Dünyanın ilk bilgisayar programcısı Ada Lovelace: İngiltere'nin başkenti Londra'da 1815'te dünyaya gelen ve asıl adı Augusta Ada Byron olan "Ada Lovelace", dünyanın ilk bilgisayar programcısı olarak biliniyor. Cambridge Üniversitesinde dönemin önemli matematik profesörlerinden Charles Babbage ile matematik ve mantık alanında birçok çalışmaya imza atan Lovelace, matematikteki yeteneğiyle hocasının dikkatini üzerine çekmeyi başardı.

Babbage'ın Analitik Makine (Analytical Machine) adlı ilkel bilgisayarı için İtalyan matematikçi Louis Menabrea'nın, 1842'de Fransızca yayımladığı inceleme yazısını bir İngiliz bilim dergisi için çeviren Lovelace, kendi notlarını da bu çeviriye ekleyerek yazıyı 1843'te yayımladı.

Lovelace, çeviriye eklediği notlarda, Bernoulli sayılarının Babbage'ın makinasıyla nasıl hesaplanacağına ayrıntılı yer verdi. Bu metot, tarihçiler tarafından dünyanın ilk bilgisayar programı olarak kabul edildi ve böylece Lovelace "ilk programlamacı" unvanına sahip oldu. Babbage'ın tasarladığı bu makine, günümüz bilgisayarlarının temelini oluşturuyor.

Bilim uğruna ölen kadın, Madam Curie ''Madam Curie'' olarak tanınan Polonya asıllı Fransız fizikçi ve kimyager Maria Sklodowska Curie (1867-1934) ise bilim dünyasında önemli başarılara imza atan mucit kadınların başında geliyor. Radyoaktivite alanında yaptığı çalışmalarla atom altı parçacık fiziğine öncülük eden Curie, uranyum elementiyle 20. yüzyıl başında yaptığı deneylerde atom altı parçacıkların artırılmış etkinliğini ilk keşfeden kişi oldu.

Bu çalışmalarıyla 1903'te fizik, 1911'de ise kimya alanında Nobel Ödülü'ne layık görülen Curie, bu ödülü alan ilk kadın oldu ve yine bu ödülü iki kez kazanan ilk bilim insanı unvanını aldı. Curie ayrıca, her 3 yılda bir düzenlenen dünyaca ünlü fizikçi ve kimyacıların bir araya geldiği Solvay Konferansı'na (Conseils Solvay) katılan ilk kadın.

Bilimsel çalışmaları sırasında aşırı radyasyona maruz kalarak kan kanseri olan ve bu nedenle hayatını kaybeden Madam Curie, "bilim uğruna ölen kadın" olarak tarihe geçti.

HIV'in AIDS hastalığına yol açtığını keşfeden kişi olarak tarihe geçen kişi Fransız bilim kadını Françoise Barre-Sinoussi de bilim tarihinde çığır açan kadınlar arasında yer alıyor. AIDS'e bir mikrop veya virüsün yol açıp açmadığını anlamak üzere 1983'te kurulan bir araştırma grubunda yer alan Barre-Sinoussi, yalnızca iki haftada varsayımının doğru olduğunu keşfetti.

Bu virüse insanın bağışıklık sistemini hasara uğrattığı için "human immunodeficiency virus (insan bağışıklık eksikliği virüsü)", yani baş harfleriyle "HIV" adı verildi.

Barre-Sinoussi, sonraki yıllarda da AIDS'in tedavi edilmesi ve hastalık etrafındaki gizemin çözülmesi yönündeki çabaların en büyük destekçilerinden biri oldu.

İtalya'nın Turin kentinde 1909'da doğan tıp araştırmacısı Rita Levi-Montalcini, sinir büyüme faktörünün keşfedilmesi, sinir sisteminin gelişimi ve farklılaşması konusunda önemli çalışmalara imza attı.

Meslektaşı Stanley Cohen ile 1986'da "sinir büyüme faktörü" buluşları için Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü kazanan Levi-Montalcini, 103 yaşında Roma'da hayatını kaybetti. Tıp alanında bilim dünyasına yaptığı katkılarla anılan Levi-Montalcini, 100'üncü doğum gününe ulaşan ilk Nobel Ödüllü bilim insanı ünvanına da sahip.

