Uğur'un “Cumhurbaşkanı'nın umudu Kooperatif Marketler fiyat tekelini kırabilecek mi?” başlıklı yazısı;
Dünkü yazıma “Tarım Kredi Marketler ucuz değil ki, diğerlerinden hiçbir farkları yok. Hatta üç harflilerde bazı ürünleri daha ucuza bulabiliyoruz” diye şikâyet eden çok fazla yorum geldi.
Ben de aynı fikirdeyim. Hakikaten diğer marketlerdekinden dişe dokunur farkları yoktu. Gittiğim Kooperatif Marketlerdeki görevlilerle konuştum, söyledikleri şuydu:
“Bizim ürünlerimiz kaliteli, özellikle bakliyatta, süt ve süt ürünlerinde. Meyve ve sebzelerde de belli oranda indirimler yapıyoruz zaten.
Nitekim daha sonra konuştuğum Fahrettin Poyraz da benzer şeyler söyledi:
“Meselenin birden fazla boyutu var. Bir üründe farklı kalitede ve farklı çeşitte pek çok standart var. Fiyat karşılaştırmasını kaliteli ürünler ile kalitesiz ürünler arasında yapmak doğru değil. Zincir marketlerdeki baldo pirinçle bizdeki baldo pirinç arasında fiyat farkı yok ama bizdeki pirincin içindeki kırık pirinç oranı yüzde 2'yi geçmez. Zincir marketlerde bu oran yüzde 5'i geçer. Biz kaliteden kesinlikle taviz vermiyoruz. Düşük evsaflı ürün satmıyoruz.”
Böyle bir diyalog, amacı kâr etmek olan market zincirlerinden birinin yetkilisiyle aramda geçseydi şaşırmazdım. Ama kuruluş amacı, internet sayfalarında da belirtildiği üzere halka “Başka eller değmeden tarladan sofraya” olan Kooperatif Marketlerin aracısız getirdiğiniz ürünleri zincir marketlerden çok daha ucuza satıp, piyasadaki tekelleşmeyi kırmak değil mi? Kooperatif Marketlerin internet açılış sayfasında da zaten aynen böyle denilmekte.
Nitekim Poyraz laf arasında en çok ciroyu Ankara Çankaya mağazasının yaptığını söylüyor. Çankaya ilçesinde üst sosyoekonomik sınıfların ikamet ettiği düşünülürse bu da beni doğruluyor. Kooperatif Marketlere henüz orta alt gelir tabakası ilgi göstermiyor çünkü fiyat farklılıkları cüzdanına uygun gelecek kadar düşük değil. Yani kalkıp da evine uzaktaki bir markete bunun için gitmiyor.
KOOPERATİF MARKET'TEN ALIŞVERİŞ YAPTIM FİYATLARA SİZ KARAR VERİN
Geçen hafta boyunca üç adet Tarım Kredi Market gezdim. Konuştum, tüm ürünlerin fiyatlarını görüntüledim. Geçen yazımda da belirttiğim gibi ürün kalemlerindeki fiyatların Cumhurbaşkanı'nın sözünü ettiği 5 zincir marketteki fiyatlar arasında dramatik bir farklılık yok.
Ancak en son gittiğim marketteki görevli bana “Perşembe-pazar arası sebze ve meyvelerde indirim olacak” dediği için bu yazıya oturmadan önce tekrar gidip baktım. Hatta alışveriş yaptım.
Fiyatları yazayım okurlarımız karar versinler diğer marketlerle karşılaştırarak (kg-tl):
Şeftali ve Nektarin:7,95 - Çekirdeksiz beyaz üzüm:8,45 - Sarımsak:20 - Salatalık:4,95 - Patlıcan:3,95 - Limon:4,50 - İncir:12,90 - Ispanak:4,50 - Patates:3,25 - Golden Elma:4,95 - Portakal:9,50 - Kabak:5,95 - Kırmızı dolmalık biber:7,95 - Taze fasulye:11,95 - Mandalina:3,90 - Kırmızı elma Starking:3,90 - Arpacık soğan:6,95.
Diğer marketlerle karşılaştırma yaptığımda bu sebze ve meyvelerin hepsini 1 kg'dan Kooperatif Market'ten aldığımızda yaklaşık 20-25 lira arasında kârlı oluyorsunuz. Fena değil ama yeterli mi bilmiyorum. Çünkü insanlar markete genellikle yalnızca sebze ve meyve için değil aynı zamanda bakliyat, pirinç, süt ve süt ürünleri, yumurta vb. yiyecek ve kullanım ürünleri almaya da gelir. Bu yüzden sorguluyorum diğer marketlerden çok daha ucuz olması ve tekelleşen piyasadaki fiyat artışını dengeleme amacı gütmesi gerekmez mi diye.
Fahrettin Poyraz'ın çok önemli görüşleri var. Bir kısmını buradan aktarmak isterim. Duruma bakılırsa kendisinin ilgili Bakan'la ve Cumhurbaşkanı ile iletişimi yok. Bence olmalı ve brifing vermeli.
“Biz zincir marketlerle mücadele edeceğiz ama onlar bu seviyeye 30 yılda geldiler. Bizden üç yılda onların seviyesine ulaşmamız beklenmemeli. Şu anda pek çok işi aynı anda yürütüyoruz. Bir yandan marketler açıyoruz, diğer yandan lojistik oluşturuyoruz. Personel yetiştiriyoruz. Ürünü kendimiz yetiştiriyoruz. Üreticilere sipariş ürün veriyoruz ve ne kadar istediğimizi bildiriyoruz. Diğer yandan da marka oluşturmaya çalışıyoruz. Tarım Kredi olarak bu yıl 2,5 milyar liralık alım yaptık. Ama bu miktar arttığında bu kez de karşımıza depolama maliyeti çıkıyor. Lojistik altyapımızı geliştirmemiz lazım. Yani tekellerle rekabet edebilmemiz ve fiyatları düşürebilmemiz için depolarımızda ürün olması gerekir. Çiftçiden doğrudan aldığımız ürünler için depolama yapabiliyoruz yalnızca. Biz ürünleri doğal hâliyle satıyoruz. Diğer zincir marketlerde yapıldığı gibi raf ömürlerini uzatacak katkı maddeleri koymuyoruz içlerine. Bu yüzden alımları istenilen seviyede yapamıyoruz. Tabii bizim için risk oluşturuyor bu durum.”
“DEVLET ÖDENEK VERSİN FİYATLARI İNDİRELİM”
Fahrettin Poyraz burada Kooperatif Marketlerin handikaplarını sıralayarak Hükûmeti ilgilendirecek çok önemli açıklamalarda bulunuyor:
“Biz öz kaynakları çok da yeterli olmayan, kendi yağıyla kavrulan bir kooperatifler birliğiyiz. Evet devletin manevi anlamda desteğini alıyoruz ama biz de diğer market zincirleri gibi piyasadaki faizle kredi kullanıyoruz. Geçen yıl iki bankadan 300 milyon lira kredi kullandık. Kira ödüyoruz, eleman çalıştırıyoruz, ulaşım parası ödüyoruz, maliyet girdilerimiz oluyor. Devletten ödenek almıyoruz ama bize piyasayı regüle edin diyorlar. Burada devletin yapması gereken bir şey var. Eğer bizim aracılığımızla fiyatlardaki tekelleşmeyi kırmak istiyorlarsa bize ürün alımlarında finansal destek sağlayabilirler ve biz de bu destekle fiyatları indiririz.”
“TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ DEPOLAMA YAPIP ŞARTLI SATIŞ YAPSIN”
Anlaşılıyor ki Kooperatif Marketler konusunda iktidar ile farklı akorlara basıyorlar. Poyraz kendi lojistiklerini geliştirinceye kadar Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) piyasayı regüle etmek anlamında daha aktif kullanılabileceğini ifade ediyor. Örneğin TMO'nin toplu alımlar yaparak ve depoladığı ürünleri piyasaya verirken ŞARTLI SATIŞ yapabileceğini de belirtiyor. Yani TMO fırsatçılara karşı alım yapıp depoladığı ürünleri piyasaya arz ederken perakendeciye “Benim belirlediğim fiyattan satarsan veririm” şartı getirmesinin önemine işaret ediyor.
SONUÇ:
Tüm bunlar iyi güzel de vatandaşın gündeminde tüm bu bizim konuştuklarımız inanın ki yok. İşin çözümü belli. Yüksek kalite ya da organik ürün değil, standardize edilmiş ürünlerin market zincirlerinin tekelleşerek oluşturdukları fiyatlamayı kırabilecek fiyatlarla ürün satmak.
Kaliteli ve ata tohumu ürünlere evet ama farklı kalitelerde ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİYLE fiyat tekelini kırmak önemli. Çünkü sorun artık en kaliteli olmaktan çıktı, karnını doyurmaya evrildi. Vatandaş evine marketlerden ve pazardakinden daha düşük fiyatlarla alabileceği sebze, meyve, bakliyat, yumurta, süt, peynir vb. götürmek istiyor. NOKTA.
Türkiye