Konut Yatırımcıları ve Geliştiricileri Derneği (KONUTDER) Başkanı Ömer Faruk Çelik, "Türkiye'ye doğrudan giren toplam yabancı ticari, kurumsal ve bireysel gayrimenkul sermayesi bu yıl 5 milyar dolar olacak" dedi.
Gayrimenkul sektörünü değerlendiren Çelik, 2014'ün ilk yarısındaki politik belirsizlikler, global ekonomideki gelişmeler, KDV konusu ve maliyet artışının sektörü etkilediğini, buna bağlı olarak satışlarda bir miktar küçülme yaşandığını söyledi.
Çelik, TÜİK verilerine göre, geçen yılın ocak-kasım döneminde konut satışlarının 1 milyon 41 bin 406 adet olduğunu belirterek, bunun yüzde 1,02 azalarak bu yılın aynı döneminde 1 milyon 30 bine 715 adete gerilediğine dikkati çekti.
Geçen yıllarda satış vaadi yapılmış konutların teslimlerinin ve tapudaki devir işlemlerinin bu yıl da devam ettiğine vurgu yapan Çelik, yılın ilk altı ayında satışlardaki yavaşlamada politik gelişmelerin yanı sıra konut kredisi faiz oranlarındaki yükselmenin de etkili olduğunu dile getirdi.
Çelik, olumlu bir gelişme olarak, faizler yükselince, sektördeki firmaların kendi şirketleri bünyesinde faizi sübvanse ederek, kendi imkanlarıyla ödeme planlarıyla satışa başladığını aktardı.
Bu nedenle kredi kullanımındaki artışın biraz yavaşladığını ama konut satışlarının o oranda azalmadığını belirten Çelik, şunları kaydetti:
"Bu dönemde kredili konut satışlarındaki faiz oranlarının aşağıya düşmesiyle orada da olumlu bir seyir izlenmeye başlandı. Temmuz-ağustos verileriyle sektörde satışların artmaya başladığını, hatta eylül- ekim gibi satışlarda yüzde 20 artış olduğunu görüyoruz. Tüketiciler ekonomik ve politik belirsizlik azaldığı anda güçlü bir taleple geri döndü.
Bu yıl sektörün genel beklentisi ise bu rakamdan hareketle, geçen yılı yakalayabilmek. 2014 yılı 11 ayında Türkiye genelinde 1 milyon 30 bin adet konut satıldı. 2015'te ise genel seçimlerin ardından ekonominin normal seyrine devam edeceğini, spesifik bir değişme olmayacağını düşünüyorum. 2015 yılı, 2014 ile birbirine paralel bir seyirde devam edecek."
"İnşaat sektöründe istihdam edilen kişi sayısı 1 milyon 975 bin"
Ömer Faruk Çelik, inşaat sektöründe istihdam edilen kişi sayısının 2013 yılı eylül ayında 1 milyon 883 bin kişi olduğunu ve o tarihte toplam istihdamın yüzde 7,6'sına denk geldiğini anımsatarak, "Bu yıl eylül ayında bu rakam 1 milyon 975 bin kişi ve toplam istihdamın yüzde 7,5'ine denk geliyor. Dolayısıyla inşaat sektöründe istihdam edilen kişi sayısı bir önceki yıla göre 92 bin adet artmış olmakla birlikte inşaat sektörünün toplam istihdam içindeki payı az da olsa azalmıştır" dedi.
Mütekabiliyet yasasının daha önce Türkiye'de konut edinmesi mümkün olmayan bir alıcı gruba satış yapılabilmesinin önünü açtığına işaret eden Çelik, bunun da satışları olumlu yönde etkilediğini söyledi.
Çelik, 2013 yılının 11 ayında yabancılara Türkiye genelinde toplam 10 bin 740 adet konut satılırken, 2014 yılında bu rakamın 17 bin 104 olduğunu, bunun da yaklaşık yüzde 59,2 bir büyümeye işaret ettiğini kaydetti.
Geçen yıl Türkiye'ye doğrudan giren toplam yabancı ticari, kurumsal ve bireysel gayrimenkul sermayesinin 3,5 milyar dolar düzeyinde olduğunu, bu yılın 5 milyar dolarla kapatılacağını aktaran Çelik, şöyle devam etti:
"Diğer yandan büyüme oranı yüksek olsa da, yabancılara yapılan satışların tüm satışlar içindeki payının henüz yüzde 1,6 civarında olduğunu gözden kaçırmamak gerekir. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde yabancılara yönelik satışların artması yönünde halen güçlü bir potansiyel bulunuyor. İngiltere ve Almanya'nın yanı sıra Suudi Arabistan, Kuveyt ve körfez, mütekabiliyet yasasıyla yabancılara konut satışı her yıl artıyor, önümüzdeki yıl da artacak. Tüm AVM'ler ve sokaklardan da bunu görüyoruz. İç talep dengesindeki arz-talep açığı da bu yabancıya satışla kapatılacak."
"Yeni Tüketici Kanunu konut sektörüne köklü değişiklikler getirdi"
Ömer Faruk Çelik, 28 Mayıs'ta yürürlüğe giren Yeni Tüketici Kanunu'nun konut sektöründe köklü değişiklikler getirdiğine dikkati çekerek, tüketicinin korunmasını hedefleyen kanunun, konut alıcısını hem tamamlama sigortası hem de cayma hakkı gibi konular açısından güvence altına aldığını belirtti.
Tüketiciye teslim tarihine kadar sadece yüzde 2 tazminat ödeme koşuluyla sözleşmeden vazgeçme hakkı tanınmasının, tüketiciyi korumakla birlikte, toplam satışın yüzde 10'u kadar olduğunda müteahhitler için risk oluşturduğunu öne süren Çelik, "Bu nedenle yeni yasadaki cayma hakkı tazminatının yüzde 2'den 10'a çıkarılması sektör adına daha sağlıklı sonuçlar doğurabilir" dedi.
Çelik, satışların özellikle yılın 7 ayında geriye gitmesinin nedenlerinden birinin faiz oranlarındaki yükselme olduğunu ifade ederek, 2013 sonunda yıllık yüzde 10,7'ye kadar gerilemiş olan konut kredisi faizlerinin mayıs ayında yüzde 13'lere kadar yükseldiğini, bunun da alıcılara direkt etki eden bir maliyet meydana getirdiğini söyledi.
Takip eden dönemde ise düşüşe giren oranların bugünlerde yüzde 11,1 seviyesine kadar gerilemiş durumda olduğunu belirten Çelik, bunun da ağustos ayından bugüne satışlarda olan hareketlenmeyi yansıttığını dile getirdi.
"Konut sektöründe balon var diyemeyiz"
Ömer Faruk Çelik, konut alan yabancıların ağırlıklı olarak Antalya ve İstanbul'u tercih ettikleri belirterek, bu şehirleri ise Aydın, Muğla ve Bursa'nın takip ettiğini kaydetti.
Gelecek 5-10 hatta 20 yılda da her yıl 600-700 bin konut ihtiyacının artarak devam edeceğini ifade eden Çelik, konut geliştiricilerinin de üretim iştahı yerinde olduğunu ve üretimin 800 bin civarında seyrettiğini dile getirdi.
Türkiye'de alınan ruhsat sayılarının 800 binlerde, gelen talebin ise 600 binlerde olduğunu belirten Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bunlara bakınca arz ile talep arasında 150-200 adet konut üretiliyor gibi gözüküyor. Bu arzın, belirli lokasyonlarda ve belli şehirlerde arttığını görüyoruz. Dolayısıyla bunu sektörün geneline mal ederek konut sektöründe balon var diyemeyiz. Burada dengeyi iyi ayarlamak gerekiyor. Bu duruma firma ve proje bazında bakmak lazım. Öte yandan kentsel dönüşümle yeniden yapılan binaların yıkım ruhsatlarını bilmeden balondan bahsetmek de zor. 2015 ve sonrasında da fiyatların enflasyon oranında artması beklenebilir. Fiyat artışı da bu nedenle balon var gibi düşünülmemelidir."