Yapılan arkeolojik çalışmalara göre termal sular bronz çağından bu yana yaklaşık 5000 yıldır Mısırlılar, Makedonlar, Persler, Romalılar, Türkler ve Vikingler tarafından temizlenme, dinlenme, zindeleşme ve tedavi amaçlı kullanılmıştır.
Anadolu'da kullanılan kaplıca ve içme adı verilen merkezlerin kuruluş tarihleri genellikle Romalılara kadar gitmektedir.
Romalılar ile aynı yerleşkede yer alan Selçuklu ve Osmanlı döneminde de jeotermal sular benzer amaçlı kullanılmışlardır.
700 bin yatağı aşacak kapasite var
Ülkemiz coğrafi olarak dünyanın en önemli jeotermal kuşağı üzerinde yer alıyor.Su kaynaklarının zenginliği ve potansiyeli değerlendirildiğinde Türkiye Avrupa'da birinci, dünya genelinde ise bu alanda yedi ülke arasında yer almaktadır. MTA verilerine göre Türkiye'de sıcaklıkları 20 ila 110 derece arasında değişen 1500 civarında doğal termal su kaynağı bulunuyor.Ülkemizin kullanılabilir doğal termal su kaynakların sıcaklık ve debileri değerlendirildiğinde 700 bin yatağı aşacak boyutta termal sağlık turizmi kapsamında toplam yatak kapasitesi üretilebilir.
200'den fazla kaplıca mevcut
Termal suların debi ve sıcaklıkları göz önüne alınarak yapılan hesaplamalara göre Afyon, Aydın ve Denizli Türkiye'de termal sağlık turizmi açısından en fazla yatak kapasitesine sahip olması gereken iller, bu iller aynı zamanda tarihi turistik alanlar olması termal sağlık turizmi için cazibe merkezi olmalarını da sağlayacaktır.
Konaklama tesisleriyle birlikte 200'den fazla kaplıca işletmesi bulunuyor.
Ege daha hareketli destinasyon
Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre; bu kaplıcaların Yüzde 33,5'i Ege, Yüzde 28'i Orta Anadolu, yüzde 20'si Marmara, Yüzde 10'u Doğu ve Güneydoğu Anadolu, yüzde 45'i Akdeniz ve yüzde 3,5'i Karadeniz bölgesinde bulunuyor.Ülkemizde termal kaynakların sadece yüzde 10 civarın kullanılmaktadır.Son dönemde çağdaş termal turistik işletmelerin Afyon, Pamukkale,Bursa, Kızılcahamam gibi lokasyonlarda daha iyi niteliklerle açıldığı görülüyor.Mevcut yatırımlara bakıldığında ülkemizin potansiyelinin çok küçük bir bölümünün kullanılabildiği de bir gerçek.
Türkiye'nin kür süresi cazip
Birçok Avrupa ülkesinde iklim şartları nedeniyle termal sağlık tesislerinden yararlanma yani kür süresi 100-120 gün civarında iken bu süre ülkemizde 220-240 gün civarında. Bu durum Türkiye için önemli bir avantaj sunmaktadır.
Termal sağlık turizmine dayalı tedavilerin yapıldığı yerlere Termal Kür Merkezi ya da Rehabilitasyon Klinikleri deniyor. Termal kaynağa sahip bütün ülkeler termal durumlarını sağlık ve turizm sektöründeki yerinden hareketle sağlık turizmi konusunda önem vermektedirler. Termal Latinceden tüm dünya dillerine girerken Türkçe olarak kaplıca kelimesini kullanmaktayız.SPA sözcüğü de latince kaynaklı olup 'Salus Per Aqua' yani 'Su ile Sağlık' anlamına geliyor.
Türkiye'de 46 ilde 200 civarında aktif olarak kullanılan kaplıca var.
Bölge bölge termal turizm
Marmara Bölgesi: Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kaplıca turizminin gelişmesin yönelik ilk adımlar bu bölgede atılmıştır.Atatürk'ün isteği ile şekillenen bu süreçte ilk modern kaplıca tesisleri Yalova'da yapılmıştır. İstanbul, Bursa, Yalova, Sakarya, Balıkesir ve Çanakkale'de bulunan tesisler iç turizm kadar dış turizme de hizmet veriyor.
Ege Bölgesi: Hemen hemen her ilde termal kaynak bulunuyor.İzmir, Afyon, Kütahya ve Denizli'de bulunan tesisler hizmette. Afyon kaplıcalarındaki çamur banyoları çoğu kaplıcadan farklı bir hizmet sunuyor.
İç Anadolu Bölgesi: Ankara,Nevşehir, Sivas ve Eskişehir'deki termal kaynaklar zengin kaplıcaya sahip.Günü birlik ziyaretler ağırlık kazanıyor.
Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgesi: Mevcut kaynaklardan istenen ölçüde faydalanamıyor.Fiziki donanım ve sermaye yetersizliğinin yanısıra ulaşım güçlüğü ve uzman personel ve tanıtım yetersizliği de bu bölgelerin geride kalmasına neden olmaktadır. Hafta sonu ziyaretleri ve yerel halk ziyareti şeklinde bir hizmet sunulduğu görülüyor.
Akdeniz Bölgesi: Termal turizm kaynakları diğer bölgelere nazaran sınırlı ve kıyı turizminin gölgesinde kalmış durumda.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Kaplıca sayısı az ve yetersiz. Genelde günübirlik ziyaretler şeklinde gerçekleşiyor.
Brezilya'dan bile ziyaretçi geliyor
Japonya, Kore Çin Halk Cumhuriyeti, Almanya, Amerika, Fransa, Rusya, İtalya, İspanya ve Brezilya'dan gelen ziyaretçi sayılarına bakıldığında ilk 10 ülke arasında termal turizme talebin daha çok Uzakdoğu ülkelerinden olduğu görülmektedir.