Geçen yıl koronavirüs pandemisinin vurucu etkileri nedeniyle 2Ç20'de %10,4 daraldıktan sonra, Türkiye ekonomisi takip eden çeyreklerde hükümetin destekleri, kredi paketlerinin etkileri, tüketimin artması gibi etmenlerle dönemsel bazda büyümede toparlanma etkisi göstermiş ve G-20 içerisinde az sayıda büyüme kaydeden ekonomiden birisi olarak 2020 yılını %1,8 büyüme ile kapatmıştı.
Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, büyüme rakamına dair analizinde, "1Ç21'de revize edilmiş veriyle %7,2 olan büyüme performansı, 2Ç21'de kötü dönemden gelen baz etkisiyle de birleşerek %21,7 olarak gerçekleşti. Bizim beklentimiz de bu dönemde %21 oranında bir GSYH büyümesi yönündeydi. Verilerin 1999'a kadar giden serilerde en yüksek büyüme performansına işaret ettiği görülmektedir." yorumunu yaptı.
Analizde şunlara dikkat çekildi: "Geçen yıl, çift hanede daralma kaydedilen ve büyük ekonomik aktivite kaybına neden olan koronavirüs pandemisi ardından 2Ç20'yi takip eden dönemlerde faiz indirimleri, hükümet destekli kredi teşvikleri ve pandemi nedeniyle artan destekler ile beraber büyüme performansı artmış; ancak tüketimi hızlandıran büyüme aynı zamanda TRY'ye değer kaybettiren ve enflasyonu da hızlandıran bir şekil almıştı. Bu yıl daha sıkı para politikasına ve yüksek faizlere sahibiz. İç talebin sınırlanmasına yönelik olarak ise, ki enflasyonu besleyen en önemli faktörlerden birisi, ilave olarak makro ihtiyati tedbirlere ve önlemlere yer verileceği görülüyor. Bunun tüketim ve ithalat eğilimlerini sınırlayarak enflasyona da olumlu katkı vermesi beklenebilir.
Aslında büyüme önünde, yatırım oluşumlarını sınırlayan en önemli engel faizler gibi görünse de faizlerin oluşmasına sebebiyet veren enflasyonu bu denklemden ayrı tutamayız. Dolayısıyla kontrollü ve enflasyon yaratmayan sürdürülebilir büyüme noktasında finansal istikrar ve fiyat istikrarı konusundaki önceliklendirme gerekli bir noktada duruyor. Merkez Bankası, Temmuz'da %18,95 ile güncel reel getiri pozisyonunu nötrleyen enflasyona rağmen, 4Ç21'de enflasyonun düşüşe geçeceğine inanıyor. Buna karşılık; güncel politika yönlendirmesi ışığında yüksek enflasyon riskleri ile beraber Sn. Kavcıoğlu yönetiminde gösterge faiz %19'da tutulmaya devam edilmiştir. TCMB'nin bir sonraki toplantısı 23 Eylül tarihinde gerçekleşecek.
Erkan analizini şöyle sürdürdü: "Sanayi üretimi, PMI, sektörel güven endeksleri, yılın 7 ayındaki ihracat performansı, iç ve dış talep koşulları büyümenin iyi bir momentumda seyretmeye devam ettiğini gösteriyor. 2Ç21 açısından şu ayrıntıya dikkat çekebiliriz; Mevsimsel ve iş günü etkisinden arındırılmış dönemsel büyüme %0,9 seviyesinde kaldı. Çeyrekten çeyreğe büyüme oranında, yıllık büyüme momentumuna oranla zayıf kalan bir performanstan bahsedilebilir, tabii çeyreklik değişimi gösteren verilerin arındırılmış olmasının da bunda etkisi olmakla birlikte Mayıs kapanmasına bağlı olarak da çeyrek içinde belli dönemi işaret eden bir yavaşlama var.
3Ç21'de hizmet sektörü katkısının açılmayla beraber dönemsel artışıyla, çeyreklik büyümenin de hızlı olması beklenebilir. Güncel öncü göstergeler de yıllık büyüme oranının konsensüs tahmin olan %8'e yakın gerçekleşebileceğini göstermektedir. Sanayi üretimi yıl genelinde yıllık bazda büyüme kaydederken, güven endekslerindeki pozitif hareketin ekonomik faaliyetin güçlü kalmaya devam edeceğine yönelik sektörel beklentileri de ortaya koyuyor. Tabii ekonomik aktivite açısından çekincemiz, yurtiçinde veya yurtdışında risk oluşturabilecek Covid varyantları etkisidir"
Analizde şunların altı çizildi: "Güncel büyüme ivmesi, bunun sonraki çeyreklere dönemsel olarak yansıma etkileri, güçlü üretim ve ihracat eğilimleri ile açılma ile hızlanan ekonomik faaliyet çerçevesinde mevcut %8 civarında olan büyüme tahminlerinin büyük oranda gerçekleşeceğini düşünüyoruz"