Ünlü ekonomist Nouriel Roubini Fi,nancial Times'a verdiği demeçte, toplumların savaşlar, salgın hastalıklar ve kıtlık zamanlarına geri götürebilecek bir dizi yeni tehditle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Wall Street'in 'Doctor Doom' olarak adlandırdığı Roubini'ye göre, son 75 yıldır süren iyimserlik ve büyüme dönemi insanlık için bir kaide değil, istisna.
"AĞIR ÇEKİM TREN KAZASI YAŞIYORUZ"
Roubini, "Bence dünya gerçekten ağır çekim bir tren kazası yaşıyor. Daha önce var olmayan büyük yeni tehditler var; bunlar birikiyor ve biz bu konuda çok az şey yapıyoruz ” dedi.
64 yaşındaki ekonomist, “Büyük ciddi durgunluk veya büyük depresyon için endişelendim mi? Tabii ki değil. Mali kriz konusunda endişelendim mi? Mali krizi hiç duymadım... Bu sefer farklı ama son 75 yıllık göreli barış, ilerleme ve refaha göre farklı, çünkü ondan önce insanlık tarihi kıtlık, savaş, hastalık ve soykırımların tarihiydi" ifadelerini kullandı.
"DURGUNLUK UZUN VE DERİN OLACAK"
Roubini'ye göre politikacılar ve ekonomistler, kötüleşen ekonomik krizi kontrol çabalarında sistematik olarak hatalar yapıyorlar. Enflasyonla mücadele için harcanacak çabayı ve zamanı ciddi şekilde hafife alıyorlar.
Roubini, ayrıca genel olarak paylaşılan "altı aylık durgunluk" tespitinin önemli olduğunu ancak bu fikre katılmadığını belirtirken, "hayır, bu kısa ve sığ bir durgunluk olmayacak, derin ve uzun sürecek." diye konuştu. Roubini bunun süresiyle ilgili olarak ise, "15-20 yıl sürecek. Ancak 15 ve 20 yıl içinde çoktan mahkum olacağız” görüşünü ileri sürdü.
İngiltere'nin "zaten bir stagflasyonda olduğunu belirten ünlü ekonomist, ileride negatif ekonomik büyüme beklentisi olması nedeniyle Avrupa'daki durumun "çok daha kötü " olduğunu belirtti.
Roubini, hem kamu hem de özel küresel borcun, 1999'da küresel GSYİH'nın %220'den 2019'da %350 seviyesine yükselmesi nedeniyle, dünya çapındaki merkez bankalarının ekonomik krizle mücadelede faiz oranlarını daha fazla artırmasına pek ihtimal vermediğini de sözlerine ekledi.
Roubini'ye göre tüm küresel tehditlerle başa çıkmaya yardımcı olabilecek tek şey, nükleer enerjideki atılımlar gibi teknolojik gelişmeler olabilir.