Hakkari'nin Çukurca ilçesinde "Zap Vadisi Projesi" kapsamında üretilen organik ürünler, 106 ülkenin katıldığı 23. Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı'nda (EMITT) yerini aldı.
Çukurca Kaymakamlığı ve Belediyesinin desteklediği "Zap Vadisi Projesi" kapsamında Çukurca topraklarında tamamen doğal yetiştirilen pirinç, buğday, mısır, susam, maş fasulyesi, kuru üzüm, incir, dut ve çeşitli meyvelerden elde edilen pestil gibi ürünler, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 23. EMITT Fuarı'nda görücüye çıktı.
Bölgedeki çiftçilerin en önemli geçim kaynağı olan tarım ürünlerini markalaştırarak hem turizme hem de ekonomik kalkınmaya katkı sağlayacak olan "Zap" markası, Çukurca'da temiz kar sularıyla beslenen ve daha önce hiç ilaç kullanılmamış topraklarda yetişen çok değerli tarım ürünlerinden oluşuyor.
Çukurca Kaymakamı Temel Ayca'nın, dalında çürüyen ve çöpe giden tonlarca ürünü değerlendirmek ve köylülere katma değer sağlayacak bir süreci başlatmak istemesiyle ilk adımı atılan "Zap" markasının ortak bir girişimle hayata geçirilmesiyle bölgede büyük çapta tarım yapılmasının da yolu açıldı.
"Aldığımız karar, kaliteli ve sağlam bir marka çatısı kurmaktı"
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yetiştirilen ürünleri "Hevsel Bahçesi" adlı sosyal medya hesabı üzerinden Türkiye'nin dört bir yanına satan Şehadet Çitil, şimdi danışmanlığını yaptığı "Zap" markasının hikayesini AA muhabirine anlattı.
Şehadet Çitil, Çukurca'ya ilk gittiklerinde ürünlerin yarısının ya çöpe atıldığını ya da bölgedeki insanların tüketebileceği şekilde üretildiğini gördüklerini anlattı.
Zap Vadisi'nin bereketli topraklara sahip olduğunu, hiç ekim yapılmamış köylerin bulunduğunu aktaran Çitil, hem bölgede üretimi arttırmak hem de var olan üretimi Türkiye pazarına tanıtmak için bir marka kurmaya karar verdiklerini, bu düşüncelerini Çukurca Kaymakamı Temel Ayca ile paylaştıklarını, ortak girişimi hayata geçirdiklerini söyledi.
Niyetlendikleri işin sürdürülebilir olması için sağlam ve büyük bir organizasyon gerektiğini dile getiren Çitil, "Sonuçta aldığımız karar, kaliteli ve sağlam bir marka çatısı kurmaktı. Logosundan ambalajına, sosyal medya algısına, hikayesinden lezzetine kadar bu marka bizlere emanetti artık. Bir taraftan üreticilerle görüşüp önümüzdeki dönemler için sorunlarına çözüm bulacak, diğer taraftan ellerinde hazırda bulunan ürünleri alacaktık. Seçtiğimiz kadınlara aşçılık eğitimi verilecek, Zap Sofrası ve üretim merkezinde yapılacak bütün işlerin standartlara uygun olması sağlanacaktı. Büyük şehirlerde mumla aranan profesyonel aşçılık eğitimi bile Çukurca'da kadınların ayağına gitmişti." diye konuştu.
"El birliğiyle Çukurca'nın algısını değiştirmek için çabaladık"
El birliğiyle Çukurca'nın hiç de hoş olmayan algısını değiştirmek için çalışmaya başladıklarını, ilk olarak arabaların bile giremediği bölgeler de dahil olmak üzere, bütün köylere gidip çiftçilerin kapılarını çaldıklarını anlatan Çitil, sözlerine şöyle devam etti:
"Çiftçilerle görüşmelerden sonra mevcut ürünler tespit edildi, üretimin arttırılması için alınması gereken önlemler belirlendi ve altyapı çalışmalarını içeren raporlar hazırlandı. Kaymakamlık aracılığı ile bazı köyler bakanlığın sulama projelerine girdi. Aynı zamanda İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile anlaşma sağlanarak önümüzdeki yıl için çiftçilerin bilgilendirilmesi çalışmalarına başlandı. Bir yandan da bakir ama eskiden güvenlik açısından sıkıntılı olan bazı mezra ve köylere gidildi. O bölgeleri tekrar yerleşime ve tarıma açmak için Kaymakam Temel Bey gerekli görüşmeleri yaptı. Zira bizim yaptıklarımız, terörle mücadelenin başka bir boyutuydu.
Çukurca'nın girişinde bulunan eski taş bina tadilattan geçti ve yanına yapılan yeni binalarla beraber kompleks bir görünüme kavuştu. Yıkılan eski evlerden getirilen taş bloklar yeni inşaatta kullanıldı. Zap Sofrası için kılı kırk yarıp profesyonel bir mutfak planlaması yapıldı. Zap ürünleriyle tasarlanan sentez bir menü oluşturuldu. Tarım ürünlerinin işlenip sirke, nar ekşisi, reçel, konserve gibi gıda ürünü haline gelmesi için hijyen şartlarına uygun bir mutfağa ihtiyacımız vardı. Binamızın orta kısmında üretim merkezi, depo alanı ve teşhir salonu inşa edildi. Bu merkezde maş fasülyesi, kaliteli Çukurca pirinci, börülce, kuru üzüm, ceviz, incir, incir pestili gibi tarım ürünleri, gıda ürünleri paketlenecek ve daha projeyi konuştuğumuz ilk akşam çalışmalarına başladığımız sosyal medya hesabımız üzerinden satışına başlanacak."
Çukurca tahini için coğrafi tescil alınacakÇitil, sosyal medyada hem "Zap" markasını hem de Çukurca'nın hikayesini ellerinden geldiğince anlattıklarını ifade etti.
Çukurca'nın kendi mutfak kültürünü yansıtan çok güzel yemeklerinin olduğunu aktaran Çitil, Zap Mutfağı'nda özel menünün yanı sıra yerel yemeklerin de dönüşümlü olarak yapılacağını ama bir taraftan da bu değerleri profesyonel çalışılmış bir yemek kitabıyla kayıt altına alacaklarını kaydetti.
Çukurca tahininin özel bir lezzet olduğunu anlatan Çitil, "Susam ağır ağır 3-4 saat taş fırında kavruluyor ve taş değirmende azar azar kalitesi bozulmadan öğütülüyor. Çukurca'da niyetimiz, tahin üretimini arttırıp aynı zamanda coğrafi işaret tescili almasını da sağlamaktır." dedi.
Şehadet Çitil, "Başlattığımız şey büyük bir tarım seferberliği aslında. Tersine göçe katkı sunacak, gençlerin yarına dair umutlarını yeşertecek, kadınların emeklerini Türkiye'ye gönderecek bir seferberlik. Bunun ilk meyvelerinden biri de 1995 yılında güvenlik sebebiyle boşaltılan Dutluca köyünün yeniden yerleşime açılmasıdır. Kaymakam Temel Ayca'nın yoğun çabaları sonucu Dutluca köyüne yıllar sonra geri dönecek olan insanlar, geçimlerini tarımdan sağlayacak." diye konuştu.
DAP İdaresi'nden 2 milyon liralık destekŞehadet Çitil, yıllardır kullanılmayan tarlaların sulama sorunu için de DAP İdaresi'nden 2 milyon değerinde sulama projesinin kabulünün sağlandığını, DAP İdaresi'nin ayrıca çit ve dut ağacı desteği verdiğini belirtti.
Yıkılmak üzere olan 400 yıllık tahin değirmeninin restore edildiğini, Çukurca'da üretilen susamın burada tahine dönüştürüldüğünü anlatan Çitil, 120 metrekarelik üretim merkezinde paketlenme ve ambalaj işlemlerinin, pestil, reçel, turşu üretiminin gerçekleştirileceğini kaydetti.
Çitil, üretim merkezi ve restoranda çalışacak 12 kadına eğitim verildiğini söyledi. Ürünleri sosyal medya üzerinden satışa sunacaklarını, üretimi arttırmak için daha çok çiftçi ve toprak sahibiyle görüşmeye devam ettiklerini belirten Çitil, geçen yıl haziran ayında alt yapı çalışmalarına başladıklarını, markanın patentini aldıklarını ve pazara sunmayı hedeflediklerini anlattı.