Türkiye'nin topraklarında 5 bin ton altın çıkarılmayı bekliyor. Güncel fiyatlarla değeri yaklaşık 420 milyar dolar olan bu rezerv, ülkenin yıllık milli gelirinin %35'ine denk geliyor. Ancak üretim yetersiz, talep ise hızla artıyor.
ALTIN REZERVİ VE POTANSİYEL
Türkiye'nin toplam 6 bin 500 ton altın rezervine sahip olduğu tahmin ediliyor. Bunun 1.500 tonu tespit edilmiş durumda, ancak hâlâ 5 bin ton altın yerin altında çıkarılmayı bekliyor. Güncel değeri ise 420 milyar doların üzerinde. Üretim yetersizliği nedeniyle yıllık 200 tona yakın talep ithalat yoluyla karşılanıyor.
İTHALATA BAĞIMLILIK DEVAM EDİYOR
Türkiye, altın ithalatında dünyada önde gelen ülkelerden biri. 2023 yılında 30 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, sadece 4.3 milyar dolar ihracat yapıldı. Bu da net ithalatın 25.6 milyar dolara ulaştığını gösteriyor. Cari açığın yarısından fazlası bu rakamlardan kaynaklanıyor.
ÜRETİMDE GERİDEYİZ
Dünyada altın talebinde üst sıralarda yer alan Türkiye, üretimde ise 27. sırada. 2023'te üretilen toplam altın miktarı sadece 36.5 ton oldu. Çin, 378 tonla ilk sıradayken, Türkiye bu alanda büyük bir potansiyeli kullanamıyor.
ERZİNCAN'DA TEKNOLOJİK TESİS
Erzincan İliç'teki Çöpler Madeni, Türkiye'nin en büyük altın madenlerinden biri. SSR Mining ve Lidya Madencilik ortaklığıyla işletilen tesis, dünyadaki 9 yüksek teknolojiye sahip sülfit tesisi arasında yer alıyor. 2020 yılında Türkiye'nin toplam üretiminin %24'ü bu madenden sağlanmıştı.
YANLIŞ BİLİNEN DOĞRULAR
Altın üretiminde siyanür kullanımı sıkça tartışılıyor. Uzmanlar, siyanürün altın cevherinin çıkarılmasında kullanılmadığını, yalnızca işlem aşamalarında yer aldığını belirtiyor. Ayrıca, siyanürün sanayideki kullanımının sadece %4'ü altın madenciliğinde gerçekleşiyor.
- Siyanür kanser yapıcı mı? Hayır. Uzmanlar, siyanürün çevrede ve canlı organizmalarda kalıcı bir etkisi olmadığını ifade ediyor.
- Başka nerelerde kullanılıyor? Sentetik iplik, plastik, kuyumculuk, eczacılık gibi sanayilerde yaygın olarak kullanılıyor.
YATIRIMLAR ARTTIRILMALI
Türkiye'nin altın üretim kapasitesi yıllık 100 tona ulaşabilir. Bunun için sektör temsilcileri, yeni yatırımların ve sermaye aktarımlarının önemine dikkat çekiyor. Bu adımlarla, hem cari açık azaltılabilir hem de dışa bağımlılık sona erdirilebilir.
