ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi (OFAC), kuruluşundan bu yana 7 milyar dolardan fazla kripto para birimini aklamak için kullanılan Tornado Cash'i yaptırım listesine aldı.
Yaptırım kapsamında, Tornado Cash'in ABD'deki varlıklarının dondurulacağı ve ABD vatandaşlarının bununla işlem yapmasının engelleneceği bildirildi.
Kararın ardından ABD merkezli kripto para endüstrisi düşünce kuruluşu Coin Center, alınan kararın bir teknoloji yasağı olduğunu belirterek, blok zincir işlemlerinin doğası gereği Tornado Cash adresi aracılığıyla para gönderilen bir Amerikan vatandaşının işlemini reddedemeyeceği, bu nedenle OFAC kurallarını istemeden ihlal edebileceğini duyurdu.
Tornado Cash'in yerel yönetim belirteci olarak kullanılan TORN, yaptırım kararının ardından 21 Haziran 2021'den sonra en fazla değer kaybını yaşayarak günü yüzde 24,4 azalışla 22,6 dolardan tamamladı.
Ethereum ağı üzerinden kaynak ve hedef adresler arasındaki zincir üstü bağlantıyı keserek işlem gizliliği sağlayan Tornado Cash, kripto varlıkları bir araya toplayarak, onları yeni adreslere gönderiyor ve bu hizmet "karıştırıcı" olarak nitelendiriliyor. Tornado Cash gibi karıştırıcılar, genellikle yasa dışı aktörler tarafından para aklamak için kullanılıyor.
"Bu yaptırım, yasal olarak büyük karmaşaya yol açacak"
“Kripto Para Uzmanı “Gökçe Çalışan, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, OFAC'ın kararı ile ABD'li kullanıcıların Tornado Cach'i kullanamayacağını söyledi.
Blok zincirdeki bilgilerin herkese açık olduğunu anımsatan Çalışan, işlem bilgilerini paylaşmak istemeyen kullanıcılar için Blender ve Tornado gibi "karıştırıcı" denilen platformlarla anonimlik sağlanabildiğini ifade etti.
Çalışan, bu platformlarla kullanıcıların varlıklarını bir havuza gönderdiğini ve buradan çıkış yapıldığını, böylece hangi cüzdanın nereye gönderim yaptığının izlenmesinin önüne geçildiğini belirterek, "Kripto para işlemleri arasında kötü niyetlilerin de olduğu açık ve kabul edilebilir. Merkezi birçok büyük banka da kara para aklamanın önüne geçemeyip, defalarca milyarlarca dolarlık cezalar ödedi. Bu noktada kripto paraların, ayrıştırılıp farklı bir muamele görmesi çok doğru değil." diye konuştu.
Tornado'yu kullanmak için, mal varlığı büyüklüğü dahil kişisel bilgilerin gizli tutulması gibi birçok makul sebebin bulunduğuna işaret eden Çalışan, şunları kaydetti:
"Bu şekilde bir yaptırım, kullanıcıların mahremiyetine de bir saldırıdır. Diğer taraftan otoritenin, tamamen anonim işlemlere, kara para aklamanın ve terör finansmanının önüne geçmek açasından neden yasak getirmeye çalıştığını anlamak da zor değil. Kripto ekosistemi hala büyük kitlelerce anlaşılmayı başaramamış ve özümsenememiş bir alan. Bu yasak ilk değil, mayısta Blender isimli diğer bir karıştırıcı platforma da yaptırım gelmişti. Baktığımızda bu yaptırımlar yasal bakımdan birçok ucu açık soru bırakıyor.
Geçmişte Tornado'yu kullanan cüzdanların sorun yaşayıp yaşamayacağı, yasak öncesinde Tornado'ya eklediği Ethereum'unu çeken kullanıcıların, başka bir defi platformuna gönderim yaptığında bu defi platformlarının nasıl bir yol izleyeceği, merkezi borsaların yasak öncesi Tornado Cash ile etkileşime girmiş cüzdanlardan gelen varlıklara karşı tutumunun nasıl olacağı gibi konulara açıklık getirilmedi. Dolayısıyla bu yaptırım, yasal olarak büyük karmaşaya yol açacak."
- "Kripto paralara karşı ortak bir algı ve duruşun oturması gerek"
Gökçe Çalışan, kripto paraların yüksek riskli yatırım ürünleri olan teknoloji hisseleriyle korelasyonunun tarihi zirvede bulunduğuna işaret etti.
Korelasyondaki bu artışın, son iki yılda kripto para ekosisteminde giderek daha çok yer bulan kurumsalların etkisiyle gerçekleştiğini belirten Çalışan, "Kripto para piyasalarında geçen işlemlerin yaklaşık yüzde 60'lık bölümünü kurumsallar oluşturuyor. Bu durum, kripto paraların geleneksel yüksek riskli ürünler gibi değerlendirilmesine neden oluyor. Yine de kripto paraların kendi dinamikleri olduğunu ve gerekli durumlarda para olarak kullanıldığını unutmamak gerek." dedi.
Çalışan, kripto paraların hala birçok ülke için gri bir alanda olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Büyük ekonomilerin yavaş yavaş renklerini belli ettiğini görüyoruz. Şu anda ABD ve Avrupa tarafında tamamen yasak gelmesini artık kimse beklemiyor. Bunun yerine regülasyonların, ekosistemin büyümesine zarar verip vermeyeceğini, verirse de ne kadar sekteye uğratacağını konuşuyoruz.
Vergi konusuna gelecek olursak, kripto paralara birçok ülkede vergi halihazırda uygulanıyor. Ancak kripto para tanımlamasında genel geçer bir anlaşmaya varılmış değil, tüm ülkeler kendi yolunu oluşturmaya çalışıyor. Kripto paraların aynı zamanda teknolojik ürünler olduğunu ve blok zincirin gelecekte hayatımızda çok büyük bir yeri olacağını unutmamak gerek. Bu yüzden ekosisteme çok zarar verici adımlar, kripto para projelerinin ülkeden kaçmasına ve o ülkenin bu treni kaçırmasına neden olabilir. Doğru adımlar atabilmek için globalde kripto paralara karşı biraz daha ortak bir algı ve duruşun oturması gerek."
"Bitcoin'in 30 bin dolar seviyesine çıkması söz konusu"
Bybit Türkiye Araştırma Müdürü Beste Naz Süllü de kripto para piyasalarının haziran ayında dibi görmesinin ardından son 1,5 aydır yavaş bir toparlanma evresinde olduğunu belirterek, Terra Luna olayının tüm yatırımcı ve madenci çevrelerinde önemli sonuçlara yol açtığını söyledi.
Aynı dönemde ABD Merkez Bankası'nın (Fed) 75 baz puanlık faiz artırımlarına başlaması ile kripto para piyasalarının geçiş ve sindirme dönemine girdiğini anlatan Süllü, henüz yoğun para girişinin olmadığını ancak Bitcoin satış pozisyonlarının kapanmaya başladığını bildirdi.
Süllü, bu durumun Bitcoin'in üzerindeki baskıyı azalttığını ve tepki şansı doğduğunu ifade ederek, "Bitcoin'in ilk etapta 26 bin 500 dolar ve sonrasında 30 bin dolar seviyesine çıkması söz konusu. Eylül ayına doğru bu hareketin gelmesini bekliyoruz, ancak yıl içerisinde bizleri bekleyen birçok durum da söz konusu. Kripto varlıklarda en kötü dönemin geride kaldığını düşünüyoruz.
2022 boyunca Fed'den 150 baz faiz artışı beklediğimizi ve 2023'ün ikinci yarısı sonrası faiz indirimlerinin konuşulacağı varsayımı altında kripto paraların üzerindeki faiz ve güçlü dolar unsurlarının kalkacağını düşünüyoruz. Bu etapta yeniden gelebilecek kurumsal alımlar ve finans çevrelerinin de yatırımları göz önüne alındığında 2022'den daha iyi bir 2023 bekliyoruz." değerlendirmelerinde bulundu.
"Kriptoların kara para aklama gibi suçlardan arınması gerek"
Süllü, kripto paraların blok zincir üzerinde şeffaf bir şekilde transfer edildiğini, gizlilik üzerine projelendirilen coinlerin ise işlem geçmişi ve transfer bilgilerini saklı tutarak anonimliği sağlamaya çalıştığını söyledi.
Bu nedenle ülkelerin düzenleyici kurumlarının, para kaçakçılığını önlemek için ilk olarak bu coinlerden başladığını aktaran Süllü, "ABD'nin Tornado Cash'i yaptırım listesine eklemesi gibi coinlere yönelik atılan adımlar elbette sonunun nereye uzanacağı konusunda belirsizliği artırdığı için ilk etapta kripto para piyasasını olumsuz etkiledi." dedi.
Süllü, söz konusu adımla bu ağ üzerinden para kaçaklığı yapanların adreslerinin tespit edilmeye çalışılacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Karar ilk etapta kripto paraları olumsuz etkileyecek gibi dursa da bu varlıkların finansal olarak benimsenmesi için kara para aklama gibi suçlardan ayrıca arınması gerek. Kripto paraların, para aklama ile adının ayrışması, geleneksel yatırımcıların kripto para almasına da yardımcı olabilir. Baktığımızda birçok madenci şirket, Nasdaq üzerinden halka açılarak kitlesel fonlamaya yöneldi ve aynı zamanda hisse senedi piyasaları için de kripto madenciliği teknolojisinin yatırımları için bir seçenek.
Bu nedenle biz bu hamleye 'merkezileşme' olarak değil, 'kurumsallaşma' olarak bakıyoruz. Merkeziyetsizleşme anlamı tek bir sunucuya bağlı kalmadan, transferlerde aracı olmadan iki eş arasında gerçekleşmesi anlamında kullanıyoruz. Bu nedenle tezatlık değil, kripto paraların kurumsallaşması ve geleneksel tarafta yaygınlaşması olarak görüyoruz. Ayrıca merkeziyetsizlik kavramının birçok coin için geçerli olmadığını da biliyoruz." AA