stok seviyesinin bile belli olmadığını belirten Kaan, "Üretim yeterli olmadığı takdirde enflasyon oluyor. Fazla üretim olduğu zaman enflasyon olmaz, fiyatlar aşağıda kalır. Enflasyonun yüksek olması faizi de besliyor. Onun için diyoruz ki 'yatırım dışı fazla' esasına geçelim. Yani Türkiye üretim ve imalatı planlayacak, ona göre tesis edecek, 'Bu bizim ülkemiz açısından yeterli, stoğumuz uygun' diyecek, onun üzerine de ihracat yapacak. Bu da 'faiz dışı fazla' esasından çıkıp diğer alana yerleşmekle olur. Yani algıyı kar ekonomisi diye tabir ettiğimiz öz kaynak oluşturmayla ilgili alana oturtmakla mümkün hal gelir. Bunun içinde de tabi ki büyüme yine var." görüşlerini aktardı.

MÜSİAD olarak bu konuyla ilgili "ticari inovasyon" diye yeni bir başlık açtıklarını anlatan Kaan, burada sermaye piyasasına yatırım fonlarından başlayarak aynı zamanda üretim ekonomisini de besleyecek yeni modeller önereceklerini ifade etti.

"Enflasyon hedefine ulaşabilmek için imalat sanayiye yatırım yapılmalı"

Kaan, MÜSİAD'ın gelecek hedeflerine ilişkin şu bilgileri verdi:

"2020 hedeflerimizde 20 marka çıkartma çalışmamız olacak. Kendi üyelerimiz ağırlıklı olmak üzere marka çıkarmak istiyoruz. Turquality destekleri de var. Bunun yanı sıra yeni dönemde kurumsal check up çalışmamız olacak. Bunun neticesinde 3 yıl içerisinde 'inoday' denilen bazı alanlarda çeşitli illerimizde marka büyütücü faaliyetler yaparak algıyı da yukarı çıkarmak... MÜSİAD iş adamını birçok alanda geliştiren bir kurum. Bir de MÜSİAD Gençlik Kurulumuz var. Yeni yönetimimizde 5 tane genç MÜSİAD başkanımız var. Gençlere büyük önem veriyoruz. Devletler için de şirketler için de önemli olan sürdürülebilirlik. 5 genç MÜSİAD başkanı da bu konuda MÜSİAD'ı ve ülkeyi belli bir yere getirecektir."

Kaan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) enflasyonla mücadelede yüzde 5 hedefi koyduğunu ancak diğer kısmın eksik kaldığına işaret ederek, "Enflasyonla mücadelede 'arada spekülatörler var' gibi ifadeler söyleniyor. Spekülatörler nerede olur? Ürünün olmadığı alanda olur. Ürünün bol olduğu bir yerde spekülatör olmaz. Orada enflasyon da olmaz. Burada biz de birçok sorun yaşadık. Bunu sadece Merkez Bankasına da yıkmak istemiyorum." şeklinde konuştu.

Enflasyon hedefine ulaşabilmenin, imalat sanayinin ciddi bir şekilde yatırım yapılarak sorunlarının çözülmesinden geçtiğini dile getiren Kaan, TCMB'nin döviz açık pozisyonlarında riski iyi yönettiğini söyledi.

Kaan, Cazibe Merkezlerinin sadece 23 ille kalmaması ve Türkiye'nin her ilinde Cazibe Merkezi oluşturulması gerektiğini aktararak, "Karadeniz Bölgesi kısıtlı bir bölge. Sahil bölgesi ve arazisi yapısı da yok. Rize çay ile, Trabzon ve Giresun fındık ile uğraşıyor. Başka bir şey yok. Buraları cazibe bölgesi haline getirip turizmi geliştirebiliriz. Orta Doğu'dan buraya ciddi bir hareket var. Burası cazip hale getirilebilir. Artvin'den tutun Giresun'a hatta Samsun'un bazı bölgelerine kadar... Kış turizmi için bile düşünülebilir. Özellikle limanlara yakın bölgelerde imalatı ve üretimi destekleyen cazibe alanları oluşturulabilir" ifadelerini kullandı.

Kaan, 250 bin istihdam sözlerini yıl sonuna kadar tamamlamış olacaklarını sözlerine ekledi.