Erdoğan'ın 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçiminde 20 yıllık iktidarının en büyük mücadelesiyle karşı karşıya olduğu yorumunda bulunan Reuters, “Erdoğan'ın popülaritesi, Ankara'nın düşük faiz oranlarına dayalı tartışmalı bir ekonomik model izlemeye başladığı bir dönemde Türk lirasındaki değer kaybının sebep olduğu yaşam standartlarındaki erozyon nedeniyle zarar gördü” değerlendirmesinde bulundu.
Seçim beyannamesi taslağı hakkında bilgi sahibi olan kaynaklara dayandırılan habere göre, AK Parti'nin yaklaşan seçimler için hazırlayacağı manifestoda Ankara'nın son dönemdeki ekonomi politikalarına atıfta bulunulmayacak, bunun yerine partinin önceki yaklaşımına geri dönülecek.
“Ekonomiye yaklaşım 2002 AK Parti seçim beyannamesine çok benziyor. Başka bir deyişle, AK Parti kökenlerine dönüyor" diyen bir yetkili, taslak üzerindeki çalışmaların son aşamaya geldiğini belirtti.
Yetkili, taslağın öncelikleri arasında serbest piyasa ekonomisi kurallarının ve küresel ekonomiye paralel uygulamaların yer aldığını ve "piyasa dışı uygulamalara dair herhangi bir işaret bulunmadığını" söyledi. "Geri dönüş yatırımcılar tarafından olumlu karşılanır"
Reuters haberinde varlık yöneticileri ve ekonomistlerin görüşlerine de yer verdi.
Los Angeles'taki varlık yöneticisi TCW'de ülke araştırmaları başkanı olan Blaise Antin, "Ortodoks bir politikaya geri dönülmesi yatırımcılar tarafından olumlu karşılanır. Ancak geçmişte Türk yetkililerin birçok kez 'sağ gösterip sol vurması' ve Erdoğan'ın geleneksel para politikalarına ayan beyan karşı çıkması nedeniyle, yabancı yatırımcıların bu tarz haberlere çok ihtiyatlı yaklaşacağını düşünüyorum" dedi.
Üst düzey bir AK Parti yetkilisi manifestoda yeni ekonomi modeline atıfta bulunulmadığını ancak enflasyonla mücadele, kamu sektöründe hesap verebilirlik ve ihalelerde şeffaflık gibi daha önce AK Parti tarafından savunulan ilkelerin vurgulandığını söyledi.
Yetkili, Erdoğan'ın manifestoyu nihai olarak onaylaması gerektiğini ve şu ana kadar herhangi bir muhalefet şerhi iletilmediğini belirterek, "Kabul edilirse, bu hem kabinede hem de ekonomi yönetiminde köklü değişiklikler getirecektir" dedi.
Üst düzey yetkili ayrıca, “Şimşek'in yaklaşımını ve başarısını tüm Türkiye biliyor. Göreve gelirse ekonomi politikalarında köklü bir değişim kaçınılmaz, bürokrasi ve kabine üyeleri Şimşek'le uyum içinde çalışacak" diye konuştu.
Konu hakkında bilgi sahibi bir başka kaynak ise AK Parti'nin yanı sıra ana muhalefet ittifakından üç partinin de Şimşek ile çalışmak istediğini söyledi.
Şimşek'in ekonominin yönetiminde aktif olarak yer aldığı 2012 yılında, lira cinsinden tahvil piyasasındaki yabancı payı yüzde 25 civarındaydı. Hazine verilerine göre bu oran Ocak ayı sonunda yüzde 0,8 olarak gerçekleşti. Şimşek 2018 yılına kadar başbakan yardımcısıydı.
Muhalefet ittifakından dört üst düzey kaynak daha önce Reuters'a yaptıkları açıklamada, ittifakın cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması halinde eski başbakan yardımcısı Ali Babacan'ı ekonomiden sorumlu cumhurbaşkanı yardımcısı yapmayı planladığını söylemişti.
VOA