Dolar

34,5424

Euro

36,0063

Altın

3.006,41

Bist

9.549,89

Türk mutfağında MÜSİAD'ın da tuzu olacak

MÜSİAD Başkanı Kaan, kültür ekonomisinin bir ürünü olan Türk mutfak sanatlarının ticarileştirilmesi gerektiğini belirterek, 'MÜSİAD olarak 81 ildeki tüm şubelerimiz ve yurt dışındaki şube ve temsilciliklerimizle mutfağımızın çok kapsamlı bir proje ve atılım ile tanıtımı ve ticarileştirilmesi hareketini başlatmaktayız. 'dedi

4 Yıl Önce Güncellendi

2021-01-20 10:24:08

Türk mutfağında MÜSİAD'ın da tuzu olacak

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, kültür ekonomisinin bir ürünü olan Türk mutfak sanatlarının ticarileştirilmesi gerektiğini belirterek, "MÜSİAD olarak 81 ildeki tüm şubelerimiz ve yurt dışındaki şube ve temsilciliklerimizle mutfağımızın çok kapsamlı bir proje ve atılım ile tanıtımı ve ticarileştirilmesi hareketini başlatmaktayız. " açıklamasında bulundu.

Kaan yaptığı yazılı açıklamayla, Türk mutfak sanatlarının ticarileştirilmesi çağrısında bulunarak, MÜSİAD olarak bu alanda başlattıkları atılım ile ilgili bilgiler verdi.

Günümüzde kültür ekonomilerinin en yaygın olarak geçirgenlik gösterdiği sektörün, sinema ve müzik olduğunu ifade eden Kaan, bu alandaki Amerikan baskınlığının yakın dönemde uzak Asya ülkelerinin özellikle genç nesil üzerindeki etkileriyle atağa geçtiğini kaydetti.

Bir ülkenin kültürel kodu

Bir ülkenin kültür kodlarının bir film ya da müzikle diğer ülkelere taşındığını aktaran Kaan, "Bizler kültür endüstrisindeki bu ihracın ana kalemlerini 'audovisüel sanatlar' olarak alırken, aslında çok önemli bir kalemi de göz ardı etmekteyiz: Mutfak sanatları ve ürünleri." değerlendirmesini yaptı.

Kaan, "Elbette yeme içme alışkanlıklarının bir ülkeden diğerine taşınmasında sinema sektörünün payı yadsınamaz. Çünkü görsel olarak sergilenen mutfak endüstrisi, bir başka ülkede merak uyandırmakta ya da en azından bir yakınlaşmaya neden olmaktadır. Aynı mutfak, ülkenize taşındığı zaman yabancılaşmayı azaltmaktadır. Bunu Amerikan ve Avrupa film ve dizi sektöründe sıklıkla görmekteyiz. Bu yöntemi bizim de özellikle ihraç ettiğimiz diziler aracılığıyla kullanmamız, ileride mutfak ihracatımız için bir ön hazırlık niteliği taşıyacaktır." dedi

Mutfak tanıtım ve ihracatı

Kaan, mutfak ihracatı başlığı altında çok dağılmamak ve belirli bir hat üzerinden hareket etmek gerektiğini ifade ederek, bilhassa salgın sürecinin etkileri yaşanırken, süreç sonundaki döneme hazırlık anlamında şimdiden çalışmalara başlamanın faydalı olacağını belirtti Mutfak ihracatında gelişme sağlanabilmesi için önerilerde bulunan Kaan, şunları kaydetti:

"Mutfak ihracatını; tarif ihracatı, sunum ihracatı ve menşe ürün ihracatı altında sınıflandırmak, mutfak sanatlarımızın ticarileştirilmesinde bizlere yol gösterici olacaktır. Bir Fransız restoranında yediğiniz yemeğe ödediğiniz miktar, Türkiye açısından tarif ithalatı, Fransa açısından tarif ihracatı olarak işlenmektedir. Aynı şekilde Fransa'da bir Türk yemeğine ödediğiniz miktar, bizim için bir tarif ihracatı onlar için ise bir tarif ithalatı olarak kayda geçmektedir. Bu nedenle mutfağımızın tanıtımı yapılırken yabancı ülkelerdeki restoranların menülerinden tutun da bağımsız Türk mutfağı restoranlarına kadar her aşamada tariflerimizi korumalı ve belli bir standarda uygun olarak tescillemeliyiz.

Öncelikle ülkemizdeki mutfakları sınıflandırmalı ve bu mutfakların tariflerini belli bir standarda uygun olacak şekilde tasnif etmeliyiz. Böylece, ihraç edilecek tarifin hangi yerel mutfağın ürünü olduğu ve tarifinin net bir şekilde açıklanması ve standartlarının belirlenmesi yolun başında yapılabilsin."

Yöresel mutfakların önemi

Kaan, Türkiye'nin sahip olduğu ve ihracatı yapılabilecek başlıca mutfakları; İstanbul Saray Mutfağı, Doğu Karadeniz Mutfağı, Doğu Anadolu Mutfağı, Ege Mutfağı, Akdeniz Mutfağı, Gaziantep Mutfağı, Şanlıurfa Mutfağı, Erzurum Mutfağı, Afyon Mutfağı, Kayseri Mutfağı, Konya Mutfağı, Kastamonu Mutfağı, Samsun Mutfağı, Tekirdağ Mutfağı, Bursa Mutfağı, Sivas Mutfağı, Tokat Mutfağı, Maraş Mutfağı diye sıraladı.

Mutfak ihracatıyla ilgili yapılacak bütüncül çalışmaların Türk mutfak kültürüne yapılan ciddi bir yatırım olduğunu belirten Kaan, MÜSİAD olarak 2007 yılında Türkiye'deki tüm şehirlerin özgün yemeklerini derledikleri "Yöresel Lezzetlere Seyahat" isimli bir kitap yayınladıklarını kaydetti.

Kaan,"Yöresel Lezzetlere Seyahat" isimli kitabımızı hazırladığımızda ben, Gıda ve Tarım Sektör Kurulu Başkanı idim ve bu mevzunun önemini her vesile dile getiriyordum. Yıllarca Türk Mutfak Kültürü'nün standartlara ulaşması ve ticarileştirilmesi için uğraştım. Bugün MÜSİAD Başkanı olarak bilhassa tazelenme sürecimizde bir komitemizi sırf bu alanda çalışmak üzere kurduk; 'Gastro-Ekonomi ve Türk Mutfak Sanatları Komitesi'. Bu komitemizin başkanlığını, Ramazan Bingöl yapmaktadır.

Komitemizin tasarladığı ve Cumhurbaşkanlığı himayelerinde gerçekleştirmeyi planladığımız, 1. Uluslararası Türk Mutfak Kültürü Sempozyumu'muz, pandemi nedeniyle maalesef ertelendi. Oysa bu sempozyum kapsamında sadece mutfak kültürümüz tanıtılmayacak, aynı zamanda uluslararası bir katılımla bir kültür bileşeni olarak mutfak sanatları ele alınıp uygulamalı olarak atölyeler kurulacaktı. Ancak Pandemi sonrası bu çalışmamızı yapmayı planlıyoruz." dedi.

Tarif ihracatı

Kaan, tarif ihracatına ve bilhassa yurt dışında Türk mutfağının farklı yemekler ve tatlar ile temsil edilmesine önem verilmesi gerektiğini belirterek, Türk mutfağı denince akla gelen birkaç yemeğin, aslında bu kadar geniş bir yemek kültürünün dünyada hak ettiği değeri bulamamasının bir göstergesi olduğunu kaydetti. İkinci ihraç kalemi olarak, sunum ihracatını gördüklerini aktaran Kaan, mutfağın sadece tariflerden oluşmadığını, aynı zamanda her yemeğin kendine ve yöresine ait bir pişirme ve sunum şekli de bulunduğunu kaydetti.

Kaan, "Örneğin, testi kebabı tarifi ihraç ediliyorsa, onun testisi de aynı zamanda sunuma ve ticarete konu olmalıdır. Aynı şekilde bakır taslar, şerbet ve ayran içmek üzere özel kaplar, özel pişirme gereçleri; kısaca Türk mutfak sanatının ürünlerinin ihracı burada söz konusudur. Bunun yanında mutfak sarf malzemelerinin de Türk kültürünü yansıtır formlarda ihracı yapılabilir." değerlendirmesini yaptı.

Abdurrahman Kaan, bazı ürünlerin üretimi adına mikro KOBİ'ler kurarak müesseseleşme sağlanabileceğini ifade ederek, bilhassa kadın iş gücünün, rahat üretilip pazarlanacak erişte, tarhana, atıştırmalık tatlı çerezler gibi ürünlerde çalışmasını teşvik etmenin, yatırım açısından iyi bir başlangıç olacağını belirtti.

"Ürünlerde bir standart belirledikten sonra, üretiminin doğal yollardan yapıldığının altı çizilerek lanse edildiği takdirde, Türk gıda üretiminin, dünyadaki olumlu algısı ile birlikte kendi pazarını genişleteceğine inanıyorum." ifadesini kullanan Kaan, Türk mutfak sanatlarına yapılacak yatırımın Türkiye'ye önemli getiriler sağlayacağını kaydetti.

Yeni kapıları açacak

Türk mutfak sanatına yapılacak yatırımın, öncelikle insan yetiştirme ve istihdam olanakları geliştireceğini belirten Kaan, bunun, mutfak sarf malzemelerinin ve mutfağı oluşturan mobilya sektörüne de yeni bir kapı açacağını kaydetti.

Kaan sözlerini şöyle tamamladı:

"Mekanın kendisi, en önemli yatırım kalemi olarak karşımıza çıkar. Ancak burada, tüm koşullar belirlendikten sonra bizler için elzem bir aşama söz konusudur: Sertifikasyon. Tariflerin ve mutfakların derlenmesi, tescil edilmesi ve tasnifi sonrası süreç, sertifikasyon aşaması ile tamamlanmalıdır. 81 ildeki tüm şubelerimiz ve yurt dışındaki şube ve temsilciliklerimizle mutfağımızın çok kapsamlı bir proje ve atılım ile tanıtımı ve ticarileştirilmesi hareketini başlatmaktayız. Çünkü Türk mutfak sanatlarımızın ihracatını ancak bu denli yaygın bir kuruluşun her aşamasında bulunacağı ve destek vereceği bir hareket olarak görmekteyiz.

Bu aşamada, ciddi bir pazarlama faaliyeti ile özellikle yurt dışında Türk mutfağının her ülkede tanıtımını sağlayacak etkinliklerin planlamasını yapabiliriz. Öyle ki ancak bu şekilde ülkemizde başlattığımız bu ticarileştirme ve ihracat hareketi, yurt dışında kendine bir zemin bulabilir ve beklenen ilgi ve merakı uyandırabilir. MÜSİAD'ın bu projede güçlü bir partner olarak sahada etkin olacağı kanaatindeyim. İlgili bakanlıklarımız, Türk Standartları Enstitüsü (TSE), Türk Patent Enstitüsü (TPE) ve Türkiye Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK)  ile yapılacak iş birlikleri ile böylesi uzun soluklu ve planlı bir hareketin, bilhassa pandeminin bitimi ile yeniden hareketlenecek olan hizmetler sektörünün yükselişine bir ön hazırlık olarak değerlendirilmesini uygun bulmaktayım."

Haber Ara