Türkiye, 2053 İklim ve Kalkınma Hedefine Emin Adımlarla İlerliyor
'Türkiye Ülke İklim ve Kalkınma Raporu'na göre, Türkiye 2053 hedefine birçok ekonomik sektörde köklü değişiklikler yaparak ulaşabilecek. Bu kapsamda enerji sektöründe dekarbonizasyon, ulaşımın elektrikleşmesi, enerji verimliliğinin artırılması, diğer sektörlerdeki emisyonların azaltılması önemli rol oynuyor. Taahhütlerin yerine getirilmesi,ülke ekonomisine net ekonomik kazanç sağlayacak.

Oluşturma Tarihi: 2022-07-08 19:08:49

Güncelleme Tarihi: 2022-07-08 19:08:49

Dünya Bankası Grubu'nun yeni bir ülke durum değerlendirmesi rapor dizisi olan CCDR, bir yandan ekonomik büyümeyi ve yoksullukla mücadeleyi desteklerken diğer yandan karbon emisyonlarını azaltmak ve dayanıklılığı sağlamak için öncelikli eylemleri belirlemek amacıyla, iklim ve kalkınma arasındaki bağlantıları araştırmaktadır. ‘Türkiye Ülke İklim ve Kalkınma Raporu', bu yeni rapor dizisinde yayımlanacak olan ilk rapordur.

2053 hedefi doğrultusunda ‘Türkiye Ülke İklim ve Kalkınma Raporu' Türkiye'nin büyümesi ve kalkınması bakımından son derece önemlidir.

Bu rapor, yine 2053 hedefi doğrultusunda dayanıklılık ve azaltımı temel alan RNZP (Dayanıklı ve Net Sıfır Emisyonlu Bir Kalkınma Yolu) adında bir kalkınma yolu çizmesi açısından da yol gösterici niteliği taşıyor. Bu çerçevede Türkiye, 2053 hedefine ulaşmak adına yoluna sağlam adımlarla devam ediyor.

Ekonomik kazanımlar sağlanacak

Rapor, iklim eyleminin, Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkenin büyüme ve kalkınma hedefini nasıl etkileyeceğini, yeşil sektörler ve teknolojilerin sunduğu imkanlardan nasıl yararlanılabileceğini, uzun vadeli risklerden nasıl korunabileceğini ve herkes için kapsayıcı, adil bir geçişin nasıl desteklendiği konularını içeriyor.

Raporda; enerji sektöründe dekarbonizasyon, ulaşımın elektrikleşmesi, enerji verimliliğinin artırılması, diğer sektörlerdeki emisyonların azaltılması gibi alanlarda köklü değişiklikler yaparak Türkiye'nin 2053 hedeflerini gerçekleştirebileceğinin açıkça ortada olduğu belirtiliyor.

Gerek kamu gerekse özel sektörde yatırımlara ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekilirken, Türkiye ekonomisinin şu anki büyüklüğü ile değerlendirildiğinde bu yatırımların yönetilebilir durumda olduğundan bir sıkıntı yaşanmasının söz konusu olmadığı vurgulanıyor.

Raporda, Türkiye'nin iklim taahhütlerinin yerine getirilmesi durumunda net ekonomik kazanımlar sağlayacağına da işaret ediliyor.