Dolar

34,4788

Euro

36,3251

Altın

2.930,58

Bist

9.031,82

Çay Osmanlı'ya nasıl ve nereden geldi?

Ülkemizde günde 245 milyon bardak çay içiliyor. Kişi başına düşen yıllık çay tüketimi ise tam 3 kilo. Türkiye'de 200 bin çay üreticisi ve 300'e yakın işleme-paketleme tesisi bulunuyor. Çay bizim için çok önemli bir içecek. Gelin onu daha yakından tanıyalım...

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-12-22 18:34:00

Çay Osmanlı'ya nasıl ve nereden geldi?


Çay ilk kez milattan önce 2737 senesinde, Çin'de medikal amaçlar için kullanılmaya başlanmıştır. Zaman ilerleyince çayı suyla bir araya getirmişler ve bu sayede bir içeceğe dönüşmüş. İlk içilebilir halde hazırlanması ise milattan önce 10. yüzyıla denk gelmektedir.

Çay kelimesi, bize Çin'in bir lehçesi olan Mandarin'den gelmiştir. Okunuş olarak "ça", Latin harfleriyle yazılımı ise "cha" olan bu kelime, zaman içerisinde Orta Asya, Orta Doğu ve Kuzey ülkelerine kadar ilerlemiştir. Bu yüzden bu coğrafya içinde yer alan hemen hemen tüm ülkeler çay kelimesini "çay" olarak okumaya devam etmektedir. Çayın diğer ülkelere yayılması ilk olarak Kore, Japonya ve Vietnam üzerine olmuştur. Bu ülkelerde çay içiyorken, Hindistan'da çay hala medikal amaçlarla kullanılıyordu.

18. yüzyılda çay eksperleri Çin'den Portekiz'e gitmişler ve burada çay ekmeye başlamışlardır. Çay endüstrisi bu sayede yavaşça kurulmuştur. İngiltere'nin Portekiz'e gitmesiyle çay artık Avrupa'da da tüketilmeye başlanmıştır. 18.yüzyıla kadar çayın bir içecek olarak içilmesi hala yaygınlaşmamıştır. Pahalı bir içecek olarak festival veya özel durumlarda tüketilirmiş.

1785'den sonra İngiltere ve İrlanda, çayı gün içerisinde tüketmeye başlamışlardır. İngiltere çayın nasıl içildiğini Hindistan'a tanıtmış ve çay yetiştirilmeye başlanmıştır.

Çay Osmanlı'ya nasıl geldi?

Osmanlı'nın çayla tanışma hikayesi, İstanbul'daki birkaç dükkanın çay ithalatı yapmasıyla başlamıştır. Çayın değerli ve güzel bir içecek olduğunun farkına varan Osmanlı, Sultan II. Abdulhamid döneminde Çin'den getirilen fidanları Bursa'ya ektirmişti fakat ekolojik nedenler yüzünden burada çay yetiştirmek mümkün olmamıştı.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Türkler'in çayla tanışıklığı Orta Asya'ya dayanmaktadır. Kazan Kırım Türk'ü ve dil islahatçısı olan Abdül'l-Kayyum Nasıri'nin kitabı Fevakihü'l-Cülesa'da ilk kez çay içen Türk'ün Hoca Ahmet Yesevi olduğu vurgulanmıştır.

20. yüzyıla kadar Türkler çayla çok fazla haşır neşir olmamıştır. 1900'lü yıllarda Karadeniz'in özellikle Rize ilinde çayda önüne geçilemez bir büyüme olmuştur. 1924'te devlet tarafından Rize'de çay yetiştirilmesi konusunda bir yasa çıkarılmıştır. 1930'lara gelindiğinde ise Gürcistan'dan 70 ton siyah çay tohumu alınmış ve ekilmiştir.

Haber Ara