Sosyal fobi, çocukların sosyal ortamlarda diğer insanların kendisini olumsuz değerlendireceği, mahçup ya da rezil olacağı ile ilgili yoğun kaygı veya korku duymasına deniyor. Çocuk böyle bir korku ve kaygı yaşadığında sosyal ortamlarda bulunmaktan uzak durur.
Çocuklarda sosyal fobi değerlendirilirken aile yapısı da göz önünde bulundurulur. Çünkü çocuğun babasında veya annesinde de sosyal fobi olabilir veya ebeveynler kendi endişelerini çocuklarına aksettirerek kendilerinin bulunmadığı ortamlarda çocukların güvende olmayacağı düşüncesini çocuğa aşılayabilirler. Bu yüzden çocuk tek başına başarısız olacağına inanır. Ayrıca sert ve eleştirel anne babalar da çocuklarını bu düşünceye itebilirler. Hata yaptığında anne ve babasından çok sert tepkiler gören çocuklar tek başlarına bir şey başaramayacaklarına inanırlar.
Küçük yaşlarda her yaptığı engellenmeye başlanan çocuklar, başkalarının yanında dahi acımasızca azarlanan çocuklar artık aynı davranışı yapmamayı öğrenirler. Bu da çocukların büyüdüğünde dahi davranışı çevrenin uygunluğunu göz önünde bulundurarak yapmalarına neden olur. Her zaman başkalarının ne düşüneceği önemli bir hale gelir. Böyle çocuklar sosyal kaygı bozukluğu da yaşayabilir.
Çocuğun sosyal fobik olduğu nasıl anlaşılır?
Çocuğun sosyal ortamlarda elleri titriyorsa, terliyorsa, kekelemeye başlıyorsa, göz kontağı kuramıyorsa, kalbi hızlı atıyorsa, yüzü kızarıyorsa sosyal fobik olabilir. Bilhassa çocuğunuz birden kekelemeye başladıysa mutlaka sosyal fobiden şüphelenmelisiniz. Kekeleme sosyal fobinin çocukta çok daha fazla artmasına neden olabilir. Bu da sosyal fobinin tedavi edilmesini zorlaştırır.
Sosyal fobik olan çocuğa nasıl yaklaşmak gerekir?
Çocuğunuzda sosyal fobi varsa öğretmeniyle iş birliği içinde olmalısınız. Öğretmenler çocukların cesaretini artırıcı sınıf içi etkinlikler yapıp sosyal fobisini yenmesine katkıda bulunabilir. Çocuğa başarabileceği küçük hedefler koyup kendine güvenmesini sağlayabilir. Akranları arasında yaşanabilecek zorbalıkları da öğretmen engelleyebilir.
Ebeveynler ise çocuğa yapıcı, destekleyici yaklaşmalıdır. Çocuğuna değer vermeli, onu dinlemeli, fikirlerini önemsemelidir. Çocuğa mükemmeliyetçi bir yaklaşımda bulunmamalı, hata yaptığında ona güvenebileceği bir aile ortamı sunmalıdır.