Türkiye'nin son 5 yılda 219,8 milyar dolar cari açık verirken, ülkenin enerji faturası 213 milyar doları buldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) verilerinden derlenen bilgiye göre; Türkiye'nin 2020 cari açığı 47,4 milyar dolar olarak gerçekleşirken, 2013-2017 dönemini kapsayan 5 yılda bu rakam yaklaşık 220 milyar dolara ulaştı.
Enerji ithalatçısı konumundayız
Cari açığın en büyük kalemini ise enerji ithalatı oluşturdu. Buna göre petrol fiyatlarındaki dalgalanma ve döviz kurundaki artışla yükseliş gösteren Türkiye'nin enerji ithalatı son 5 yılda 213 milyar doları buldu.
Enerji ihtiyacını yerli kaynaklarıyla karşılayamayan Türkiye, her yıl arz güvenliğini sağlamak için enerji alanında ithalata yönelmek zorunda kalıyor. Ülke, enerji talebini karşılayabilmek için kömür, petrol, doğalgaz ve elektrik enerjisi ithal ediyor.
Stratejik büyüme ve enerjik adımlar
Ülkemiz geçtiğimiz on yılda dünyada ilk on ekonomiye girme hedefiyle, giderek daha önemli ve güçlü bir bölgesel oyuncu haline gelmiştir. Türkiye, 2002-2018 dönemindeki % 5,5'lik yıllık büyüme oranı ile 2018 sonu itibariyle dünyadaki 13. büyük ekonomi haline gelmiştir. Enerji kaynakları yönünden zengin coğrafyaya yakınlığı ile bölgede önemli bir aktör olan ülkemiz, jeopolitik konumunun getirdiği avantajların farkında olarak, hem halkına hem de içerisinde yer aldığı bölgeye karşı bir sorumluluk bilinci ile hareket etmektedir. Zira Türkiye, coğrafi olarak yer aldığı konumun çok ötesinde, yalnızca batı ile doğuyu bağlayan bir köprü değil, aynı zamanda bölgesinde istikrarlı ve güvenli bir enerji aktörüdür.
Projeler devreye alınıyor
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın resmi sitesindeki bilgilere göre; 2006 yılından itibaren Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı üzerinden dünya pazarlarına arz edilen petrolden sonra, TANAP projesi kapsamında Türkiye'ye ilk gaz akışı Haziran 2018 tarihi itibarıyle başlamış bulunmaktadır. Azeri doğal gazını Ülkemize ve Avrupa'ya taşıyacak olan söz konusu hattın önce ülkemizin sonrasında ise bölgenin arz güvenliğine katkıda bulunacaktır.
Türkiye'nin altınları
Ülkemiz, altın madeni bakımından zengin bir ülke olarak görülebilir. Türkiye, dünya kara yüzölçümünün %0,5'ini, dünya nüfusunun da yüzde 1'ini oluşturmaktadır.Son 20 yılda ortalama 156 ton/yıl civarındaki altın ithalatımız 2018 yılında 324 tona ulaşarak Türkiye'yi altın ithalatında yukarılara taşımaktadır.
Türkiye'nin bakırı
Bilinen en eski bakır yatakları Kıbrıs adasında olup Latince “Cuprum” adı verilen bakır metallerin pratik olarak kullanılmasında bir başlangıç noktası olmuştur. Ülkemizde Çatalhöyük kazılarında bulunan bakır eşyalar ise bilinen bakır tarihini M.Ö. 7000 yılına kadar götürmektedir.Ülkemizde farklı bölgelerde bakır cevherleşmeleri görülmekte olup 2015 yılı itibariyle tespit edilen bakır metal içeriği 3,79 milyon tondur.
Türkiye ve bor
Önemli bor yatakları Türkiye, ABD, Rusya ve Güney Amerika'da yer almaktadır. Ülkemizin bilinen bor madeni yatakları Batı Anadolu'da; Eskişehir-Kırka, Kütahya-Emet, Bursa-Kestelek ve Balıkesir-Bigadiç'te bulunmaktadır. Bor potansiyelimizin net olarak ortaya konulması doğrultusunda rezerv geliştirme çalışmalarına Bigadiç Master Projesi (BİGMAP) kapsamında devam edilmektedir. Dünyada bor ürünleri tüketimi yaklaşık 3,7 milyon tondur. 2019 yılında dünya bor talebinin yaklaşık %56'sı Türkiye tarafından karşılanmıştır. Türkiye rafine bor ürün üretim kapasitesi 2,7 milyon ton olup 2019 yıl sonu itibarıyla 2,04 milyon ton rafine bor ürünleri üretimi gerçekleştirilmiştir.
Türkiye ve "düşen enerji"
2021 yılında Türkiye, rüzgâr ve güneş enerjisi üretim payını son yıllara benzer şekilde artırmaya devam etti. Rüzgâr ve güneş enerjisinin payı, 2020 yılının ilk yarısında %12,2 iken 2021 yılının ilk yarısında %12,9'a çıktı. Öte yandan, rüzgâr ve güneş enerjisindeki istikrarlı artışa rağmen, Türkiye'nin yenilenebilir enerjinin üretim içindeki payı 2020 ile 2021'in ilk yarısı arasında büyük ölçüde düştü.
Alternatif enerji kaynakları
Enerji politikaları konusunda çeşitli araştırmalar gerçekleştiren bağımsız iklim ve enerji kuruluşu Ember'in yeni yayımladığı Avrupa Elektrik Görünümü Raporu'nda, Avrupa ülkelerinin 2021 yılının ilk yarısındaki elektrik üretimi verileri açıklandı. Türkiye'ye özel bir bölüm ayrılan raporda, ülkemizin rüzgâr ve enerjisinde bir büyüme yakaladığı ortaya çıkarken, kuraklığın bir etkisi olarak hidroelektrik üretiminde düşüş yaşandığı vurgulandı.
2021 yılında Türkiye, rüzgâr ve güneş enerjisi üretim payını son yıllara benzer şekilde artırmaya devam etti. Rüzgâr ve güneş enerjisinin payı, 2020 yılının ilk yarısında %12,2 iken 2021 yılının ilk yarısında %12,9'a çıktı. Öte yandan, rüzgâr ve güneş enerjisindeki istikrarlı artışa rağmen, Türkiye'nin yenilenebilir enerjinin üretim içindeki payı 2020 ile 2021'in ilk yarısı arasında büyük ölçüde düştü.