Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında konuşma yaptığı sırada TBMM'ye bombalar atıldığını hatırlatarak, "Sonuna kadar bu alçaklarla mücadeleye karar vermiştim aynı milletimiz gibi, tankın altına yatan Sabri gibi, kurşunlara koşan daha nice vatandaşımız gibi, şehit olanlarımız, gazilerimiz gibi." dedi.
Bozdağ, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında yaşadıklarını, darbeciler tarafından bombalanan TBMM'de yaptığı konuşmayı ve örgütle mücadeleyi anlattı.
Bakan Bekir Bozdağ'a yöneltilen sorular ve cevapları şöyle:
Soru: FETÖ'nün darbe girişiminin engellenmesinde ne etkili oldu? Nasıl bir gece yaşandı, o gecenin kırılma noktası neydi?
Bozdağ: Allah bir defa 15 Temmuz gibi bir darbe teşebbüsünü aziz milletimize ve devletimize yaşatmasın. Bana göre, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün pek çok kırılma noktası var. En önemli noktası Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Hande Fırat'a yaptığı açıklamadır. Darbe teşebbüsüne kalkışan FETÖ'cü teröristler, Cumhurbaşkanımızı infaz etmek için hareket ettiklerinde Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Hande Fırat'a açıklamalarda bulundu, halkı meydanlara çağıran bir açıklama yaptı. Herkesi FETÖ teröristlerinin darbe teşebbüsüne karşı mücadeleye, meydanlara çağırdı. 'Gelin, onlar da tanklarıyla, toplarıyla gelsinler, ne yapacaklarsa yapsınlar, ben halkın gücünün üstünde güç tanımıyorum.' açıklamasıdır. Esasında darbenin seyrini değiştiren en önemli açıklama Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu çağrı ve iradedir.
İkincisi, Sayın Cumhurbaşkanımızın halkı mücadeleye çağırırken kendisi de eşi, çocukları, torunlarıyla beraber hava sahası darbe teşebbüsüne kalkışan teröristlerin kontrolü altında olduğu halde adeta ölüme uçar, ölüme uçmayı göze alırcasına Marmaris'ten İstanbul'a uçması ve halkın arasına gelip orada mücadeleye devam kararı alması, halkıyla mücadeleyi seçmesidir. En önemlilerinden bir tanesi, halkın bu çağrıya cevap verip meydanlara çıkması, yolları kesmesi, tankların önünü kesmesi, tankların altına yatması, havadan ölüm kusan uçaklar, helikopterler, otomatik silahlar, tanklara karşı adeta şahadete koşarcasına koşup büyük mücadeleye halkın ortak olması ve bu mücadeleyi yapmasıdır.
Pek çok yerde askeri tesislerin, birliklerin etrafını halk kuşattı, yollarını halk kapattı. Dolayısıyla halk, Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısına uyup, buna geçit vermedi. Kırılma noktalarında birisi de hükümetin mücadele yolunu tercih etmesidir. O gece, Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım Beyefendiyle telefonda yaptığımız istişare sonucunda, halkla bir açıklama yapmasının yararlı olacağı, hükümetin mücadele ettiği, görevinin başında olduğu, bunlara geçit verilmeyeceği, halkın da bu mücadeleye daveti konusunda bir görüşmemiz oldu. Sayın Binali Yıldırım, halka bir açıklama yaptı. Asker içerisinde emir komuta zincirine bağlı olmadan bir kalkışma olduğunu açıkladı, hükümetin işin başında olduğunu ifade etti. Hükümet, başbakan dahil bakanlar kurulu üyelerinin ve hükümetin, devletin bütün birimlerinin ortak mücadele kararı bu da işin seyrini değiştiren başka bir adım.
Sokakta halkın tankın altına yattığı, kurşunlara karşı koştuğu bir ortamda Türkiye Büyük Millet Meclisi, Meclis Başkanımız Sayın İsmail Kahraman başkanlığında çalışmalarını sürdürdü, orada da iki uçaktan Genel Kurul hedeflenerek atılan bombaya rağmen Meclis, bombaların altında darbe teşebbüsüne karşı ölümü göze alarak mücadele etti. Halk sokakta tankın altına yattı, ölüm kusan uçakların, helikopterlerin altında mücadeleyi seçtiği gibi halkın temsilcilerinin oluşturduğu Türkiye Büyük Millet Meclisinde onların vekilleri de ölümü göze alarak mücadeleyi sürdürdü.
Medya da o gün önemli bir sınav verdi. Onlar da neredeyse topyekun darbe teşebbüsüne karşı iktidarın yanında duran bir yaklaşım ortaya koydular. O nedenle de bu darbe teşebbüsü Cumhurbaşkanımızın liderliğinde akamete uğratılmıştır. Ben bunu şöyle ifade etmek isterim, kurtuluş mücadelesi yıllarında Atatürk'ün çağrısına uyarak onunla mücadeleye katılanlar nasıl onun arkasında yekvücut olup memleketin dört bir yanını işgal etmiş, yedi düvele karşı mücadele verip hem kurtuluşu hem istikbali hem istiklali sağlamışlarsa aradan geçen yaklaşık 100 sene sonra bu kez de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, bu FETÖ terör örgütüne mensup asker içerisindeki teröristlerin kalkıştığı darbe teşebbüsüne karşı mücadele çağrısına halk cevap vermiş, 100 sene sonra da Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısına uymuş, onun arkasında yekvücut olmuş, darbeyi de darbe teşebbüsünü de bunlara destek veren bilinen, bilinmeyen güçleri de yedi düveli de o gece ezip geçmiştir, mağlup etmiştir. En önemli kırılma noktalarından biri halkın ve halkın liderinin bu tutumudur. Allah bu millete böyle zamanlarda yekvücut olmayı adeta bir haslet olarak vermiş, biz darda, zorda bir araya gelmeyi hep başardık.