Necmettin Batırel'in, "Kaçan para geri geliyor!" başlıklı makalesi şöyle:
Merkez Bankası yine sürpriz yaptı, piyasalara kontra yumruk vurdu. Herkes 50-100 baz puan beklerken faizi 200 baz puan aşağı çekti, %18'den %16'ya indirdi. Yüksek indirimin gerekçesi önden yüklemeli olarak açıklandı. Karar metninde, yer alan en çarpıcı tespit şu oldu: “Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır.” Yani deniliyor ki; 100 baz puanlık indirime gittik ancak gördük ki, ticari kredi artışında beklenen iyileşmeyi göremedik. Bu yüzden faizi 200 baz puan indirdik. Kasım ayında bakacağız. Eğer kredi kullanımında arzuladığımız yükseliş yaşanırsa faizi sabit tutarız, aralıkta yaparız. Yoksa 100 baz puan daha indiririz...
Bankalara da burada açık mesaj veriliyor: "Ben faizi düşürdüm siz de düşürün!" deniliyor. Bir defa şunu açıklığa kavuşturalım. Merkez Bankası araç ve amaç bakımından bağımsızdır. Yani uygulayacağı politikayı belirlemede ve bunu sağlarken kullanacağı araçları seçmede tamamen serbesttir. Ancak bu kararları alırken, mevcut siyasi hükûmetin onayını almak zorundadır. Zira uygulanan ekonominin siyasi sorumluluğu mevcut iktidara aittir. Ekonomi politikalarının temel amacı toplumsal refahı artırmaktır. Bunun varlığı temel olarak sürdürülebilir büyümenin sağlanmasına dayanır. Yüksek enflasyon toplum gelişmesini çok olumsuz etkiliyor. İşte bunu ortadan kaldırmak gerekiyor...
Merkez Bankası artık piyasanın önünde gidiyor. Şu anda herkes soruyor: Faiz iniyor ama, TL değer kaybediyor, kurlar yükseliyor, zamlar birbirini izliyor. Bu döngüden nasıl kurtulacağız?.. Üretim artışıyla. Bir defa bakın kurlarla birlikte ithal malların fiyatları da yükseliyor tüketimi azalıyor, cari açık daralıyor. İhracatta göz kamaştıran bir artış yaşanıyor. Merkez Bankasının rezervleri geçen hafta 126 milyar dolara dayandı. 6 ayda 37 milyar dolarlık artış var. Ülkenin döviz ihtiyacı azalıyor, rezervler sürekli artıyorsa (şirketler hariç) kimse dolar almaz aksine satar. Kurlardaki yükseliş kalıcı olmaz. Nitekim bireysel yatırımcı yüksek dövizi satış fırsatı olarak görüyor ki geçen hafta 239 milyon dolar sattılar. Buna karşılık şirketler 479 milyon dolar alarak borçlarını garantilediler. Varlık barışı dolayısıyla yurt dışına kaçan neden para geri dönüyor? Faizler aşağı çekilerek büyük kazanç kapısı açıldığı için. Geçen ay bu yolla son 23 yılın en yüksek kaynağı belirsiz 4,5 milyar dolar geldi. Yurt dışındaki toplam paranın 250 milyar dolar olduğu belirtiliyor.
Kasım 2020'de getirilen ve 2021 sonuna kadar uzatılan varlık barışında yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını ülkeye getirenlere ne kaynak soruluyor, ne vergi alınıyor!.. Aklanan bu varlıklar istenildiği gibi kullanılıyor.
Bence yüksek faiz indirimi kaçan paranın ülkeye gelmesini sağlamak için yapıldı. Türkiye kur belasından böyle kurtulacak!
