Sanayi üretiminde mayısta beklenti aşıldı
'Mayıs ayında imalat sanayi PMI, kapanma dönemine de denk gelmesi itibariyle 49,3 ile daralma bölgesine girmişti. Buna karşılık, aylık değişim %1,3 gibi iyi sayılabilecek bir artışa işaret ettiğini görüyoruz...'

Oluşturma Tarihi: 2021-07-13 20:51:50

Güncelleme Tarihi: 2021-07-13 20:51:50

Türkiye'de mayıs ayında sanayi üretimi takvim etkisinden arındırılmış verilerle, bir önceki yılın aynı ayına göre %40,7 artarken; mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi ise bir önceki aya göre %1,3 oranında artış gösterdi. Arındırılmamış verilere göre ise sanayi üretiminde, geçen yılın aynı dönemine göre %39,5 oranında artış gerçekleşti.

"Haziranda açılmanın etkisiyle beraber bu momentum kuvvetlenerek devam edecektir"

Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, " Bizim tahminimiz Mayıs ayında sanayi üretiminin arındırılmış verilerle yıllık bazda %38,9 artması, aylık bazda %0,1 artması yönündeydi" diyerek sürdürdüğü analizinde şunları kaydetti:
"Beklentiden daha iyi olan sanayi üretimi verileri, büyümedeki kuvvetli momentumun da devam ettiğini göstermektedir. Yıllık bazda çift haneli büyüme gösterme ihtimali bulunan sanayi üretimindeki genel eğilim, yıllık büyüme oranlarına ilişkin tahmin aralığını da yukarı yönlü olarak açabilir. Mayıs ayında imalat sanayi PMI, kapanma dönemine de denk gelmesi itibariyle 49,3 ile daralma bölgesine girmişti. Buna karşılık, aylık değişim %1,3 gibi iyi sayılabilecek bir artışa işaret ettiğini görüyoruz. Haziranda açılmanın etkisiyle beraber bu momentum kuvvetlenerek devam edecektir. Yıllık bazdaki yüksek değişimler ise, geçen yılın baz etkisinden kaynaklı bir şekilde seyretmektedir ve gelecek aylarda daha normal koşullu kıyaslamalı dönemler olacağı için normale indirgenecektir"

Sektörel detaylara bakış

Erkan şöyle devam etti:
"Detaylara baktığımızda; madencilik ve taş ocakçılığı aylık bazda %8,4 artarken, yıllık bazda %33,4 artış göstermiştir. İmalat sanayiinde aylık bazda %1,1 artış görülürken, yıllık bazda ise %42,8'lik büyüme gerçekleşmiştir. Elektrik, gaz, buhar grubunda ise aylık bazda %0,7 daralma görülmüş, yıllık bazda ise büyüme %20,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aylık bazda ara malı %3,9, dayanıksız tüketim malı %0,7 ve enerji %0,2 oranında artmıştır. Sermaye malı %2,1 ve dayanıklı tüketim malı %1 oranında daralmıştır. İlgili kalemlerdeki yıllık değişimlere bakıldığında ise; dayanıklı tüketim malı %66, ara malı %48,9, sermaye malı %40,1, dayanıksız tüketim malı %31,8 ve enerji %22,3 artmıştır"

"Büyüme yüksek kalmaya ve ekonomik aktivite de toparlanmaya devam ediyor"

Enver Erkan değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
"Büyüme konusunda aşağı yönlü riskleri oluşturabilecek etmenler, daha az kamu harcamaları ve Merkez Bankası politikalarının sıkılığı olacaktır. Buna karşın; ekonomik aktivitenin kuvvetli olması, fiyat istikrarına odaklanma bağlamında hem kamu politikalarına, hem de Merkez Bankası para politikasına olanak vermektedir. Faiz artırımlarının gerçekleştirildiği mart ayına kadar olan dönemden sonra da, faizler sabit bırakıldığı için o dönemin sıkı finansal koşulları halen geçerlidir. Buna rağmen büyüme yüksek kalmaya ve ekonomik aktivite de toparlanmaya devam ediyor. Aynı zamanda, turizmin iyi katkı verecek olması da çıktı açığının büyümeyeceğine dair işaret veriyor. Delta varyantı, özellikle seyahat gelirleri ve bağıl sektörler açısından halen bir risk olmakla birlikte, henüz küresel kapanmalara gidilmediği için arka sırada değerlendiriliyor. Büyüme, aşağı ve yukarı yönlü riskler beraber ele alınmak kaydıyla, 2Ç21'in vereceği yüksek katkıyla bu yıl %7'ye yakın seviyelerde gerçekleşebilir"

Merkez Bankası'nın alacağı pozisyon

"Merkez Bankası, yarın faiz kararını açıklayacak" diyen Erkan analizini şöyle taammladı: " TCMB PPK ön izleme raporunda da ayrıntılı değineceğimiz üzere, politika faizinin sabit bırakılmasını bekliyoruz. Açıklama bazlı olarak takip edeceğimiz PPK'da, “ilave sıkılaşma” gibi bir rehberlik politika açıklamasına eklenirse, finansal piyasalarda sağlayacağı stabilite bakımından fiyat istikrarına katkı vereceğini düşünürüz. Enflasyon risklerinin mevcut ağırlıklandırması, de-dolarizasyon kriterini sağlama ve Fed politikalarına karşı gard alınması gerekliliği gibi unsurlar itibariyle takip eden aylarda faiz artırılması da bir seçenek olarak değerlendirilmelidir"