Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa'nın ev sahipliğinde, Dışişleri Bakanlığı, Arap Devletleri Ligi Türkiye Temsilciliği ve Birleşmiş Milletler (BM) Türkiye Temsilciliği iş birliğinde Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü etkinliği düzenlendi.
Etkinliğe Dışişleri Bakan Yardımcısı Kıran ve Arap Devletleri Ligi Temsilcisi Büyükelçi Faleh Majed Mutairi'nin yanı sıra BM'nin Türkiye temsilciliğinden yetkililer, çeşitli ülkelerden büyükelçiler, diplomatik ve askeri misyon temsilcileriyle davetliler katıldı.
Kıran, burada yaptığı konuşmada, "Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü vesilesiyle öncelikle dayanışmanızı ve ardından çok kıymetli Cumhurbaşkanımız, Dışişleri Bakanımız ve bütün Türk halkı adına Filistin davasını selamlıyoruz. Türkiye olarak kardeş Filistin halkına sürdürdüğümüz haklı mücadele desteğimizi ve dayanışmamızı her zamanki gibi aynı kararlılıkla aynı samimiyetle devam ettireceğiz." ifadesini kullandı.
Kıran, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü dolayısıyla Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Halkının Vazgeçilmez Haklarının Kullanılması Komitesi Başkanı Cheikh Niang'a gönderdiği mesajı okudu.
- "Türkiye her zaman Filistin davasına öncülük etmiştir"
Kıran, konuşmasının ardında AA muhabirine yaptığı değerlendirmede şunları söylledi:
"Bu dayanışmanın inşallah Filistin davası için hayırlara vesile olmasını diliyoruz. Artık uluslararası toplumun da bu konuda duyarlılık göstermesini ve somut adımlarla Filistin halkının yanında olmasını bekliyoruz. Türkiye her zaman Filistin davasına öncülük etmiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Filistin davasının öncüsü olmuştur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her zaman Filistin davasına, halkına ve devletine güç verdiğini söyleyen Kıran, "(Cumhurbaşkanı Erdoğan) 'Herkes Filistin'e sırtını dönse de Türkiye dönmeyecektir.' teminatını vermiştir. 'Kudüs kırmızı çizgimiz.' demiştir. 'Son nefesime kadar Filistin halkının yanında olacağım.' demiştir. Bugün burada bir kez daha bunun somut yansımasını görmüş olduk." dedi.
- "Türkiye'nin verdiği destek ve girişimler gurur kaynağımız"
Filistin'in Ankara Büyükelçisi Mustafa, İsrail'in şiddet ve işgal zihniyetini bırakarak, diğerlerinin haklarını tanıyıp, eşit bir davranış şekliyle barışı tesis etmesi ve sınırları siyasi olan savaşı inanç savaşına çevirmeyi bırakması gerektiğini kaydetti.
Mustafa, şöyle devam etti:
"İsrail'in planlı olarak yaptıkları barış ve istikrara değil savaşa ve çatışmaya sürüklüyor. Gazze'ye saldırılıyor, abluka altına alınıyor, aç bırakılıyor ve hiçbir insan hakkı düşünmeden dünyada en büyük hapishane haline getiriliyor. O dar coğrafyada 2 milyon Filistinli yaşıyor. Batı Şeria'nın durumu, ruh ikizi ve diğer kanadı olan Gazze'den farklı değil. İşgal, açık bir şekilde orada davranışlarına devam ediyor."
Kudüs'ün doğal ortamından koparılarak yabancılaştırılmaya ve Yahudileştirilmeye çalışıldığına dikkati çeken Mustafa, ayrıca İsrail'in çıkardığı "faşist" yasaların tek bir ayrım devleti kurarak iki devletli çözümü bitireceğinin altını çizdi.
İsrail'in bu davranışlarını ABD'nin destek ve korumasının teşvik ettiğini söyleyen Mustafa, mevcut ABD hükümetinin körü körüne işgal hükümetinin tarafını tuttuğunu kaydetti.
Mustafa, "Türkiye Cumhuriyeti'ne başkanlık, hükümet ve halk olarak halkımızın davasına yönelik duruşundan dolayı sonsuz teşekkürlerimizi ve memnuniyetimizi bildirmek istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin verdiği destek, gösterdiği çaba, sergilediği tavır ve ileri sürdüğü fikir ve girişimler biz Filistinlilerin gurur kaynağıdır. Bu da Filistin ile Türkiye hükümetleri ve kardeş halkları arasındaki derin tarihsel ilişkilerin yansımasıdır." ifadesini kullandı.
- "Yerleşmeci emperyalist İsrail sistemi boykot edilmeli"
Arap Devletleri Ligi Temsilcisi Büyükelçi Mutairi, işgalci İsrail hükümetinin yok etmek istediği iki devletli çözüm ilkesinin korunması gerektiğinin altını çizdi.
ABD yönetiminin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması, büyükelçiliğini oraya taşıması, BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'na (UNRWA) desteğini kesmesi ve Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) Washington'daki ofisini kapatması şeklindeki kabul edilemez kararlarına karşı çıkılması gerektiğini bildiren Mutairi, bu kararların uluslararası hukuka ve BM kararlarına aykırı olduğunu dile getirdi.
Mutairi, "İşgalci İsrail yönetimi, uluslararası toplum iradesine, kararlarına ve kanunlarına meydan okuyarak, barışın gerçekleşmesi için tüm umut ve çabaları yok eden plan ve politikalarına devam ediyor. Hatta Filistin halkına karşı faşist uygulamalarını artırıyor. Göçe zorlama, abluka ve yıkım yoluyla Filistin halkını kendi toprağında ve kutsallarında en basit haklarından mahrum bırakıyor." dedi.
Filistinlilerin gösterilen dayanışmanın pratiğe dökülmesine ihtiyaç duyduğunu belirten Mutairi, "İki devletli çözüm imkanlarını yok eden ve yeni ayrımcı bir emrivaki yaratan yerleşmeci emperyalist İsrail sisteminin geniş ve ciddi bir biçimde boykot edilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Etkinliğin girişinde İsrail'in Filistin'i işgali, Filistin'e yönelik düzenlediği saldırıları, İsrail askerlerinin çocuklar da dahil olmak üzere Filistinlilere uyguladığı şiddeti ve şehit ettiği Filistinlileri gösteren Filistin direnişine ait fotoğraflar sergilendi.
Filistin şehitleri için saygı duruşuyla başlanan etkinlikte İstiklal Marşı ve Filistin milli marşı çalındı. Filistin'in 70 yıllık direnişinin ve Filistinlilerin yaşamak zorunda kaldığı zorlu koşulların anlatıldığı belgesel filmin gösterildiği etkinlikte daha sonra konuşmalar yapıldı. Konuşmaların ardından konuklara ikramda bulunuldu.