Suriye'nin Halep kentinde plastik ambalaj sektöründe faaliyet gösteren SaadPlast'ın sahipleri, ülkelerindeki iç savaştan kaçarak geldikleri Gaziantep'te fabrika kurarak 10 ülkeye ihracat gerçekleştirdi.
Havaalanı Organize Sanayi Bölgesindeki fabrikada ilaç ve kozmetik sanayinin ihtiyacı olan ambalajları üreten SaadPlast'ın sahipleri, yurt içi ve yurt dışına ürün satıyor.
SaadPlast Dış İlişkiler Müdürü Saad Şuveyhne, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Halep'ten 2008 yılında okumak için Türkiye'ye geldiğini belirterek, Gaziantep Üniversitesinde Makine Mühendisliği Bölümünde eğitim görürken ülkesindeki olaylar nedeniyle okulu bırakmak zorunda kaldığını söyledi.
Halep'te yaşayan ailesinin 1980'li yıllardan beri plastik ambalaj sektöründe faaliyet gösterdiğini ifade eden Şuveyhne, ülkelerinde yaşanan olaylar nedeniyle fabrikalarında 3 milyon dolarlık zarar oluştuğunu, bazı makineler, yedek parçalar ve ham maddelerin yandığını kaydetti.
Şuveyhne, ailesinin, ülkelerinde can güvenliklerinin kalmaması ve iş yapamaz hale gelmeleri üzerine 2012 yılında Türkiye'ye geldiklerini ve şirket kurduklarını dile getirerek, "Ailem geldikten sonra işimizi nereye kuracağımıza dair birkaç araştırma yaptık. Lübnan, Ürdün, Mısır, Bulgaristan ve Türkiye'de araştırmalar yaptık, fabrikamızı nereye kuralım diye. Daha sonra tercihimiz Türkiye ve Gaziantep oldu. Türkiye'ye kendimizi yabancı hissetmedik. Suriye'ye daha yakın diye de Gaziantep'i tercih ettik. Gaziantep'in kültürü zaten bizim kültürümüze çok yakın. Müşterilerimize de yakın olmamız daha iyi olur diye yatırımlarımıza başladık." diye konuştu. "Boş oturmaktansa faydalı bir şeyler yapalım istedik"
İlk başta Gaziantep 1. Organize Sanayi Bölgesinde kiraladıkları fabrikada bir makineyle işe başladıklarını anlatan Şuveyhne, şu anda 1,5 milyon dolarlık yatırımla Havaalanı Organize Sanayi Bölgesinde aldıkları kendi binalarında 6 makineyle plastik ilaç ve kozmetik kutuları, damla kutuları, ölçü kapakları gibi ürünleri ürettiklerini ve yurt içi ile yurt dışına sattıklarını ifade etti.
Şuveyhne, üretimlerinin yüzde 55'ini iç piyasaya sattıklarını, kalan bölümünü de Tunus, Cezayir, Irak, Lübnan, Ürdün, Mısır, Suriye, Bulgaristan'ın aralarında bulunduğu 10 ülkeye ihraç ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Biz Türkiye'ye artık vatanımız gibi bakıyoruz. İkinci bir vatan değil, bizim vatanımız gibi görüyoruz. Çünkü biz burada ekmeğimizi kazanıyoruz, bizim çocuklarımız burada askerlik yapacaklar. Artık Türk kültürünü de kullanıyoruz. Müşteri ziyaretine gittiğimizde Antep baklavası alıyoruz. İleride dönebiliriz ama bir şubemiz olsun, bir fabrikamız olsun, burada yararlı işler yapalım istedik. İstihdam sağlayalım, ihracat rakamlarını artıralım, boş oturmaktansa faydalı bir şeyler yapalım istedik. Elemanlarımızın yüzde 70'i Türk, yüzde 30'u Suriyeli. İstihdam sağlıyoruz, çaba harcıyoruz, fuarlara katılıyoruz. Yurt dışında katıldığımız fuarlara Türk kimliğiyle gidiyoruz. Artık ürünlerimizde 'made in Turkey' yazıyor. Suriyeliyiz ama o ürünler Türkiye'den ihraç ediliyor."
İsmini "Ertuğrul" olarak değiştirecekFabrikadaki odasının duvarını Türk bayrağı şeklinde dizayn ederek "Sonsuza kadar" yazan Şuveyhne, Türk vatandaşlığına geçmek için işlemlerinin devam ettiğini, vatandaşlık aldığında ismini "Ertuğrul" olarak değiştireceğini söyledi.
Şuveyhne, uzaktan eğitimle Londra Üniversitesinde işletme eğitimi aldığını dile getirerek, "Bu ülkede birlikte çalışıyoruz. Bu ülkeye ne olacaksa hepimize olacak. Biz bu ülkeyi seviyoruz. Bazı insanlar bize sadece mülteci olarak bakıyorlar. Ama yüzde 90'ımız artık burada eleman veya yatırımcı olarak çalışıyor." dedi.