Türkiye-Katar ilişkileri, son 20 yılda özellikle siyasi, askeri ve ekonomik alanlarda hızlı bir ilerleme kaydetti.
Orta Doğu'da "seçkin bir tecrübe" oluşturan bu ilişkiler, her iki taraf için de elde ettiği kazanımlar nedeniyle çeşitli düzeylerde iş birliği alanında dikkate değer boyuta ulaştı.
Bölgesel ve uluslararası meselelerde de yakın bakış açılarına sahip iki ülke ilişkileri, son 20 yılda yaşanan gelişmelerle ivme kazandı. - Resmi ilişkiler 1979 yılında başladı
Türkiye ile Katar arasındaki resmi ilişkiler, 1979 yılında Ankara ve Doha'da karşılıklı büyükelçiliklerin açılmasıyla başladı.
İlişkiler, Türkiye Cumhuriyeti ile Katar devleti arasında 2014 yılında Yüksek Stratejik Komite'nin kurulmasıyla daha da güçlendi.
Komite, ilki Aralık 2015'te olmak üzere 6 toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantılarda çeşitli alanlarda 60'ın üzerinde anlaşma imzalandı. - İlişkiler, 2002 yılından bu yana büyük gelişme kaydetti
Türkiye-Katar ilişkileri, 2002 yılından bu yana hızlı bir gelişme gösterdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın o yıllarda Başbakan olarak Katar'a yaptığı ziyaret kapsamında başta enerji olmak üzere iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri geliştirmek üzere anlaşma imzalandı.
Orta Doğu'da Türk dış politikasının önemi giderek arttı. Bu gelişmelerden en dikkati çekeni de Katar-Türkiye ilişkileri oldu. İki ülke arasında son yirmi yılda birçok üst düzey ziyaret yapılırken, çeşitli alanlarda ekonomik alışverişler de arttı.
2008 yılında ilk Türk-Katar İş Forumu, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün katılımıyla Doha'da gerçekleştirildi ve aynı yıl iki ülke arasında çeşitli alanlarda kapsamlı iş birliğini başlatmak için bir mutabakat zaptı imzalandı.
Erdoğan, 2013 yılında Doha'daki Türk Büyükelçiliğinin yeni binasının açılışını yaptı. Erdoğan'ın ayrıca 2014'te Cumhurbaşkanlığını devraldıktan sonra ziyaret ettiği ilk Arap ülkesi Katar oldu. - Stratejik komite kuruldu
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani Aralık 2014'te iki ülke arasında Ortak Stratejik Komite kurmak için bir anlaşma imzaladı.
Doha, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Emir Temim ile bir araya geldiği Yüksek Stratejik Komite'nin ilk oturumuna 2015 yılında ev sahipliği yaptı. İki ülkenin orduları arasında daha yakın ilişkilerin yolunu açan bu toplantı çok önemliydi.
Türkiye ve Katar arasında çeşitli alanlarda gelişen ve büyüyen ikili ilişkiler çerçevesinde, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite toplantılarının ilki 2015'te Doha'da, ikincisi 2016'da Trabzon'da, üçüncüsü 2017'de Doha'da, dördüncüsü 2018'de İstanbul'da, beşincisi 2019'da Doha'da, altıncısı da 2020'de Ankara'da düzenlendi.
25 Kasım 2019'daki beşinci toplantıda ekonomi, kentleşme, ticaret, sanayi, teknoloji ve sağlık ile stratejik planlama, bilimsel iş birliği ve fikri mülkiyet alanlarında 7 anlaşma imzalandı.
Türkiye ve Katar arasında "ikili ilişkilerin yoğun ve güçlü olduğunun en önemli göstergelerinden biri olan" Yüksek Stratejik Komite toplantıları, düzenli aralıklarla gerçekleştiriliyor. Komite ayrıca, iki ülke arasındaki en üst düzey istişare mekanizması olarak belirlendi. - Askeri iş birliği
Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komitesinin kurulduğu Aralık 2014'ten beri, askeri ve savunma sanayi alanları başta olmak üzere iki ülke arasındaki ilişkiler tüm düzeylerde büyük ilerleme katetti.
19 Aralık 2014 tarihinde imzalanan, "Türkiye Cumhuriyeti ile Katar Devleti Arasında Yüksek Stratejik Komite Kurulmasına İlişkin Ortak Mutabakat" uyarınca iki ülke arasında askeri eğitim ve savunma sanayi alanında iş birliği yapılarak, Katar'da Türk Silahlı Kuvvetlerine askeri üs sağlandı.
Anlaşma, 10 Şubat 2015'te Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) sunulduktan sonra 5 Mart 2015'te TBMM Dışişleri Komisyonu tarafından onaylandı.
Anlaşma uyarınca Türk Silahlı Kuvvetleri Katar'da konuşlanırken, iki ülke arasında ortak askeri tatbikatlar düzenlendi.
Son olarak, 14 Aralık 2019'da Katar Türk Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığı Karargahı, iki ülkenin Savunma Bakanları ve Genelkurmay Başkanlarının katıldığı bir törenle açıldı ve karargaha Halid Bin Velid Kışlası adı verildi.
- 15 Temmuz darbe girişimiKatar, Türkiye'nin 15 Temmuz 2016'da maruz kaldığı Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişiminin ilk saatlerinde yaptığı yazılı açıklamayla, henüz akamete uğratılmamış darbeyi kınayan ilk Arap ülkesi oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da darbe gecesi kendisini ilk arayan ve darbeye karşı Türkiye'ye destek verenin Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani olduğunu vurgulamıştı.
Katar Emiri Al Sani, başarısız askeri darbeye karşı Türk halkını etrafında topladığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tebrik etmişti.
Söz konusu darbe kalkışmasını şiddetle kınayarak, Katar halkı ve devletinin Türkiye Cumhuriyeti ile dayanışma içinde olduğunu vurgulayan Al Sani, Türkiye'nin anayasal meşruiyetini koruma, hukuku uygulama, güven ve istikrarını muhafaza etme ile halk çıkarlarını koruması için ülkesinin destek verdiğini belirtmişti.
Darbeden iki hafta sonra Katar Dışişleri Bakanı Muhammed Abdurrahman Al Sani, Türkiye'yi ziyaret ederek, ülkesinin dayanışmasını gösteren ilk uluslararası yetkili oldu. - Katar ablukası ve Türkiye'nin desteği
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır, 5 Haziran 2017'de "terör gruplarını desteklediği" suçlamasıyla Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kesmiş ve bu ülkeye ekonomik ambargo uygulamaya başlamıştı.
Söz konusu ülkeler ablukanın kalkması için Katar'a bazı şartlar dayatırken, bu şartlarından biri de Doha'daki Türk askeri üssünün kapatılmasıydı.
Türkiye'nin cevabı Savunma Bakanı Hulusi Akar'dan geldi. Akar, Türkiye'nin Katar'daki üssünü kapatmayacağını vurguladı.
TBMM Genel Kurulunda, 7 Haziran 2017'de yapılan oylamada Katar'da Türk askerinin konuşlanmasının önünü açan kanun tasarısı kabul edildi.
Türkiye'nin bu durum karşısındaki tutumu askeri iş birliğiyle sınırlı kalmadı. Dört ülkenin ablukasına maruz kalan Katar'a hava ve deniz yoluyla gıda, su, ilaç ulaştırıldı.
Ankara, ayrıca Katar'ın 2022 Dünya Kupası maçlarına ev sahipliği yapması için gerekli tüm inşaat malzemelerini göndereceğini de taahhüt etti.
Ekonomi alanında ise Katar, Ağustos 2018'de Türk lirasında görülen gerileme akabinde Türk ekonomisine 15 milyar dolar değerinde doğrudan yatırım yapacağını açıkladı.
Ankara ile Doha ilişkilerinde siyasi ve ekonomik vizyon uyumu vasıtasıyla her şartta dayanışma ve iş birliği görülüyor.