Uzmanlar art arda konuştu: Ekonomide korkutucu senaryolar!
Kovid-19 Pandemisi ve ardından başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı dünya ekonomilerinde alarm zilleri çaldırıyor. İngiltere’den Amerika’ya kadar dünya ekonomilerinde resesyon beklentisi tavan yaparken, dünyaca ünlü ekonomistlerden korkutan açıklamalar geldi.

Oluşturma Tarihi: 2022-10-11 13:24:09

Güncelleme Tarihi: 2022-10-11 13:24:09

TIMETURK ­­­| HABER MERKEZİ

Kovid-19 Pandemisi ve ardından başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı dünya ekonomilerinde alarm zilleri çaldırıyor. İngiltere'den Amerika'ya kadar dünya ekonomilerinde resesyon beklentisi tavan yaparken, dünyaca ünlü ekonomistlerden korkutan açıklamalar geldi.

Dünya Bankası Başkanı David Malpass ve Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, küresel resesyon riskinin arttığı uyarısında bulundu. Malpass, birçok gelişmekte olan ülkede ise para birimlerinin değer kaybetmesinin ülkeler için borç seviyelerinin giderek daha fazla yük haline gelmesi anlamını taşıdığını belirterek, faiz oranlarındaki artışın bunu ağırlaştırdığını belirtti.

IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları ABD'nin başkenti Washington'da başladı. Bu kapsamda, Dünya Bankası Başkanı Malpass ve IMF Başkanı Georgieva "İstikrarsızlık Çağında Çoklu Krizleri Ele Almak" başlıklı oturumda dünya ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.Malpass, "Gelecek yıl dünya için bir resesyon riski ve gerçek bir tehlikesi var" dedi.Avrupa'da bazı gelişmiş ekonomilerin yavaşladığına dikkati çeken Malpass, bu durumun gelecek yıl nereye gideceğinin görüleceğini aktardı.

FAİZ ARTIŞI, DURUMU AĞIRLAŞTIRIYOR

Malpass, birçok gelişmekte olan ülkede ise para birimlerinin değer kaybetmesinin ülkeler için borç seviyelerinin giderek daha fazla yük haline gelmesi anlamını taşıdığını belirterek, faiz oranlarındaki artışın bunu ağırlaştırdığını anlattı. Malpass, enflasyonun ise herkes ancak özellikle de yoksullar için hala büyük bir sorun olduğunu vurguladı.

IMF Başkanı Kristalina Georgieva da resesyon riskinin arttığı konusunda Malpass ile aynı fikirde olduğunu söyledi. Dünya ekonomisinin yaklaşık üçte birinin bu yıl veya gelecek yıl art arda en az iki çeyrek negatif büyüme göstereceğini hesapladıklarını bildiren Georgieva, dünya ekonomisindeki yavaşlamanın 2026'ya kadar yaklaşık 4 trilyon dolarlık kayba neden olmasını beklediklerini belirtti. Georgieva, dünyanın üç kilit ekonomisinde de yavaşlama gördüklerine işaret ederek, bu ekonomilerin Avro Bölgesi, Çin ve ABD olduğunu anlattı.

FITCH'TEN İNGİLTERE'YE ‘DERİN RESESYON' UYARISI

Diğer taraftan İngiltere ekonomisinin gelecek yıl yüzde 1 küçüleceği öngörüldü. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, İngiltere Merkez Bankası'nın (BOE) faiz oranlarını beklenenden daha hızlı artırması ve finansal piyasalardaki istikrarsızlık nedeniyle İngiltere'nin daha derin bir resesyona girebileceği uyarısında bulundu.

Fitch Ratings raporunda, finansal piyasalardaki aşırı oynaklık ve hızla artacak faiz oranları nedeniyle İngiltere'nin 2023 yılı büyüme tahmini düşürüldü. Eylül ayında yayımlanan Küresel Ekonomik Görünümü'nde yüzde 0,2 öngörülen İngiltere GSYH'sindeki düşüş, son raporda yüzde 1 olarak güncellendi. Raporda, faizlerin hızlı yükselişi, enerji krizinin etkisi ve Avro Bölgesi'ndeki daralmayla birlikte İngiltere'nin 2022'nin 4. çeyreğinden itibaren resesyona gireceği öngörüldü. Fitch, geçen hafta İngiltere'nin kredi notunu "AA-" olarak teyit etmiş, kredi notu görünümünü "durağan"dan "negatif"e çevirmişti.

LUBİN: ABD RESESYONU BİZİ HENÜZ ETKİLEMEDİ AMA ETKİLEYECEK

"Global Ekonominin Yeni Bir Sistem Ve Gelecek Arayışı" başlıklı oturumda konuşan Citibank Gelişmekte Olan Pazarlar Başekonomisti David Lubin, resesyon riskine işaret ederek "Resesyon riski kritik önemli bir konu. Avrupa ve ABD'deki resesyon senkronize değil. Avrupa ekonomisi resesyonu Rusya kaynaklı. ABD'deki resesyon henüz bize gelmedi. ABD ve Avrupa'da senkronize olmayan resesyonun riski, doların değerlenmesi olacak” dedi.

“Dünyada işlemlerin çoğu dolar ile yapılıyor. Doların güçlenmesi global ticaretin büyümesi için kötü bir haber” diyen Lubin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Birçok gelişmekte olan ülkenin dolarla borçları var ve dolar değerlenince bu tür ülkeler kredibilitelerini kaybediyorlar. Deglobalizasyon hayatımızda bir konu haline gelmeye başladı. Ticaretin büyümesi 10 yılda keskin bir düşüş gösteriyor ama korumacılık yükseliyor. Ticari yapıcılar pastadaki paylarının azalmasından korkuyorlar. Küreselleşme bir şekilde siliniyor ama tam olarak da ölmüş denilemez. Bölgeselleşmeyle karakterize olmuş bir dünyadan söz edebiliriz. Coğrafya önemli bir anlama sahip hale geliyor.”

SİEGEL: PİYASALARIN SORUNU ENFLASYON DEĞİL RESESYON

Wharton School Finans Profesörü Jeremy Siegelise FED'in faizler fazla hızlı artırdığını ve bu politika devam ettiği sürece resesyon risklerinin “olağanüstü” seviyelere ulaştığını ifade etti. Siegel, FED'in para politikasına ilişkin açıklamasında, “Sıkılaştırmayı çok çok daha önceden başlatmaları gerekiyordu. Şimdiyse frenleri çok sert sıktıklarından endişeleniyorum” değerlendirmesinde bulundu. Siegel, “Enflasyon sorununun büyük bir kısmı artık geride kaldı. Bugünse en büyük tehdit enflasyon değil resesyondur” diye konuştu.

TEK ÜMİTLİ AÇIKLAMA EVANS'TAN GELDİ

Uzmanların ağız birliği yapmışçasına karamsar bir tablo çizdiği dünya ekonomisine ilişkin tek ümitvar açıklama ise Chicago Fed Başkanı Charles Evans'tan geldi. Evans, Fed'in faizleri artırmaya devam etse bile işsizlikte hızlı artış olmaksızın halen enflasyonu düşürebileceğini söyledi. Bir konferans için hazırlanan konuşmasında Evans, bir resesyondan kaçınarak enflasyonun görece hızlıca düşürülebileceğini düşündüğünü belirtti. Fed'in hedef faiz oranını gelecek yıl için hala %4,5'in biraz üzerinde beklediğini belirten Evans, sonra bu seviyenin bir zaman daha sürmesini öngördüğünü kaydetti.