Esnaflar ticaretin bel kemiği. Özellikle İstanbul merkezli ekonomik temelli ortaya çıkan ve tarihi süreç içerisinde misyonunu devam ettirmekte olan esnaf derneklerinin temeli ise çokt eskilere dayanıyor.
Esnafların misyon temelli tarihçesinde ise Ahilik teşkilatının önemli bir ağırliği bulunmakta.
İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB) 1951 yılında kurulmuş olup, Türkiye'nin en eski kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarından.Emeğini sermayesi ile birleştirmiş esnaf ve sanatkarların üye olduğu İstanbul genelindeki 148 meslek odasının bağlı bulunduğu bir Birliktir. Kısa adı İSTESOB olan bu birlik; gıda, tekstil, metal, ahşap ürünleri, taşımacılık ve ulaştırma gibi sektörlerin hizmet ve imalat erbabının bağlı olduğu, aileleri ile birlikte 2 milyon insanı İstanbul genelinde temsil eder. İSTESOB, Üyelerinin ticari ve teknik gelişimi ile eğitimlerine katkıda bulunan, her türlü ekonomik ve sosyal hakları için mücadele veren bir kuruluş.
İstanbul'un fethi kritik aşama
Kurumun sitesindeki bilgiye göre; İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği'nin tarihi ilk bakışta İstanbul'un Fatih Sultan Mehmet yönetiminde Türkler tarafından fethine dayanır. Gerçekte ise bu tarihi Türk ırkının değil de; Anadolu coğrafyasındaki Türk Milleti'nin 1071'deki kuruluş köklerinden başlatmak, bize göre hiç de yanlış olmaz.
Tarihi sürece bakış
Bu, Selçuklular Dönemi ile Osmanlılar'ın Yükseliş Dönemi'nde esnaf, meslek kolları ve zaviyeler halinde örgütleniyordu. Geleneğe göre Ahi Evren, 32 mesleği birleştirmişti ve hepsinin Ahi Babası idi. Fatih Sultan Mehmet'ten yaklaşık bir, bir buçuk asır sonra “zaviye” yerine “lonca” denmeye başlandı ve bu dönemde zaviyelerin de, loncaların da birliği ortadan kalktı. Özellikle loncalar döneminden sonra her meslekten önce, debbağların Ahi Babası; öbür mesleklerin Kethüdaları, Ahi Baba ya da kethüdaların yanında, Yiğitbaşılar ve İhtiyar Heyetleri; ayrıca Çavuş, Duacı vb. görevliler vardı. Bugünkü kısa adıyla İSTESOB'un, Ahi Evren ile birlikte yeniden doğan Ahiliğin devamı olduğu açıktır.
Ahilik temelli
Ahilik bilindiği gibi Osmanlı Devleti'nin, Fatih Sultan Mehmet'ten sonra imparatorluk aşamasına geçmesi ile birlikte, büyük kitlesi ile bağımsız olmaktan çıkmış, resmi olarak, büyük ölçüde devlete bağlı bir nitelik kazanmıştır. Bu büyük kitleyi daime etkileyen, görece daha küçük bir bölüm, Tasavvuf'un; Fütüvvet: Ahilik ile kardeş kolu olan Melami esnaflar ise; idamlar, takipler ile yine büyük ölçüde “Yerel Yönetimciliği”ni, devlet karşısında bağımsızlığını sürdürmüştür.
Esnaf cemiyetlerinin CHP'ye bağlanması
1925 yılında çıkarılan bir yasa ile esnaf ve sanatkârlar yerel belediyeler yerine Merkezi Hükümet'in Ticaret Bakanlığı'na bağlanmıştır. Bu tarihten, 1943 yılına kadar “Esnaf Cemiyetleri” bir yandan CHP'ye bağlanmışlar, bir yandan da kendi hallerine bırakılmış, ihtiyari bir şekilde kurulmuş ve yönetilmişler, devletten destek görmeksizin, esnaf ve sanatkârların örgütlenmesi düşüncesinden uzak tutulmuşlardır. Fakat sonunda bu tutumun yanlışlığı anlaşılmaya başlanmış, 11 Ocak 1943 tarih ve 4355 sayılı “Ticaret ve Esnaf Odaları, Esnaf Odaları, Ticaret Borsaları Kanunu” ile Türkiye'de bir ilk gerçekleştirilerek “Odalar” dönemine geçilmiştir.
Dernekleşme aşaması
Daha sonra da Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu'nun temelden tavana kurucu Genel Başkanı Abdullah Caner'in Avrupa'daki örgütlenmeyi de inceleyerek giriştiği çabalar sonunda, konu hükümetçe ele alınmış; 25 Nisan 1949 tarihinde 5373 sayılı “Esnaf Dernekleri ve Esnaf Birlikleri Kanunu” çıkarılmış ve Türkiye'de ilk olarak “Dernekler” dönemine geçilmiştir