Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Abdullah Gül ile görüşmesine üzülen insanlar gördüm, hayret ettim. Gül, Arınç ve diğer isimlerin bir araya gelmesine yine hakaret edenler gördüm.
Bu görüşmenin, aradaki soğukluğu, küslüğü, kırgınlığı, fitneyi bitirmek için bir vesile olmasından daha güzel ne olabilir?
Barışmaktan, birlik olmaktan kim rahatsız oluyor?
Neden bu görüşmeye insanlar tepki veriyor, anlamıyorum.
Bu görüşmede, üç saat bir arada kalan ikiliden daha mı iyi biliyorlar siyaseti, ülkenin durumunu, partinin durumunu ve halimizi?
Fitneyi bitiren bir görüşme olması için dua edelim.
Erdoğan ve Gül görüşmesinin son derece samimi geçtiğini, ikilinin birbirine çok yakın davrandığını öğrendiğimde ben çok mutlu oldum.
Ve aradaki tüm fitneyi, kavgayı, ayrılığı bitirecek bir görüşme olması için de dua ettim.
Bu görüşmeye rağmen hala fitne ateşine benzin dökenlerin iyi niyetli olması mümkün değil.
Ya idrak sorunu vardır ya da kötü niyetlidir, başka açıklaması olamaz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu kriz ortamında, bu ateş ortamında, bu savaş ortamında ülkeyi ve milleti selamete çıkartma çabasına destek olacak bir görüşmedir bu.
Erdoğan liderliği olmadan bu krizden çıkmak mümkün değil, bunu herkesin görmesi lazım.
Erdoğan'ın hata yaptığını, yanlış şeyler söylediğini düşünen varsa, eleştirilerini kriz sonrasına saklamalılar.
Gün hesaplaşma günü değil, yangın söndürme günüdür.
Ülkeyi selamete çıkarma günüdür.
Bu ortamda hayır söylemeyen, ülke, millet ve ümmetin selameti için laf söylemeyecekler susmalı.
Gül, Arınç ya da diğerleri, bu ülkenin ve milletin selametini düşünen, ümmetin derdini içinde taşıyan insanlardır.
Onların da hatalarını, yanlışlarını gören varsa, onlar da kriz bitene kadar susmalılar.
Eminim bu görüşmelerden sonra onları daha çok sahada, daha çok milletin arasında, ülke ve ümmet için çaba gösterirken göreceğiz.
Kucaklaşmak ve vatan savunmasına geçmek bize yakışır
Barışmak, helalleşmek, kucaklaşmak, “söz konusu vatansa gerisi teferruattır” demek bize yakışır.
Doğu'da can veriyoruz, kan veriyoruz.
Suriye'de milyonlarca insanımız bombardıman altında.
Ülkenin her yanında, terör saldırı halinde.
Bu ortamda bize birlik olmak düşer, diri olmak düşer, kardeş olmak düşer.
Müslüman böyle düşünür, böyle hareket eder.
Hakaret edenin, elinde ihanet sopası, herkesi 'hain' ilan edenin, zerre kadar dert çekmemiş insanların ülkeye, millete ve ümmete faydası yoktur.
Bu dava kimsenin tapulu malı değildir.
'Reisçi' olmak, Erdoğan'ın yükünü almakla olur..
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın derdi çok, yükü ağır, sızısı çok.
Kim ki bu yükün bir kısmını omuzluyorsa, işte o, en iyi dava adamıdır.
Kim ki o derde ortak oluyorsa, sızısını dindirmeye çalışıyorsa, elini taşın altına koyuyorsa işte en iyi 'Reisçi' o'dur.
Tek bir ferdi dahi dışlamaya lüksümüz yok.
Büyük bir savaş kapımıza dayandı.
Vatan savunması bizi bekliyor.
Bunun dışındaki her uğraş lükstür, israftır, günahtır.
Allah barışanları, birlik olanları, dost olanları, kardeş olanları, vatanı için her tülü fedakârlığı yapanları, İslam yolundan gidenleri sever.
NOT: İçimdeki hisleri birebir yansıtan yukarıdaki satırları Yeni Şafak'tan Ali Nur Kutlu'dan ödünç aldım. Fitnenin kol gezdiği böyle bir ortamda sağduyulu davranma erdemini gösterdiği için kendisini tebrik eder, hakkını helal etmesini istirham ederim.
Selam ve Dua ile..
@misturi53
