1 Kasım seçimleri, huzur ve sükûnet içinde gerçekleşti.
Neticeler hayırlı olsun.
Türkiye 7 Haziran seçimleriyle bir belirsizliğin, kaosun, şiddet sarmalının içine düşmüştü.
AK Parti'nin 12 yıllık tek başına iktidar dönemi sona ermiş ve ortaya çıkan tablodan bir koalisyon çıkarmak da mümkün olmamıştı.
AK Parti'nin zayıflamasını fırsat bilen PKK, çözüm masasına tekmeyi vurmuş ve yeniden Türkiye'ye karşı savaş başlatmıştı.
Bunu bazı kesimler ısrarla “sarayın savaşı” diye yansıtmaya çalışsalar da milletimizin engin ferasetine tosladılar.
Biliyorsunuz PKK, seçimden 15 gün önce HDP'ye zarar vermemek adına ateşkes ilan ettiğini duyurdu.
Peki, 15 gündür ciddi bir çatışma ve savaş yaşandı mı?
Yaşanmadı..
PKK istediği zaman bu savaşı bitirebildiğine göre demek ki, Tayyip Erdoğan'ın başlattığı bir savaş değilmiş bu.
Şimdi göreceksiniz halkı yine aşağılayanlar, cehalet vurgusu yapanlar olacaktır.
Keşke bu milletin sağduyusunun, basiretinin yüzde biri bu kendilerini aydın, ilerici zanneden kesimlerde bulunsaydı.
İnşAllah halkın tokadını yiye yiye akıllanacaklar.
Başka yolu yok.
Hâlbuki mesaj çok açık..
Millet 7 Haziran'da, AK Parti'ye ciddi bir “uyarı” yapma gereği duymuştu.
Çünkü AK Parti'de rehavete kapılan, iktidar ve güç zehirlenmesine uğrayan unsurlar oluşmuştu.
AK Parti halkın bu mesajını iyi okudu, en azından okumak için gayret sarf etti.
Bir önceki seçim beyannamesinde eksik bıraktığı “sosyal devlet” uygulamalarıyla, aday listelerine biraz daha önem verince vatandaş da bunu karşılıksız bırakmadı.
7 Haziran'dan bu yana kıymetini en çok anladığımız konu herhalde huzur ve istikrar oldu.
Millet, “her şeyden önce huzur ve istikrar istiyorum” dedi. Bu mesaj çok açık..
Onun dışında 1 Kasım seçimlerinden partilerin çıkaracağı dersler vardır.
Önce AK Parti..
Millet AK Parti'ye dedi ki;
“ Ayağını denk al!.. 7 Haziran'da verdiğim mesajları unutmadan yoluna devam et..
Umudum yine sensin. Ancak teşkilatları hizmet kapısı olarak değil, rant ve ikbal kapısı olarak gören anlayışa prim verme..
Koluna 700 bin TL saat takan şatafat düşkünlerini, Kuran'a ‘bakara makara' diyen soytarıları bir daha benim karşıma çıkarma.
Tayyip Erdoğan da, Ahmet Davutoğlu da benim için birbirinden değerlidir. Aranızda efektif bir işbölümü yaparak yolunuza devam edin. Arkanızdayım.. ”
MHP'ye gelince..
1 Kasım seçimleriyle vatandaş Devlet Bahçeli'ye okkalı bir tokat indirmiştir.
Millet Devlet Bahçeli'ye şu mesajı vermiştir.
“Arkadaş senin amacın ne?
Ne diye siyaset yapıyorsun?
Niyetin ülkeye hizmet değil mi?
Niye 7 Haziran seçimlerinde ayağına kadar gelen “halka hizmet” fırsatını kaçırdın?
Milliyetçi ve ülkücü camiayı PKK uzantısı partinin altına düşürdün.
Bu utanç, adam olana yeter de artar! Seni uyarıyorum, akıllı ol!..
Aynı şekilde devam edersen barajın altında da bırakır, Meclis'ten de atarım.
Yapıcı muhalefet yap.
Hakaret ve aşağılama yapmaktan artık vazgeç de biraz fikir ve proje üret.
Eğer bunu yapamam diyorsan, doğru evine git! Hiç olmazsa yapacak olanlara fırsat ver.. ”
CHP hakkındaki görüşlerimi biliyorsunuz.
CHP ağzıyla kuş da tutsa, bu millet aklını yitirmedikçe CHP'ye iktidar vermez.
Çünkü bu milletin CHP'yle görülecek "90 yıllık" bir hesabı var.
Kılıçdaroğlu ne kadar uzlaşmacı, sağduyulu, barış ve özgürlük yanlısı bir görüntü vermeye çalışırsa çalışsın, ne kadar cazip vaatlerde bulunursa bulunsun bu gerçek asla değişmez.
Tabi ki HDP..
Akşam CNN Türk'te Aydın Doğan'ın elemanlarının telaşını görecektiniz, HDP barajı aşacak mı, aşmayacak mı endişesiyle kendilerini kaybetmiş gibiydiler.
Neyse ki, kılpayı barajı geçti de rahatladılar.
Terör örgütüne sırtını dayadığını pervasızca söyleyen bir partinin bu kadar oy alması bile esasen normal değildir.
Tehdit, şantaj, sindirme yöntemleriyle beyaz türklerin, paralelcilerin ve bilumum sol fraksiyonlardaki iflah olmaz Tayyip düşmanlığını kullanarak, görüp görebileceği seviyeler işte bu kadardır.
Bölge halkı üzerindeki baskı ortamı kalktıkça göreceksiniz, bu oyun yarısını bile alamaz hale gelecektir.
1 Kasım seçimleri Başbakan Davutoğlu'nun da dün gece dediği gibi, milletin zaferidir.
Bu zaferin, 7 Haziran'da içine düştüğümüz “fetret” döneminin ve Gezi olaylarıyla başlayan “türbülansın” sona ermesine vesile olmasını diliyorum.
Selam ve Dua ile..
@misturi53
