Dolar

34,4347

Euro

36,2908

Altın

2.837,80

Bist

9.389,62

Anayasa Mahkemesi'nden mahkemeyi yanıltıcı başvuru yapan avukata disiplin cezası

Anayasa Mahkemesi, mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan başvuruda, başvuru tarihinden önce hayatını kaybeden başvuruculardan biri hakkında bilgi vermeyen avukatın, mahkemeyi yanıltıcı nitelikte başvuru yaptığına karar verdi ve avukata 2 bin lira disiplin cezası verilmesini kararlaştırdı.

3 Yıl Önce Güncellendi

2022-06-10 10:55:10

Anayasa Mahkemesi'nden mahkemeyi yanıltıcı başvuru yapan avukata disiplin cezası

Resmi Gazete'de yer alan karara göre, İzmir Balçova'da bulunan ve 1974'te inşa edilen bir evin bitişiğine 2002'de Karayolları Genel Müdürlüğünce (KGM) İzmir çevre yolunun Balçova İkiztepeler Viyadüğü inşa edildi. Otoyol ile ev arasında 3,6 metre genişliğinde yol bulunurken ayrıca otoyolun kenarına korkuluklarla ses perdesi yapıldı.

Başvurucular, 2016'da evlerinin kamulaştırılması ya da takas edilmesi talebiyle KGM'ye başvurdu. KGM, evin yol inşaatı veya emniyet şeridi olarak kullanılmasına ihtiyaç bulunmadığı gerekçesiyle talebi geri çevirdi, konuyla ilgili belediyeye müracaat edilmesi gerektiğini bildirdi.

Taleplerinin karşılanmaması üzerine başvurucular, inşa edilen yol nedeniyle evlerinin konut olarak kullanılmasının mümkün olmadığını, yol kaynaklı ışık, ses ve sarsıntıdan ötürü yaşam kalitesinin düştüğünü, otoyol kenarındaki küçük yoldan ise araç geçişinin zor olduğunu belirterek İzmir 5. İdare Mahkemesine dava açtı. Evin bedelinin tamamının tazminat olarak ödenmesini istedi.

Mahkeme, yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verdi ve başvuruculara 19 bin 965 lira tazminat ödenmesine hükmetti. Kararın istinafa taşınması üzerine İzmir Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi, viyadüğün taşınmazın değerinin azalmasına neden olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi, bu karar 2019'da başvuruculara tebliğ edildi.

Bunun üzerine başvurucular, mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptı.

Yargılama süreci devam ederken başvuruculardan H.F.Ç, Kasım 2017'de hayatını kaybetti. Avukatı M.K.T. ise H.F.Ç adına hak ihlali iddiasıyla başvuruda bulundu ancak başvuru formunda ölüm olayından bahsetmedi.

Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, H.F.Ç. yönünden başvuru hakkının kötüye kullanıldığından başvurunun reddine ve yanıltıcı nitelikte başvuru yapması nedeniyle avukat hakkında 2 bin lira disiplin para cezası uygulanmasına karar verdi. Diğer başvurucular yönünden mülkiyet hakkının ihlal edildiğine hükmeden mahkeme, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması, yeniden yargılama yapılması için de kararın yerel mahkemeye gönderilmesini kararlaştırıldı.

- Kararın gerekçesinden

Anayasa Mahkemesinin kararında, başvurucu H.F.Ç. yönünden ölen kişi adına bir başkası tarafından bireysel başvuru yapma imkanının bulunmadığına işaret edildi.

Başvuruyu yapan avukatın, vefat nedeniyle başvurucu adına vekalet ilişkisinin sona erdiği aktarılan kararda, "Avukat tarafından yapılan bireysel başvurunun, başvuru hakkının kötüye kullanımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir." denildi.

Kararda, avukat M.K.T'nin Anayasa Mahkemesini yanıltıcı nitelikte başvuru yapması nedeniyle 6216 sayılı Kanun'un 51'inci maddesi ve içtüzüğün 83'üncü maddesi uyarınca 2 bin lira disiplin para cezasına hükmedildiği ifade edildi.

Mülkiyet hakkının, Anayasa'nın 35'inci maddesinde bir temel hak olarak güvence altına alındığına işaret edilen kararda, başkasının hakkına zarar vermemek ve kanunların koyduğu sınırlamalara uymak koşuluyla herkesin sahibi olduğu şeyi dilediği gibi kullanabileceği anlatıldı.

Hak sahibinin, mülkü üzerinde tasarruf yetkilerinden herhangi birinin sınırlanmasının mülkiyet hakkına müdahale teşkil edeceği belirtilen kararda, "Mülkün ekonomik değerini azaltan veya mülkten umulan ekonomik faydadan mahrum kalınmasına neden olan kamusal işlemlerin mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiği kabul edilmelidir." denildi.

Başvuru konusu olayda, evin yanına yapılan yolun mülkiyet hakkına müdahale anlamı taşıdığı aktarılan kararda, müdahalenin ölçülü olması ve hak sahibine aşırı ve olağanın ötesinde bir külfet de yüklememesi gerektiği kaydedildi.

Otoyol inşaatı sırasında KGM'nin korkuluk koyması, ses perdesi inşa etmesi gibi birtakım önlemleri aldığı anımsatılan kararda, bu tedbirlerin kaza sırasında otoyoldan aşağıya araç düşmesi ve trafikteki araçlardan fırlatılan cisimlerin evlere zarar vermesinin önlenmesi yönünden etkili olduğu bildirildi.

Buna karşılık otoyol trafiğinin yol açtığı ses ve gürültünün etkisinin kabul edilebilir düzeye çekilmesi için bir tedbir alınmadığı belirtilen kararda, idare mahkemesinin bu yönde değer kaybı nedeniyle 19 bin 965 lira tazminata hükmettiği, istinaf mahkemesinin bu kararı hukuki bulmadığı aktarıldı.

İdare mahkemesi ve istinaf kararları değerlendirildiğinde, mülkiyet hakkının usul güvencelerinin gerektirdiği özende bir yargılama yapılmadığına işaret edilen kararda, şu ifadelere yer verildi:

"Somut olayda derece mahkemelerinin tek başına imar planı işlemlerinin ve buna bağlı olarak viyadük inşa edilmesinin hukuka uygun olmasından hareket edip kamu makamlarının ses ve gürültünün komşu taşınmazlara etkisinin makul düzeye indirilmesi için herhangi bir tedbir almadıklarını gözetmemiş olması bütün zarara tek başına başvurucuların katlanması sonucuna yol açmıştır. Bu yaklaşım başvuruculara şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklemiştir. Bu durumda başvuruculara herhangi bir tazminat ödenmediği de dikkate alındığında mülkiyet hakkının korunması ile kamunun yararı arasında olması gereken adil dengenin başvurucular aleyhine bozulduğu ve müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 35'inci maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir."

Haber Ara