Dolar

34,4579

Euro

36,5537

Altın

2.928,56

Bist

9.232,90

'Alp Er Tunga'nın mezarı bulundu' iddiası şüpheyle karşılandı

Prof. Dr. Necati Demir''in sosyal medya hesabından, Türk kültüründe önemli bir yere sahip Alp Er Tunga'nın 'mezarını bulduğunu' iddia etmesi büyük yankı uyandırdı. Prof. Dr. Ahmet Taşağıl ise iddia hakkında, 'İspat etsin de görelim' diyor!

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-10-03 13:43:46

'Alp Er Tunga'nın mezarı bulundu' iddiası şüpheyle karşılandı

Türk kültüründe önemli bir yere sahip Alp Er Tunga efsanesi, Gazi Üniversitesi hocalarından Prof. Dr. Necati Demir'in yaptığı açıklamayla yeniden gündemde. Sosyal medya hesabından, Alp Er Tunga'nın 'mezarını bulduğunu' iddia eden Prof. Demir, iddialarının arkasında... Ancak İslamiyet öncesi Türk tarihi üzerine çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Ahmet Taşağıl ise iddia hakkında, "İspat etsin de görelim" diyor! Doç. Dr. Altay Tayfun Özcan ise, "Bu mezar şu kişiye aittir demek, acelecilik olur" açıklamasını yapıyor. İşte Alp Er Tunga tartışmasının öteki yüzü...

İskitlerin kağanı (Saka Hanı) olarak bilinen, Türk tarihi ve edebiyatının ilk yazılı ürünü Orhun Yazıtları'nda da adı geçen Alp Er Tunga, efsanevi bir kahraman olarak kabul ediliyor. Adına Türk dili ve edebiyatının en önemli eserleri Kutadgu Bilig ve Divan-ı Lügati't-Türk'te rastlanan Alper Tunga'nın, Fars destanı Şehname'deki Afrasyab olduğu da iddialar arasında yer alıyor.

HEM TÜRK HEM DE İRAN DESTANLARINDA ADI GEÇİYOR

Firdevsi'nin eseri Şehname'de yer aldığı üzere İran - Türk savaşlarında Zaloğlu Rüstem ile savaşırken pusuya düşürülüp öldürülen Alp Er Tunga için bir de sagu (ağıt) yazılmıştı. "Alp Er Tunga öldi mü/ İsiz ajun kaldı mu / Ödlek öçin aldı mu / Emdi yürek yırtılur" dizeleriyle de bilinen Alp Er Tunga sagusu, Türk ağıt geleneğinin önemli örneklerinden biri olma özelliği taşıyor.

Yırtıcı bir leopar türü olan "tunga"dan ismini alan Alp Er Tunga, efsaneye göre Selçukluların 33 atasından biri olarak kabul ediliyor.

'ALPER TUNGA'NIN MEZARINI BULDUM' DEDİ

Yeraltında 100 sütunlu demir bir sarayda yaşadığına inanılan Alp Er Tunga'nın mezarının bulunduğuna dair geçen günlerde ortaya atılan iddia, geniş yankı uyandırdı. Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Alp Er Tunga'nın mezarını Özbekistan'ın Buhara kentinde bulduğunu iddia eden Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Necati Demir, yakında detaylı bir açıklama yapacağını da sözlerine ekledi.

'YAŞAMAYAN BİR ADAM İÇİN NEDEN AĞIT YAKSINLAR'

Ancak bu açıklama tarihçiler tarafından şüphe ile karşılandı. Bilgi almak üzere ulaştığımız iddia sahibi Prof. Dr. Necati Demir, "Ben polemik yaşamak istemem. Alp Er Tunga sagusu yani ağıdı diye bir şey var. Yaşamayan bir adam için 'Alp Er Tunga öldü mü?' diye niye desin millet? Alp Er Tunga Türklerin verdiği isim. Farsların verdiği isim Afrasiyab. Ceyhun Nehri'nin batı tarafı İran, doğu tarafı Turan'dır. Mâverâünnehir'de Afrasiyab şehri var, onun kurduğunu söylerler. Bu şehri Cengiz Han yerle bir etmiş. O şehirde Rus bilim insanları kazılar gerçekleştirmiş. Şehirdeki en eski buluntular, milâttan önce 7'nci yüzyıla kadar dayanıyor ve müzede sergileniyor. Hakkında yeterince çalışma yapılmadığı için bu tür tartışmalar yapılıyor" diye konuştu.

PROF. DR. AHMET TAŞAĞIL: İSPAT ETSİN GÖRELİM!

İslamiyet öncesi Türk tarihi konusunda yayımladığı çalışmalarla bilinen ve son olarak Kronik Yayınları'ndan "İlk Türkler" adlı kitabı çıkan Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, konu hakkında şu açıklamalarda bulundu:

"İspat etsin de görelim. Alp Er Tunga tarihi bir kişilik değil. Onun mezarı olması da söz konusu değil. Sadece Divan-ı Lügati't-Türk'te geçen efsane ile Şehname'deki benzeştirmenin bir ürünü. Dolayısıyla Alp Er Tunga'nın ne zaman yaşadığı belli değil. İslam öncesi Türk tarihi konusunda büyük bir bilgi kirliliği var. Tarihi olarak mevcut olmayan birinin mezarı olma ihtimali yok. Ancak bilimsel olarak ispat ederse kabul ederiz."

TÜBA Bilim Ödülü sahibi Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Altay Tayfun Özcan da, Türklerde İslamiyet öncesi dönemde kağanların defin ritüelleri hakkında şu bilgileri paylaştı:

'AYNI ŞEKİLDE BİR GÖMÜ GELENEĞİ YOK'

İslamiyet öncesi Türk devletlerinde kağanların defnedilme adetleri nasıldı? Attilâ veya yine bu döneme dair isimlerde bu işlemler nasıl gerçekleşiyordu?
Tabii öncelikle şunu belirtmek gerekiyor, her yerde ve her zaman aynı şekilde bir gömü geleneği yok. Attila'ya baktığımızda bir ırmak yatağına gömülüyor. Irmağa gömü Hazarlar için de Müslüman yazarlarca zikrediliyor. Ancak Göktürklerde toprağa gömme var. Değişmeyen tek şey, mezarlıkların kutsal olarak görülmesi. Bu İskitler için de geçerli. Mesela İskit hükümdarı İdanthyrsos ile Darius arasındaki konuşma bu noktada önemli. Hükümdar, Darius'u açıktan açığa İskit mezarlarına dokunmaması noktasında uyarmıştı. Darius bunları görebildiğine göre bunlar gizli saklı yapılar değildi.

Peki, defnedildikten sonra üzerine herhangi bir anıt inşa edilir miydi?
İskitler için konuşmak gerekirse evet; bunlar uzaktan seçilebilir, gözle görünür yapılardı. Çünkü bir İskit kurganı genel olarak mezarın üzerine taş ve toprak yığılarak yükseltilen yapılar. Hatta bunun boyu kişinin statüsü ile de doğru orantılı. Beylerin mezarları o kadar büyük ki diğerlerinden farklılığını ortaya koyabilmek için Rus arkeologlar bunlara Çar kurganları adını verdiler.

'SAHAYA İNEN ÜLKELERDEN BİRİ DE TÜRKİYE'

Bu defin yerlerini tespit etmek mümkün mü? Evetse nasıl, hayırsa neden?

İskit kurganlarının bu büyüklüğü, aslında İskitlerin bir çığlığı. "Dönemimiz bitti ama biz buradayız" diyorlar. Bundan ötürü İskit kurganlarını, özellikle de ehemmiyetli olanlarını tespit etmek genellikle kolay. Zaten bilhassa Kırım ve dolaylarındaki kurganlar iyi etüt edildi. Yenileri üzerinde de çalışmalar yapılıyor. Sahaya inen ülkelerden biri de Türkiye. Son yıllarda Prof. Dr. Alparslan Ceylan, Doç. Dr. İbrahim Üngör gibi değerli meslektaşlarımız Moğolistan'da önemli bulgular elde ettiler. Bunlar gurur verici gelişmeler.

'ŞU KİŞİYE AİTTİR DEMEK ACELECİLİK OLUR'

Bu mezarın tespit edilmesi halinde gerçekten Alp Er Tunga'ya ait olup olmadığını nasıl anlayabiliriz?
Öncelikle her kurgan, İskit kurganı değil. Çünkü Kumanlar da beylerini, büyük kurganlara gömüyorlar. Büyüklük önemli ama bu mezardan ele geçen eşyanın Kırım ve dolaylarında ele geçen İskit eşyalarıyla aynı özellik ve tarzda olması lazım. Mezar yapısının genel karakteri de benzemeli. Diğer taraftan mezar yapısındaki kerestenin dendrokronolojik analiz (ağaç halkaları ile tarihleme yapma yöntemi) ile İskit dönemine ait olup olmadığını tespit etmek gerekir. Büyük bir kurgan bulduk, bu İskit kurganıdır demek hele ki şu kişiye aittir demek, acelecilik olur.

Kaynak: Milliyet

SON VİDEO HABER

İBB Meclisi'nde metrobüs, yürüyen merdiven ve zam tartışması

Haber Ara