Uluslararası piyasalarda emtia bazında görülen hareketlilik ise tüm dünyayı etkiliyor. Her iki ülkeyle ticari ilişkisi olan Türkiye ise krizden çıkış yolu arıyor. Daha önceki değerlendirmemde diplomasinin önemine değinmiştim. Ticari ilişkileri sürdürülebilir kılmak da diplomasi kadar önemlidir. Bu konuda insiyatifi elinde bulunduranların attığı adımların takipçisi olan STK'ların beklenti ve önerilerine kulak vermek sürecin sağlıklı işletilmesine büyük katkı sağlar. Nitekim; altın, dolar, buğday, kripto para, doğalgaz ve diğer petrol ürünlerinde görülen dengesiz piyasa oluşumlarına karşı tedbirler almak ne tek başına bir devletin ne de STK'ların alacağı kararlarla uygulanabilir. Adı savaş olunca ortaya çıkan vahim tablo karşısında topyekün bir iradenin uygulanabilir kararlar alması kaçınılmaz olmaktadır. 2022'ye dönük tüm ekonomik beklentilerin alt üst olduğu bir dönemde, ekonominin tüm aktörlerinin aynı kararlılık etrafında buluşması ülkemizin menfaatine olacaktır.
Gelelim ekonomi sahasındaki son duruma...Global yönden bakarsak; 22 Şubat'ta Rusya Devlet Başkanı V. Putin'in açıklamalarının ardından başlayan askeri operasyon, Ukrayna'nın ciddi direnişi ve dünyanın ayağa kalkmasına rağmen devam ediyor. Herkesin bildiği gibi ABD ve Avrupa ile dünyanın büyük çoğunluğu Rusya'nın karşısında yer alarak şimdiye kadar görülmemiş ekonomik yaptırımları yürürlüğe koydu. Rusya Merkez Bankası'nın rezervleri dondurulmasından Rus bankalarının uluslararası ödemeler sisteminden çıkarılmasına, borsa işlemlerinin durdurulmasından kredi notunun düşürülmesine kadar birçok yaptırım Rusya ekonomisini sarsmaya başladı.
İşin bir de Türk firmaları cephesine bakmakta yarar var. En sıcak gelişmeden başlarsak, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, nakliye firmalarıyla yaşanan kur anlaşmazlığı yüzünden gümrükten geçen malların tesliminde sorun yaşandığına dikkat çekerek, ‘'Tüccarımız Rusya ile ruble üzerinden ticaret konusunda aktif çalışma yapılmasını bekliyor” değerlendirmesinde bulundu. Ticari yönden her krizde fırsatların da var olduğuna dikkat çeken Avdagiç, Rusya ile çalışan firmaların, Batılı ülkelerin Rusya'dan çekilmesini yeni bir imkan olarak gördüklerini ve bunun için rublenin kullanılmasına imkan sağlanmasının önemli olduğunu vurguluyor. Peki dengelerin böylesine sarsıldığı bir dönemde tacirlerimizin yaptıkları ticaretten zararlı çıkmaması için hangi adımlar atılmalı? Sayın Avdagiç, çıkış formüllerini şöyle sıralıyor:
*Yürüyen siparişlerin tamamlanıp teslim edilebilmesi adına hava yolu taşımacılığının fiyat noktasında rekabet edilebilir hale getirilmelidir.
*Hükümetin, KGF desteği ve KDV indirimleri ile jeopolitik risklerin ekonomi üzerindeki etkilerini hafifletmeye yönelik uyguladığı tedbirleri takdirle izliyoruz. Bu konudaki gayretler devam etmelidir.
*Rusya ve Ukrayna'ya yapılan ticarette öncelikle ihracat alacaklarının kapatılmasına dönük yasal sürenin uzatılması çok yararlı olacaktır.
*Nakliye firmalarıyla yaşanan kur anlaşmazlığı gümrükten geçen malların tesliminde sorun oluyor. Tüccarımız Rusya ile ruble üzerinden ticaret konusunda aktif çalışma yapılmasını bekliyor.
*Laleli piyasasının neredeyse tamamının Rusya, Doğu Avrupa ülkeleri ve Kafkasya ülkelerine çalıştığını biliyoruz. Onların zararlarını en aza indirip ticareti sürdürmeleri için bazı tedbirlerin alınması gerekiyor.
*Bizim tüccarımız Rusya'ya ticaretinde Ukrayna güzergâhının yerine, savaş sebebiyle Belarus'u ikame etti. Ancak burada kargolar kilogram başına 1 dolar daha pahalı. Teslim süresi de daha uzun. Bu nedenle alternatif ihracat güzergâhları bulunması için ihracat bedellerinin getirilmesi amacıyla Bulgaristan, Romanya, Moldova, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Gürcistan, Belarus, Tacikistan gibi ülkelerin, vergi muafiyetine alınması zorunluluk arz ediyor.
Avdagiç'in sıraladığı tespitler ve çözüm önerilerinin ilgili bakanlıklar tarafından hemen gündeme alınması ve yapılacak düzenlemelerle hayata geçirilmesi tacirlerimizin hissettiği kaygıları bertaraf ederse savaşın ticari cephesinde kazananı Türkiye olacaktır. Ekonominin öncelendiği bir dönemde bu konuların bürokrasiye takılmadan hemen gündeme taşınması ve icraatlara yansıtılmasının gerekliliğini hatırlatarak tüm tacirlere sabırlı ve kazançlı günler diliyorum.